Bizden translate French
15,778 parallel translation
Ben Cage'i seviyorum, bizden biri o.
Je suis fou de Cage, c'est un des nôtres.
- Bizden birisin.
- T'es l'un des nôtres.
Biz ileri adım atacağız ki bir sonraki nesil bizden daha da ileri gitsin.
Notre responsabilité est d'avancer pour que la prochaine génération soit plus évoluée que nous.
Saat 10'da vardığımıza dair bizden haber bekliyorlar, oraya gitmemizin imkanı yok.
Ils attendent de nous qu'on fasse un rapport à 10h00, depuis l'Equateur, et il n'y a pas moyen qu'on y soit.
Yeni gelişmelerle karşınızda olacağız. Bizden ayrılmayın.
Restez à l'écoute pour plus d'informations lorsque que nous les recevons.
Ve onların üniversiteye gittiklerinde evden ayrılacaklar. Bizden de ayrı olacaklar.
{ \ 1cH00ffff } Ils iront à la fac et ils penseront à la maison... { \ 1cH00ffff } Ils penseront à nous.
Ne cüretle bizden şüphe edersin?
Comment osez-vous douter de nous?
Bizden üzgün olamazsın.
Pas plus que nous.
İznini istemedi. Bizden de izin istemedi ve eğer bunu duruşmada sorarlarsa istemediğini doğru olan o olduğu için söyleyeceğiz.
Il n'avait ni ta permission ni la nôtre, et si on nous le demande au procès, on dira la vérité.
Bu eylemden sorumlu olanlar eskiden bizimle bağlantılıydı. Ancak uzaklaştırıldılar. Bizden farklı dünya görüşüne sahip olduklarını anladığımız zaman.
Les gens responsables de cette action étaient avec nous, mais ils nous ont quittés quand nous avons découvert que nous avions des différences de,... philosophie.
Sanırım bizden fırıncıyı araştırmamızı istiyorsunuz.
J'imagine que vous voulez qu'on regarde du côté du pâtissier.
Bizden ne istiyorsun?
Qu'attendez-vous de nous?
Zaten Yüce Tanrı'nın da bizden istediği bu değil.
Ce n'est pas ce que notre Père là-haut veut pour nous.
- Bizden çok daha iyi durumda.
Elle s'en est bien sortie.
Bu yüzden bizden ayrılmanı acı çekmeden izleyebiliyorum.
C'est pour ça que je pouvais te voir partir si facilement.
Peki, bizden bir kere daha kaçamayacak.
Elle ne nous évite pas encore.
Sanırım bizden beş kat... daha fazla çalışıyorsun.
je pense que tu travailles cinq fois plus que le reste d'entre nous.
Her değişiklik bizden gidecek.
Le moindre changement, on doit le valider.
Bizden uzak durun.
Restez loin de nous!
Beyaz jürilere bizden daha iyi davranılıyor.
Les jurés blancs sont mieux traités que nous.
Asla bizden biri olamayacaksın Leydi Stark.
Tu ne seras jamais des nôtres, Lady Stark.
Bana göre önemli olan bizden daha yüce bir şeyin varlığı.
Ce qui compte, d'après moi, c'est l'existence d'une force supérieure.
Bak ne kadar kaldı bizden.
Vois ce qu'il reste de nous.
Bizden çok daha büyük bir şeyin parçasıyız.
Nous faisons partie de quelque chose de plus grand.
Bu dünyada bizden büyük bir şey için yapılanların haddi hesabı yok.
La merde qui arrive dans ce monde arrive souvent pour quelque chose de plus grand.
- Evet, o bizden değil zaten.
- Oui. - C'est un étranger, de basse naissance.
Bizden korkmanıza gerek yok Leydi Olenna.
Vous n'avez rien à craindre de nous, Lady Olenna.
Eretria'nın nerede olduğunu bizden daha iyi bildiği falan yok.
Il ne sait pas plus que nous où se trouve Eretria.
Ve onların hikâyelerini kalplerimizin derinlerinde saklarsak onları bizden asla uzaklaştıramazsın.
Si nous conservons leur histoire dans notre cœur, vous ne pourrez pas nous les enlever.
Anlarsın ya ve bizden özür dahi dilemedi.
Il ne s'est même pas excusé.
O artık bizden biri sayılır.
que cet oiseau aussi est des nôtres à présent.
Bizden daha fazla bekleme kapasiteleri var.
Ils peuvent attendre plus longtemps que nous.
Hayır, onlar bizden daha iyi İngilizce konuşuyorlar.
Non, ils parlent mieux anglais que n'importe lequel d'entre nous.
Anatole pek parlak bir çocuk değildir ama iyi bir çocuktur, harika bir oğuldur ve o bizden biri.
Anatole n'est pas un génie mais c'est un bon garçon, un excellent fils et c'est l'un des nôtres, vous savez.
O gece ölmeden önce bizden af dilediğini bilelim istemiş.
Elle voulait qu'on sache que durant cette nuit... quand il agonisait, il implorait notre pardon.
Ama Pinkney bizden biriydi. Onu neden öldüreyim?
Mais Pinkney était l'un des nôtres.
Pinkney bizden biriydi.
Pinkney était l'un des nôtres.
Bu yüzden baş komiserimiz burada olsaydı bizden yapmamızı isteyeceği şeyi yapalım.
Alors faisons ce que le capitaine nous dirait de faire.
Yani, Stevie, bizden daha uzun süredir Ozerov'un peşindeymiş.
Et trois cerveaux c'est mieux que deux.
Bizden kurtulmalarının tek yolu ceset tormasında olmamız.
Ils ne se débarrasseront de nous que dans une housse mortuaire.
Dedektif Pimento iyi bir adamdı ve bizden biriydi.
L'Inspecteur Pimento est un homme bien et l'un des nôtres.
Bizden onu izlememizi istiyor. Senden onu izlemeni istiyor.
C'est ce qu'il veut que vous pensiez.
En karanlık dürtülerimizin kendilerini bizden sakladığını söylememiş miydin? Bizi harekete geçirmek için neye dönüşmeleri gerekiyorsa ona dönüştüklerini?
Vous m'avez dit que nos desseins les plus noirs restent secrets et se servent des raisons qui nous pousseront a agir.
Ama sokaktaki insanlar bizden fazla ona destek olmak isterse onlarla çatışmayacağım.
Si les habitants veulent en rajouter, je les laisserai faire.
Sorun yok. O bizden.
Tout va bien, c'est l'un des nôtres.
Bizden Heidi'nin karakterini öldürmemizi istemiyor.
Tu ne veux pas qu'on tue le personnage de Heidi.
- Bizden istediğin nedir?
Qu'attends-tu de nous?
Sana bizden aldıkları yılları geri veremem.
Je ne peux pas te rendre les années qu'ils nous ont prises.
Bu yaşlı insanların bizden yapmamızı istedikleri şey.
C'est ce que les vieux veulent qu'on fasse.
Kardeşimi bizden aldın.
Tu nous l'as enlevée.
- Niye bizden bu kadar nefret ediyorsun?
Quel petit enfoiré. Pourquoi est-ce que tu nous haït tant?