Benim hatam mı translate French
811 parallel translation
- Benim hatam mı?
- Ma faute?
Benim hatam mı yani?
C'est ma faute, hein?
Benim hatam mı.
C'est ma faute.
Ne yani, bu benim hatam mı? Ballygar'da bir maç vardı ve bütün İrlanda şampiyonları...
Est-ce ma faute s'il y a un match à Ballygar et si les champions...
Hayat pahalılığının artması benim hatam mı?
Est-ce ma faute si le coût de la vie augmente?
Benim hatam mı sanki? Orta dereceli bir okulda okudum.
Je suis devenu instituteur sans être allé à l'École normale.
Uzun zamandır dul olman benim hatam mı?
Est-ce ma faute si vous êtes restée veuve trop longtemps?
Kadınların sürekli bana bakması benim hatam mı?
Est-ce ma faute si les femmes me regardent?
- Bu benim hatam mı?
- C'est quand même pas ma faute.
Benim hatam mı?
J'ai la conscience tranquille.
- Bir kız için... - Benim hatam mı? Ben ne yapayım?
Je n'y suis pour rien!
Buraya gelmesi benim hatam mı? Öyle mi?
Ce n'est pas ma faute si elle est là.
Benim hatam mı yani?
Alors c'est de ma faute?
Üzüldüm, bu benim hatam mıydı, beyler?
Désolé. C'est de ma faute, les gars?
Bu benim hatam mıydı?
Est-ce ma faute?
Bu benim hatam mı?
Est-ce ma faute?
Bu benim hatam değildi bay Stevens.
Ce n'est pas ma faute, M. Stevens.
"Benim sadece benim hatam."
Ça me fait bouillir de rage. Vous connaissez M. Furusawa?
Bu benim hatam hayatım.
C'est ma faute, chérie.
- Benim hatam mıydı?
C'est ma faute, peut-être!
Biraz da benim hatam. Onu durdurmadım.
J'ai été aussi très fautive.
Hatam, bu harika kadın Fransız Tiyatrosu'ndayken benim Matuschek Mağazası'nda çalıştığımın ayrımına varamamamdı.
Vous voyez mon erreur : je ne comprenais pas que cette dame etait a la Comedie Francaise, et que j'etais chez Matuschek et Co.
Kızmayın. Benim hatam değildi.
Vous m'imaginiez sous la véranda?
Sürünün patronu olarak, onların çalınması sanırım benim hatam.
Je m'occupais du bétail, donc je porte la responsabilité du vol.
Korkarım, hepsi benim hatam.Maddeleşme kursunda daha çok vakit geçirmeliydim. Fakat o zaman da cumartesi günü evlenmek için ısrar ederdin.
Je devais bûcher le cours de matérialisation, mais tu allais épouser Mary.
Sanırım benim hatam.
Je pense que c'est ma faute.
Bu belki de benim hatam, onun için daha iyisini yapamadım.
C'est ma faute, je ne lui ai pas donné mieux.
Yine benim hatam herhalde. Onu hasta sandım.
Je le prenais pour un malade.
Bu benim hatam. Baban olmadığı için seni şımarttım.
J'ai cru bon de te gâter parce que tu n'as pas de père.
Benim hatam, Cody. Seni hayal kırıklığına uğrattım.
C'est ma faute.
Hep, Ken'i suçladım. Ama sanırım onun bu kadar kötü... ve çekilmez olma sebebini anlamayarak benim de hatam oldu.
Je lui en voulais, mais de mon côté... je n'ai pas su comprendre ce qui le rendait aussi méchant.
Benim hatam da "Tamam, o beni böyle seviyor, ben de bunu kabul edeceğim." demek oldu.
Mon erreur a été de dire : " Très bien. Elle m'aimera à sa façon.
Ortağım öldü ve bu benim hatam.
Mon coéquipier est mort et c'est ma faute.
Onu da sizin gibi aldattım. Hepsi benim hatam.
Je l'ai trompée comme j'ai essayé de vous tromper.
Sırtımda o olmasaydı daha ne işler başarırdım. Şey, bu benim kendi hatam.
Ce que je n'aurais pas fait si je ne l'avais pas eu toujours derrière moi.
Thurston'un söylediklerinin benim hatam olmadığını bilmesini istiyorum.
Ce n'est pas de ma faute, c'est Thurston qui m'a cherché.
Boşanamıyor olmam benim hatam değil. Benim amacım seni incitmemekti.
J'ai tout fait pour divorcer, et réparer mes torts envers toi.
Benim hatam... affet beni... arkadaşım...
À cause de moi... Pardonne... ami...
Benim hatam değil, Mr Carbo.
Je n'y suis pour rien, M. Carbo.
Bu benim hatam mı?
C'est ma faute?
Çok korkmuştum ve tokat attım, ve hepsi benim hatam.
Une peur bleue, une gifle, et c'est ma faute par-dessus le marché.
Ah, benim hatam.
Je vous prie de m'excuser.
Bu kısmen benim hatam, farkındayım. Bu korkunç yer yüzünden başımıza geldi bunlar.
C'est cet endroit...
Benim hatam değildi, ama yaptığım hoşuna gitmeyecek.
Ce n'était pas ma faute, mais ça ne lui plairait pas.
Ah, tanrım. Bu tamamiyle benim hatam.
Quel nigaud je fais!
Benim hatam tamamladığından emin olmalıydım.
C'est de ma faute. J'aurais dû prévoir ce risque.
Korkarım ki olduk, hepsi benim hatam.
Je crains que si, et c'est de ma faute.
Tanrım, affet beni. Benim hatam...
Tout est de ma faute.
- Bu da mı benim hatam?
Et ca va etre de ma faute!
Beni affedin, sanırım benim hatam.
Toutes mes excuses. L'erreur vient de moi, semble-t-il.
Billy Roy benim hatam. Buna alıştım.
Billy Roy est ma responsabilité, Je vis avec,
benim hatam 349
benim hatam değil 82
benim hatamdı 173
benim hatam değildi 91
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
benim hatam değil 82
benim hatamdı 173
benim hatam değildi 91
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41