Benim için bir şey yapar mısın translate French
137 parallel translation
Baksana, Clint. Hazır Bay Parker'dan söz etmişken, benim için bir şey yapar mısın?
En parlant de M. Parker, tu pourrais me rendre un service?
Benim için bir şey yapar mısın?
Me ferais-tu une faveur?
- Benim için bir şey yapar mısın?
- Feriez-vous quelque chose pour moi?
Benim için bir şey yapar mısınız?
Je vais vous demander une chose.
- Benim için bir şey yapar mısınız?
Je voulais vous demander...
- Benim için bir şey yapar mısın?
Veux-tu m'aider?
- Steve, benim için bir şey yapar mısın?
Tu ferais quelque chose pour moi?
Kaptan Carruther, benim için bir şey yapar mısınız?
Capitaine Carruthers, pouvez-vous me rendre un service?
- Benim için bir şey yapar mısın? - Ne?
Tu ferais quelque chose pour moi?
Benim için bir şey yapar mısınız?
Feriez-vous une chose pour moi?
- Benim için bir şey yapar mısınız?
Vous me rendriez un service?
- Hayır. Ama benim için bir şey yapar mısın?
- Non, mais rendez-moi service.
Benim için bir şey yapar mısın?
Rends-moi un service.
Raymond, benim için bir şey yapar mısın?
Voulez-vous me rendre un service?
"Bayan Jelkes, bana bir iyilik yapar mısınız? Benim için bir şey yapar mısınız?" dedi.
"Mlle Jelkes, voulez-vous faire quelque chose pour moi?"
Bu gece benim için bir şey yapar mısın? Çevirmenlik?
Tu veux bien me servir d'interprète ce soir?
Benim için bir şey yapar mısın?
Veux-tu me rendre un service?
Benim için bir şey yapar mısın?
Fais-moi plaisir.
Hayır, benim için bir şey yapar mısın diye sana sormaya geldim.
Non, pour te demander de faire une chose pour moi.
- Benim için bir şey yapar mısın?
Associé, rends-moi service.
Benim için bir şey yapar mısınız, efendim?
Etes-vous prête à me rendre un petit service?
Benim için bir şey yapar mısın?
Tu peux me rendre un service?
Bay Rhoades, benim için bir şey yapar mısınız? Arabanızla elimi ezer misiniz?
M. Rhoades, pourriez-vous me passer sur la main avec votre voiture?
Ama benim için bir şey yapar mısın?
Mais rends-moi donc un service.
Benim için bir şey yapar mısın, acaba?
Pouvez-vous me rendre un service?
Benim için bir şey yapar mısın?
Dis-moi, tu peux me rendre un service?
Benim için bir şey yapar mısın?
Tu veux me faire une faveur?
Benim için bir şey yapar mısın?
J'ai une faveur à vous demander.
- Benim için bir şey yapar mısın Dil?
Tu peux faire une chose pour moi? N'importe quoi.
Teklifini iki katına çıkardığımı farzetsek benim için bir şey yapar mısın?
Supposons que je double son offre et que vous me rendez service?
- Benim için bir şey yapar mısın?
J'aimerais que tu fasses un appel pour moi. Bien sûr.
Benim için bir şey yapar mısın?
Tu peux faire quelque chose pour moi?
Benim için bir şey yapar mısın?
Tu veux faire un truc pour moi?
- Evet. Benim için bir şey yapar mısınız? Çok, ama çok önemli.
Vous voulez bien faire quelque chose pour moi?
Benim için bir şey yapar mısın?
Rendez-moi un service.
Benim için bir şey yapar mısın? Bunu ona verir misin?
Tu peux lui donner ça?
Benim için bir şey yapar mısın? Belki.
- Je peux te demander un service?
Benim için bir şey yapar mısın?
Rends-moi service.
Okazaki, benim için bir şey yapar mısın?
Je peux te demander un service?
Benim için bir şey yapar mısın?
Souhaitez-vous faire quelque chose pour moi?
- Benim için bir şey yapar mısın?
Tu peux me rendre un service?
Benim için bir şey yapar mısınız?
Vous ferez quelque chose pour moi?
- O zaman benim için bir şey yapar mısın?
- Tu ferais quelque chose pour moi?
Benim için bir şey yapar mısın?
Il y a une chose que vous pourriez faire pour moi.
Benim için bir şey yapar mısınız?
Je peux vous demander quelque chose?
Benim için son bir şey yapar mısın? Biliyorum, yapmamayı yeğlersin.
Ferez-vous une dernière chose pour moi?
- Sen neden değilsin? Benim için bir şey yapar mısın?
Veux-tu me rendre un service?
Senden bunu isteyeceğim için kusura bakma ama bu gece benim bir şey yapar mısın?
Désolé de faire encore appel à toi mais... pourrais-tu faire quelque chose pour moi ce soir?
Benim için özel bir şey yapar mısın? Bunu halledersen, memnun olurum.
Vous voulez bien faire quelque chose pour moi, si vous survivez?
Scott benim için başka bir şey daha yapar mısın?
Tu veux bien faire autre chose pour moi?
Yapacağım. Fakat ameliyat sırasında ölürsem, benim için tek bir şey yapar mısın?
Mais si je meurs, peux-tu faire quelque chose pour moi?