Bermuda translate French
397 parallel translation
Bu gece Bermuda teknesinde görüşürüz.
JE VIENDRAI VOUS SALUER CE SOIR - BLACKIE
Önce Bermuda'ya yolculuk dedin.
D'abord, tu avais dit les Bermudes.
- Bermuda'ya gittin.
- Tu y es allée.
Kışın yatı limana çektirecektim... ama onunla Bermuda'ya gidebiliriz.
Je fais préparer le yacht. On peut aller aux Bermudes.
Reno'da 6 hafta kaldım, sonra Bermuda'da.
Six semaines à Reno, puis les Bermudes...
- Bermuda'da.
Aux Bermudes.
- Ve Bermuda'daki resmimiz.
La photo prise aux Bermudes!
- Nerede oturuyorsun, Bermuda mı?
Où habitez-vous? Aux Bermudes?
Ordövr, çorba, biftek, patates graten kuşkonmaz, baharatlı armut ve tabii kremalı Bermuda soğanı.
Juste un en-cas... Hors-d'œuvre, soupe, côtelette, gratin, asperges et poires cuites.
- Telsizci Bermuda'ya gittiğimizi söylemişti.
Selon le premier officier, nous allons vers les Bermudes.
Bermuda ne tarafta bilen var mı?
Quelqu'un connait-il la route des Bermudes?
Bizi Bermuda'ya götürür mü dersin, yani Britanya topraklarına?
Vous espérez qu'il nous emmène aux Bermudes. En territoire britannique?
Burada olmaktansa Bermuda'da savaş esiri olmayı yeğlermiş.
Il a dit qu'il préfèrait être prisonnier de guerre aux Bermudes plutôt qu'ici...
Nerede olduğumuzu, Bermuda'nın nerede olduğunu bilecek tek kişi kendisidir.
Si quelqu'un sait ici dans quelle direction sont les Bermudes, c'est lui.
Şu andan itibaren kaptan benim. Beğenmeyen varsa Bermuda'ya yüzerek gidebilir.
- Depuis tout de suite et si quelqu'un n'est pas content il n'a qu'à nager jusqu'aux Bermudes.
Oradan okyanusun içlerine gidileceğini ve Bermuda'nın o yönde olduğunu söylüyor.
Il dit que si nous suivons ce cap, nous allons nous perdre dans l'océan. Il continue de dire que les Bermudes sont dans l'autre direction.
- İyi. Yakında Bermuda'da oluruz.
Splendide, en moins de deux nous atteindrons les Bermudes.
Önemli olan bu değil ki. Bermuda'ya gidip gitmediğimizi söylesin.
La question est de savoir si nous allons aux Bermudes.
Kaptan, Bermuda'ya ne zaman varacağız?
Ohé capitaine, vous entendez, quand arrivons-nous aux Bermudes?
Karısının ailesinin yanına Bermuda'ya gidip oraya yerleşeceğinden bahsediyordu.
Il allait avec sa femme et sa famille aux Bermudes.
Bermuda'ya gitmiyoruz. Başka yöne gidiyoruz.
Nous n'allons pas aux Bermudes, mais dans la direction opposée.
Şu an rotamızdan çıktık. Bermuda'ya gitmemiz haftalar alacak.
Nous nous sommes détournés de notre cap, et il faudrait des semaines pour aller aux Bermudes.
New York'ta, Bermuda'da birer hafta. En iyi oteller, en eski şampanyalar, en leziz havyarlar, en iyi müzik ve en güzel eş.
Les hôtels les plus luxueux, le meilleur champagne, le meilleur caviar, la meilleure musique et la plus jolie épouse.
Bermuda veya Palm Beach'e gideceğini sanırdım.
Je vous aurais plutôt imaginé aux Bermudes. Ou à Palm Beach.
Doğruca bir huzurevi ya da motele gitmeniz gerekirdi. Sessiz, uzak, Bermuda gibi bir yere.
Il vous fallait une maison de repos, un endroit calme comme les Bermudes.
Davanız biter bitmez beni Bermuda'ya sürgüne göndereceklermiş.
Après, ils m'exileront aux Bermudes.
Ve size özel dikilmiş Bermuda şortunuzu getirdim, efendim.
Je viens de la part de Hawks Hill pour un essayage de votre bermuda.
Bu benim terzimin çok yakıştığını söylemek istediğim Bermuda şort için yazdığı bir fatura.
C'est une facture de mon tailleur pour un bermuda très seyant.
Birkaç günlüğüne Bermuda'ya gidiyorum.
Je pars aux Bermudes quelques jours.
Sahtekar bir avukat bul, ona şantaj yap, bir sürü para kopar ve Bermuda'ya onsuz git.
Engage un avocat véreux, fais-le chanter, récolte-toi un pactole et pars aux Bermudes sans lui.
Beni Bermuda'ya götürmek için aklımı çelmeye çalışmadı.
Il n'a pas essayé de m'entraîner aux Bermudes.
Böyle bir kızı Bermuda'ya götürmek günah işlemek olur.
Emmener une fille comme ça aux Bermudes est une profanation!
Bermuda'ya varır varmaz sana yazarım.
Je t'écrirai dès que j'arriverai aux Bermudes.
- Bermuda'da sezon sonu mu geldi?
- Nous sommes en saison creuse?
Bir kopyasını Bay Shayne'e gönder. Victoria Hotel, Bermuda'da.
Envoyez-en une copie à M. Shayne, à l'hôtel Victoria, aux Bermudes.
Flört etmeler, akşam yemeği, dans derken beni Bermuda'ya davet ediyor.
Après les préliminaires, le dîner, le bal, il m'invite aux Bermudes.
Bermuda'da en iyi suitte kalıyoruz.
On m'emmène aux Bermudes, dans une suite.
Bermuda'ya gidiyorum.
J'ai changé d'avis. Je pars aux Bermudes.
- Bermuda'da. Otelde.
- Aux Bermudes, à l'hôtel.
Bay Shayne Bermuda'da Bayan Timberlake'le buluşacak.
M. Shayne rejoint Mlle Timberlake aux Bermudes.
- Başka bir Bermuda seyahati mi?
- Un nouveau voyage aux Bermudes?
Bermuda'da işler yolunda gitmiş deyin. O anlar.
Dites-lui que tout s'est bien passé aux Bermudes.
- Bermuda'da işler yolunda gitti mi?
- Tout s'est bien passé aux Bermudes?
İki Bermuda savaşının gazisiyim.
J'ai combattu deux campagnes aux Bermudes.
Beni Bermuda'ya uçur.
Lancez-moi à Saint-Trop!
- Galiba Bermuda'ya.
- À Saint-Trop, à ce qu'il vient de dire.
Bermuda mı?
- De Saint-Trop!
Baharda grubu Bermuda'ya götürdüğünde Ricky'le evleneceğim.
J'épouserai Ricky quand il partira aux Bermudes avec l'orchestre.
Kremalı Bermuda soğanı bitti.
Je suis désolé.
Caddeyi geçip kendime iki porsiyon kremalı Bermuda soğanı ısmarlayacağım.
Je vais traverser, m'offrir une double ration de velouté d'oignon.
- Bermuda, Jamaika...
Les Bermudes.