English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Blondes

Blondes translate French

584 parallel translation
Muhtemelen, sarışın olmamızdan ve diri göğüslere sahip olmamızdandır.
C'est peut-être juste parce qu'on est... Toutes les deux blondes et qu'on a des seins qui tiennent en place.
Sarhoş sarışınlar I - Peki ya kendisiyle evlenmediğin için Keith ile dalga geçmene ne demeli? - Başka?
BLONDES BOURRÉES VOL. 1
Açık sarı saçlı hemşirelerden ve kurşun yaralarından sıkıldın mı?
Fatigué des infirmières blondes et des blessures par balles hein?
Ben de, İntikamcı gibi, sarışınlara düşkünüm.
"Moi aussi, j'aime les blondes, comme le Vengeur."
Kızıllar, sarışınlar... her türden.
Des rousses, des blondes, de tout.
Buralarda pek fazla sarışın bulunmuyor.
Les blondes sont rares ici.
7. kata üç sarışın çıkardım. Görüşürüz.
J'ai emmené trois blondes au 7e étage.
Bizde yığınla var. O türden değil.
Des blondes et des brunettes.
Koyu ya da normal?
Brunes ou blondes?
Sarışın bir Avrupa, Asya, Amerika neden olmasın.
Une Europe, une Asie, une Amérique blondes!
Şu an bir balonun içinde iki sarışın hanım ile beraber.
Il est monte en ballon avec deux blondes!
Sarïsïnlar mï?
Je suis sûre qu'elles sont blondes.
- Burası sarışınlar için kötü bir şehir.
C'est pas pour les blondes.
Sarışınlardan hayır gelmez derdi.
Elle disait qu'il fallait se méfier des blondes.
Sarışınlar ve şişelerle de ilgilenirim.
Je collectionne aussi les blondes.
Sor bakalım, mangırları istiridyelere mi yoksa sarışınlara mı harcayacakmış?
Demande-lui s'il placera l'oseille dans des huîtres ou des blondes.
... şayet sarışınlara müthiş diyorsanız.
Si on part du principe que les blondes sont superbes.
Sarı saçı pek sevmem.
J'aime pas trop les blondes.
Sarı köpüklü olanın bile gazı çok çabuk kaçabilir
Même les blondes pétillantes perdent vite leurs attraits.
Orada bir çift sarışın fıstık var, bir içim su.
II y a deux trois blondes là-bas.
Sekiz güzel sarışın. - Dokuz.
- Huit belles blondes!
Birşeyler olmalı. İkimizde sarışın mı olsak?
Ca ne gene pas qu'on soit blondes toutes les deux?
Majesteleri duygulanmışa benziyor ve kızın başını okşuyor. Kortej tezahüratlar arasında Paris'e doğru yola çıkıyor.
sa Majesté, qui semble très touchée, se penche pour caresser les boucles blondes, mais déjà, le cortège officiel repart, sous les acclamations de la foule vers Paris.
Sarışını, esmeri, kızıI saçIısı. İnanın arkadaşlar...
Blondes, brunes, rousses...
Sarışınlar, esmerler, kızıllar...
Blondes, brunes, rouquines...
Sarı bukleli minik bebeğimi daha yeni kaybetmiştim.
Je venais de perdre ma petite fille aux boucles blondes.
Ben bir erkeğin,... sarışın mı, esmer mi viski mi, bira mı 21 mi, poker mi sevdiğini paçoz mu...
Au premier coup d'œil, je sais si un homme préfère les blondes ou les brunes, s'il boit du whisky ou de la bière, s'il joue au black-jack ou au poker, s'il est radin,
Bira, sarışınlar ve kâğıt falı.
Bière, blondes et solitaire.
Ama sarışınlar konusunda emin değilim.
Mais je ne suis pas sûr pour les blondes.
Kendimi asla gitmeyi tercih ettiğin yerdeki sarışın sürtüklerin yerine koymam.
Je ne vais certainement pas imiter les fausses blondes dépravées que tu sembles préférer.
Kimbilir, belki de sarışınlardan hoşlanan bir yargıca düşerim.
Le juge aura peut-être un faible pour les blondes.
Bekar züppeler Brendi içenler
Les loups aux dents longues Amateurs de blondes
Hazar Denizi yakınlarındaki soluk sarı saçlı diskçilerden biriyle güneşli bir yere yerleşebilirim.
Je ne sais pas. M'installer au soleil sur la mer Caspienne avec une de vos lanceuses de disques blondes.
Sarışın ya da esmer, Paris'le son derece uyumludur.
Mais blondes ou brunes À Paris font mieux
Sarışınlar daha eğlenceli olur.
"Ca marche mieux pour les blondes."
- Yedi sarışın. Hiç kızıl yok.
Sept blondes, pas une rousse.
Yaşlı sarışınlardan mı hoşlandığını söylüyorsun?
Tu veux dire qu'il aime les blondes décolorées?
Hiç bu kadar çok fıstık görmemiştim.
J'ai jamais vu autant de blondes à draguer.
Sarışın mı, esmer mi?
Blondes? Brunes? Petites?
Altın gibi sarışın, üçü de.
Blondes comme l'or, toutes les trois.
Kayıp Şahıslar'dan birkaç sarışın daha.
Tiens, d'autres blondes portées disparues.
Hepsi de muhteşem sarışın fıstıklar.
Que de belles blondes.
- Sarışını tercih etmiştir.
- Il les préfère blondes.
Sarışınlardan hoşlanmaz mısın?
Vous n'aimez pas les blondes?
Erkeklerin sarışınları tercih ettiği söylenir.
Il parait que les hommes préfèrent les blondes.
Gerisi şöyle : Kadınlarından da nefret ediyorum, özellikle birinci sınıf sarışınlardan. Güzel, pahalı, ellerindekinin kıymetini bilen bebekler.
Je hais leurs femmes aussi, spécialement les blondes, très belles et qui coûtent cher, qui semblent éthérées, poétiques et qui, au contraire, sont froides comme l'acier, mais moins propres!
Sarışınlara veda vaktiydi.
Adieu les belles blondes...
Görevli kızın kim olduğunu tanımamış ama kırmızı elbiseli, örgülü sarı saçlı bir kız olduğunu söyledi.
Mais il avait remarqué ses nattes blondes et sa robe rouge.
- Sırf sarışın.
Que des blondes.
İnan bana, sarışınlar daha çok eğlenir.
"Les blondes sont idiotes."
Hepsi de sarışın...
Que des blondes, pas une brune.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]