Benoît translate French
223 parallel translation
Peder Benoit ve bisikleti kahvaltıya yetiştiler.
Voilà le père Benoît et sa bicyclette.
Peder Benoit, lastik yamamayı öğrenmelisiniz.
Père Benoît, vous devriez savoir réparer un pneu.
Otto, Peder Benoit rica ettiydi..... bisiklet lastiğini onarabilir misin?
Le père Benoît te demande de réparer son pneu.
Aziz Benedict'in günü, saçakların altında kırlangıçlar.
Saint Benoît, l'hirondelle sous le toit.
Benoit!
Benoît!
Clare Benoit, Mickey, Noeaux ve Mike.
Blair Benoît, Mickey Milhow...
Alman kuzenim, Benoit Clou, böyle küçücükken koskocamandı,
Mon cousin germain, Benoît Clou, il était tout petit, comme ça... il était large comme ça... et bien, lui aussi a eu droit au diabète!
Benoit'nın cebinden arakladım.
L'herbe de Benoît.
Daha da kötüsü eski bir sevgili hakkında konuşmaktır.
C'est fatal aussi parler d'un ancien amant. Dire... 'Ah Benoît!
"Benoît gerçekten boşalmamı sağladı!" Yanındaki erkek tereyağı gibi eriyor.
Lui il me faisait jouir'. Le gars à côté de toi fond comme une tache de graisse.
"Benoît ve ben burada kaldık."
'Tiens, j'y venais avec Benoît'.
- Benoît'i anmanın vakti geldi sanırım.
- Là il faut parler de'Benoît'.
Seni seviyorum " " Benoît'le aramızda geçenler tümüyle cinseldi. "
Avec Benoît c'était... uniquement sexuel'.
Benoit benim için tam bir keyifti.
Benoît était super.
Benoit'm!
Benoît!
Benden ne kadar istersen iste Rémy daima, ama daima Benoit ayarlayacaktır.
Quelque soit le montant que tu me demanderas, Rémy, Toujours, je dis bien toujours, Benoît y pourvoira.
Teşekkürler Ben.
Merci, Benoît.
Bunun yanında, biz eski arkadaşız.
Benoît est un ami de longue date.
Bay Benoit beni işe aldırdı.
Mr Benoît me l'a donné.
Son bir kez, Benoit Patard alaycı gülümsemesi,... alışılagelmiş kendini beğenmiş tavırları ve gözlerinde küstah bakışlarla sanık sandalyesine oturdu.
Pour la dernière fois, Benoît Patard s'est présenté dans le box des accusés, la mine narquoise par dessus sa minerve, le regard plein d'arrogance, teinté d'auto-satisfaction.
Neyse, Renoir it dalaşını kazandı.
Enfin, Benoît a gagné, voici ce qu'il nous a rapporté.
Ya sen Benoit?
Benoît?
Uzun bir süre endişe duyması gerekmeyecek.
Surtout pour Benoît, il pourra voir venir un peu.
Benoit'in çalışmaları hoşuna gidiyor ve bir tane duvar resmi istiyor. - Bunun nesi yanlış?
Il veut une fresque de Benoît, où est le problème?
Castella'nın Benoit'in çalışmalarını sevdiğinden falan bahsetme.
Me dis pas qu'il apprécie le travail de Benoît.
Benöit Notre-Dame, Dordogne'lı bir çiftçiydi.
- benoît notre-dame était un paysan de la dordogne.
Bu Dordogne'lu çiftçi Notre Dame'ın karısına yazdığı mektup.
C'est le double de la lettre de benoît notre-dame à sa femme.
Benoit Notre Dame, künye numarası 1818.
- " Benoît notre-dame, matricule 1818.
Seni seviyorum.
Je t'aime. Benoît.
- Notre Dame de Paris değil! Paris'ten arıyorum, Notre Dame, Benoit için.
- Non, je vous appelle de paris à propos de notre-dame benoît!
Benoit Notre Dame!
- Benoît notre-dame!
Er, Notre-Dame, Benoit. Er Bassignano, Angel.
2e classe notre-dame benoît, 2e classe bassignano ange,
Benoit Notre-Dame kendi hayvanlarının gübresini kullanırdı. Hiç satın almadı.
Benoît notre-dame n'aurait jamais acheté d'engrais.
Benoit
Benoît. "
Harmess. Bu Hermes.
- Ça se prononce "Benoît".
Sabah erken saatlerde yeni papa, Papa 16. Benedict Bailey'e mucizeyi bizzat görmek üzere geldi.
Plus tôt aujourd'hui, le Pape Benoît XVI lui même, a rendu visite à la statue ici à Bailey pour assister au miracle de ses yeux.
Papa Benedict'in kalabalığın arasından geçerken oluşan sahne görülmeye değerdi.
C'était incroyable de voir le Pape Benoît traverser la foule.
Onu kaybediyoruz.
Benoît, des compresses!
Sana Benoit Brisset hakkında birkaç soru sormak istiyorum.
J'ai quelques questions à vous poser au sujet de Benoît Brisset.
Bisikletinizi holde bırakmanız şart mı, Peder Benoit?
L'entrée est-elle bien la place d'une bicyclette?
Paris'e gidin. 62 Rue de Picpus adresinde Saint-Benoit hemşireleri manastırı var.
Compris? - Oui.
- Clare Benoit? - Evet. - Bu da Ingrid.
Mike et Ingrid.
Özellikle de Benoit için.
Pas mal.
Teğmen Benoit Estrangin, sigortacı.
Le lieutenant estrangin, assureur.
Benoit.
Benoit.
Benoit benim kızlık soyadım değil.
Benoit n'est pas mon nom de jeune fille.
Kardeşim- - uzman Michael Benoit.
Mon frère. Le spécialiste Michael Benoit.
Uzman Lehane and Benoit giriş için izin talep ediyorlar efendim.
Les Spécialistes Lehane et Benoit demandent l'autorisation d'entrer, monsieur.
"Çocuğu öldürme." Cesur Benoit dedi,...
"'Ne tues pas le garçon,'dit le Brave Benoit,
- Benoit Brisset öldü.
Maître Brisset est mort.
- Benoit Brisset, 46 yaşında.
- Benoit Brisset, 46 ans.