Beş sent translate French
226 parallel translation
Selam Spud. O beş sent hala sende mi?
Salut, Spud, tu as toujours tes cinq cents?
Biraz balık artığı temizle, sana beş sent vereceğim, olur mu?
Nettoie, et je te donnerai un sou.
Bizim çeteye katılmak istiyorsan yirmi beş sent getirmen lazım.
Pour entrer dans la bande, il faut 25 cents.
- Evet. Adam başı beş sent bayıl.
Loupé!
- Kabul mü? - Beş sent koyuyorum.
Alors, on parie?
Beş sent versem olmaz mı?
Tu le ferais pour la moitié?
- Peki. 63. ev. Maaş, kutusuna beş sent. Ezik meyve toplamayın.
Cabane 63, 5 cents le seau, pas de fruits abîmés.
Kutusu beş sent çok para değil, ama karın doyuruyor.
Cinq cents, c'est peu, mais ça nourrit.
- Beş sent mi ödüyorlar?
- Ils paient 5 cents le seau?
Buraya çalışmaya geldik. Beş sent ödeyeceğiz dediler, ama çok kalabalıktık. Sonra adam iki buçuk sent dedi.
On vient bosser, et on nous dit que c'est 5 cents, mais on est nombreux et le type annonce 2 cents et demi.
Biz de kabul etmedik. O yüzden bizi kovdular. Şimdi size beş sent ödüyorlar.
Alors on refuse, et ils nous virent du camp.
Bu grevi bastırınca, sence beş sent öderler mi?
Ils te paient 5 cents, mais le feraient-ils sans cette grève?
- 1.60 dolar ve beş sent.
1 dollar 60... plus 5 cents.
Büyükannenle Sissy'e haber götürmesi için, Neeley'e beş sent ver.
Envoie ton frère chercher ta grand-mère et ta tante.
Ona bir dolar yetmiş beş sent borcum var.
Je le lui dois $ 175.
- 776'ya beş sent. - 776?
5 cents sur le 776.
Adı, güzelliği, hikayesi... altı gün için günde beş sent değerindeydi.
Son nom, son visage, son histoire, ont valu 5 cents pendant six jours.
Beş dakika daha görüşmek için lütfen beş sent daha atın.
svp, mettez 5 cents pour avoir 5 minutes.
Bir süre bekledikten sonra... Beş dakika daha görüşmek için lütfen beş sent daha atın.
J'ai attendu un temps... svp, déposez 5 cent pour 5 minutes.
- Kaça para tutmuştu? - Beş sent.
Combien ça t'a coûté?
- Beş sent senaryo, on sent bütçe ve iki sent oyuncular ve bitirmiş oluruz.
Regarde ce soir! Un sujet minable, un budget dérisoire, et tu as vu le résultat?
Bana bir zilyon dolar ve beş sent söz verdin.
Vous m'avez promis un zillion de dollars. Et 5 cents.
Evi kolaçan edip, içinde kaç tane beş sent olduğunu söyleyebilirsin.
Tout en dansant et chantant tu évalues la recette à 1 franc près.
Keşke annemin eve gelmesini beklerken uyuyakaldığım her akşam için beş sent alsaydım.
J'en ai eu des douzaines, grâce à ma mère. Le matin, elle me disait :
Beş sent!
Un sou!
- Haydi Yargıç, bir top beş sent.
Allez, ce n'est que cinq cents la boule.
Sadece on beş sent.
Seulement 1 5 cents.
- Hey, beş sent!
La communication!
Keşke her şaşırtması için beş sent verselerdi!
Je ne compte plus le nombre de fois où il nous a échappé!
Benim Grant'a verdiğim söz, beş sent etmez.
Ma parole à Grant ne vaut pas un pet de lapin.
Üç tane çeyreklik, üç tane 10 sent, üç tane beş sent ve...
Trois de 25 cents, trois de 10, trois de 5, et...
Bir tane çeyreklik, üç tane 10 sent, üç tane beş sent ve iki peni.
Une de 25 cents, trois de 10, trois de 5 et deux de 1.
Beş sent bahşiş veren kız mı?
Toi qui ne donnes que 5 cents?
- Kırk beş sent.
- 45 cents.
Bardağı beş sent.
5 cents pour un verre!
Bes sent koyuyorum.
- Tu vas voir.
- Evet, bu da sadece bes sent.
Et moi, 5!
- Başka harcama. - Beş sent verir misin?
Tu as déjà trop dépensé.
- Iskalayacağına beş sent.
Tu l'auras pas.
Altı tane beş, iki tane bir sent. Sahtekarlara bak!
Six ronds et 2 jetons.
O beş sent bile etmez.
Elle n'en vaut pas la peine.
Beş dakika için 15 sent atın lütfen.
15 cents pour cinq minutes.
Beş sent, lütfen.
5 cents.
Yetmiş beş sent! Aferin, Ed.
Bien joué, Ed.
- Ve beş sent.
- Et tes 5 cents.
50, 75 sent, 5 dolar, bir beş daha 10.
0,50, 0,75, 5 et 5 qui font 10.
Ben, beş yıl boyunca bir şapkaya atılan nikel ve on sent için bu şeyi çaldım.
Pendant cinq ans, j'ai joué de cet instrument pour une misère.
On beş sent mi?
1 5 cents?
Sana saat başına 22 sent ödenen beş saatlik bir iş bulabilirim.
Je vous ai trouvé cinq heures de travail à 22 cents de l'heure.
Birisi müzik kutusuna beş sent atıp şu kadını sustursun.
Mettez une pièce dans le juke-box et faites taire cette dame.
Evet, ey insanlar bu sözler Kutsal Kitap'tandı ama bu kasabada bir bardak içki beş sent.
Ainsi parlent les Saintes Ecritures. Dans cette ville, il en coûte 5 cents pour boire un verre.