English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bilal

Bilal translate French

143 parallel translation
Bilal!
Allez!
- Zenci Bilal benimle eşit mi yani? - Evet.
Bilal-le-Noir, que j'ai acheté, est-il mon égal?
Bilal!
Bilal!
Ben yalnız seni değil insanlığını da satın aldım Bilal!
J'ai acheté ton humanité en t'achetant.
Seni seçti Bilal.
C'est toi qu'il veut.
- Ümeyye!
Umaya! - Bilal!
"Bilal gibi, Bilal gibi öleceğim sonunda." diye bağırırdı.
'Comme Bilal, je vais finir comme Bilal', hurlait-il.
"Bilal gibi."
'Comme Bilal'.
Bilal, kahve?
Bilal, du Kahvah?
- Bilal Mansour.
- Bilal Mansour.
Bilal, Malik bey beni Bangkok'tan buraya getirdiğinde ben hayatımla bir anlaşmaya vardım.
Pour l'amour d'Allah, partons d'ici. Bilal, quand Monsieur Malik m'a ramené de Bangkok jusqu'ici j'ai dû alors accepter un compromis.
- Ama Bilal..
Mais je ne peux pas te voir prisonnière ici Reema.
Efendim, onun ismi Bilal ve su anda Reema'nin evinde Reema ile birlikte. Bu geçe Pakistan'a gitmeyi planlıyorlar.
Monsieur, il s'appelle Bilal et il est avec Reema en ce moment à la maison.
- Bilal.
- Bilal. - Pars!
Bilal, dur!
Ne le laissez pas partir! Bilal, arrêtes-toi!
Alçak!
Bilal, arrête!
Kabir..
Pars, Bilal t'attend sur les quais.
Çeviri : Talha Göktaş Bilal Aytekin Twitter : @ TalhaGoktas7 @ BilalAytekin _
= = traduit par la communauté = =
- Bilal...
- Bilal...
Adı Bilal.
- Bilal.
- Said Bilal, bölük komutanı.
Celui du dortoir, Saïd Bilal.
Sizi temin ederim Bilal'in cinayetle hiçbir ilgisi yoktur.
J'ignore les détails, mais Bilal n'a rien à voir avec ce meurtre.
Siz gittikten sonra Bilal gelip bana her şeyi anlattı.
les Renseignements de l'armée.
Özel Birimle bağlantıya geçtim ve Bilal'in açıklaması kabul edildi.
Ceux de la police se sont déplacés. Ils ont enregistré le témoignage de Bilal.
Yarın Bilal onlarla konuşacak.
Bilal va les encadrer.
Eğer endişenin nedeni kızımın sadakatiyse Bilal,.. ... yanlış kişiden şüpheleniyorsun.
- Si c'est ma fille qui vous préoccupe, vous faites fausse route.
Ve Bilal, askerler ve akrabalarıyla yapılacak toplantının gündemini çıkarmanı istiyorum.
Bilal, je veux le planning de la rencontre.
Dün akşam bu bilgisayardan Lisbeth Thomsen'ın dosyasına baktın mı sen?
Pendant que je vous tiens, Bilal, auriez-vous consulté mon dossier sur Thomsen, hier?
Sağ ol Bilal.
Merci, Bilal.
Bilal...
Bilal...
Bilal de yanımızdaydı.
Bilal était présent.
Bilal suçlamalara nasıl tepki verdi?
Face à ces accusations, comment a-t-il réagi?
Bilal'in bodrum katına erişim izni var mı?
Et Bilal a accès aux souterrains?
- Bilal adamımız olabilir.
Nous soupçonnons Bilal.
Bilal böyle bir şeyi niye- -
- Vous croyez que Bilal...
Brix dolabı Bilal'in kullandığını ve eşyaları onun koyduğunu düşünüyor.
Bilal se serait servi du casier pour l'accuser.
- Brix'e sor.
- Bilal aurait tué des soldats? - Ça... Demande à Brix.
Önemli olan Bilal ya da Sogaard, adamımızı yakalamış olmamız.
Il faut trouver le coupable. Si c'est Bilal ou Sogaard, on sera fixés.
Bilal, babam birinin telsiz mesajını gizlediğini öğrenmişti.
Mon père a su qu'on a occulté des messages.
Bilal bir ciple kaçmış.
Bilal, vers 18 h, s'est enfui en Jeep.
Bilal bir daire kiralamış, beş cinayeti de orada tasarlamış.
Bilal louait un local. Il a dû y planifier les meurtres.
- Bilal'i kontrol et.
Voyez pour Bilal.
Bilal Müslüman. Ama İslamcılardan, tanıdığım herkesten çok nefret ediyor.
Bilal est musulman, mais sa haine des intégristes dépasse tout.
- Onlar..
Mais Bilal...
Reema ile Bilal'i birleştirmeden ölmeyeceğim.
Je ne mourais pas avant d'avoir réuni Reema et Bilal.
Bilal, arabaya bin.
Bilal, monte à l'intérieur.
Daha sonra.
- Merci, Bilal.
Bilal Müslüman'dır.
Bilal est musulman.
Bilal kural adamıdır.
C'est un boy scout.
Kadını Bilal kaçırmış.
On pense que Bilal l'a emmenée.
Bilal'den haber var mı?
C'était des exécutions. - Et Bilal?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]