Bodrumda translate French
1,185 parallel translation
Aşağıda bodrumda.
C'est en bas, au sous-sol.
Tamam, profesör Whittlesey delirmeden önce, bodrumda dâhil olmak üzere evi gezmişti.
Et avant que le Pr Whittlesey ne perde la tête, elle avait visité la maison, y compris le sous-sol.
Tamam. Bu şeyin kaynağının bodrumda olduğunu biliyoruz.
On sait que la source d'énergie se trouve au sous-sol.
Onunla bir gününü bodrumda geçirmeyi denesene.
Essaie de passer une journée dans le sous-sol avec lui.
- Hâlâ bodrumda.
- A la cave.
Evet, bodrumda işte.
Tout est dans la cave.
Embesillerle bodrumda kilitli kalıp, gey Neil Amstrong gibi giyinmek. Sağ ol Peter.
Dans la cave, avec des idiots habillés en Neil Armstrong.
Ah, sorun değil. Bodrumda özel bir çocuk odası var.
Pas de problème, il y a une pièce pour les enfants dans la cave.
Sen artık bodrumda kalırsın ben de en gözde odadayım.
Tu dors dans la cave. C'est moi le chouchou.
Bayan Forman ben bodrumda saklanabilirim.
Je peux me cacher au sous-sol.
Neden gidip bodrumda oturmuyorsun?
Bon, va t'asseoir au sous-sol.
Bodrumda biri var.
Il y a quelqu'un dans la cave.
Eğer o oyunu kazanmamışsam, onu gerçekten yenmemişsem sadece oniki yaşında bodrumda ağlayan bir çocuğum demektir.
Si je n'avais pas remporté le match, si je l'avais pas battu, autant redevenir un gamin de 12 ans pleurant dans la cave.
— Bodrumda saklanıyor.
- Caché dans la cave.
- Bizim bodrumda kalır.
- On lui garde le sous-sol.
O nedenle beni bodrumda yatırıyor. Fareler ve eski eş yalarla dolu yerde.
Entre les rats et la barrique d'amontillado.
Söyledim ya, onu bodrumda zincire vurmuşlar.
Je t'ai dit, ils le gardent enchaîné dans la cave.
Benimkiler bodrumda kilitli, bizi rahat bırakırlar.
Mes parents sont dans leur abri de peur d'une attaque nucléaire. On fera tout ce qu'on veut.
Sen bırakmıştın. Bodrumda.
Tu l'as laissé dans le sous-sol.
Bir de bunu bodrumda bulduk.
Et j'ai trouvé ça dans la cave.
Yeniden mi anlatmak zorundayım? Geçen gün birkaç çocuk burada, bodrumda ot çekerken yakalandılar, nasıl bilmezsin?
Oui, avant-hier soir, trois jeunes se sont introduits dans la cave de l'immeuble 8 et ont sniffé de la colle, ils ont foutu la merde!
Seni göremedim. Hep site etrafında görüldüğü söyleniyor. Gördüğünüz üzere burada, bodrumda yaşamaktaydı.
Il rôdait beaucoup dans le quartier et couchait sur le toit ou dans la cave d'un des immeubles.
Burayı sağlamlaştırdılar, şimdi bodrumda çalışıyorlar.
Ils sont au sous-sol.
Bodrumda işleri nerdeyse bitti.
Ils ont presque fini.
Bu bodrumda birkaç ay önce olsa ısırmaya bile kalkmayacağım bir budalanın ayak işlerini yapıyorum.
Coincé dans un sous-sol à laver les slips d'un crétin que je n'aurais même pas mordu, il y a quelques mois.
Beni bodrumda çürümeye...
Vous m'avez laissé dans mon sous-sol...
Bodrumda, çektiğim fotoğrafları basıyordum.
Je développais ces photos au sous-sol.
- Aşağıda, bodrumda biraz var.
- ll y en a dans la cave.
Bodrumda ne yapıyorsun?
Que fais-tu dans la cave?
Bu adam... bir kahramandı... ve kahramanlar bodrumda... tek başına çürümezler.
Cet homme Etait un héros Et les héros ne pourrissent pas abandonnés dans des sous-sols.
Aklım bana ayrılmasının zamanı geldi diyor ama berbat bir sokakta bir bodrumda yaşaması fikri kalbimi kırıyor.
Ma tête me dit qu'il est temps qu'il s'en aille, mais l'idée qu'il aille habiter dans un pauvre appart merdique me brise le cœur.
Eric, onlar bodrumda geri zekâlı arkadaşlarınla beraber olduğumuzdaydı.
Eric, c'était à la cave... avec nos amis idiots.
Bodrumda yok.
Il n'est pas dans le sous-sol.
Bodrumda.
Au sous-sol.
Mümkün gibi geliyor, ama koli bodrumda. Filmlerin patlayacağına nasıl emin olacağız?
C'est bien joli, mais si la caisse est au sous-sol... comment être sûr que la bobine va exploser?
Bodrumda bir sürü delil var.
On a toutes les preuves voulues dans le sous-sol.
O zaman, nasıl oluyor da Ofisinizde, bodrumda bulundu?
Comment expliquez-vous qu'on l'ait trouvée dans votre bureau?
- Ne için? - Bodrumda bir kaç kamera var..
- Quelques caméras au sous-sol.
Bodrumda hayaletler var.
Je vous l'ai dit, il y a des fantômes.
- Bodrumda.
- Au sous-sol.
İçinde peynir olan tuzaklar bodrumda.
Les tapettes à rats sont au sous-sol.
Bu site film militanları ile dolu. Zavallı, psikopat küçük piçlerle. Bunlar ailelerinin evlerindeki bodrumda yaşarlar ve senaryoları indirirler.
Ce site est visité par des fans de cinéma, des petits cons pathétiques qui vivent encore chez leurs parents, téléchargent des scénarios, et dénichent des infos confidentielles sur les films et les acteurs qu'ils méprisent, sans pour autant arrêter d'en parler.
Bütün o vücutları bodrumda buldunuz.
Vous avez trouvé tous ces corps en bas dans la cave.
Bodrumda prova stüdyosu kurmaya karar verdik.
On a décidé de se faire un studio de répétition dans le grenier.
Bodrumda boş yer olduğunu duydum.
Il paraît qu'il y a de la place dans la cave.
Burda napıyorsunuz? Bodrumda sadece eski şeyler olur.
Le sous-sol est reserve au personnel.
Fırlatma baltam. Bodrumda değil mi?
Ma hache, la cave?
Bodrumda duruyor.
Elle est au sous-sol.
Burada, bodrumda sürekli olarak sesler duyuyorum.
Écoutez.
Bodrumda yaşayan.
Il dort au sous-sol...
- Bodrumda.
Dans la cave.