Bonus translate French
1,455 parallel translation
DVD ekstraları arasında var. "Vajina" bölümü altında.
On le voit sur le bonus du DVD, c'est intitulé "vagin".
Tabii ki, buna güvenemezdik, ama bu oldukça büyük bir bonus.
On ne pouvait pas le savoir, évidemment, mais c'est un beau bonus.
Bonus mu?
Bonus?
En iyi partiler bizde, en seksi erkekler de, ve sana hemen şimdi kesinlikle reddedemeyeceğin bir teklifte de bulunabilirim.
On a les meilleures fêtes, les plus beaux mecs, et je ne veux pas seulement te faire une offre dès maintenant, mais une offre bonus que tu ne peux pas refuser.
O da fazladan bir şey.
C'est un petit bonus.
Ben derim ki evden kızı alalım Wilhelm'leri de bonus olarak vururuz.
Je suggère de forcer la maison, prendre la fille et abattre les Wilhelm en prime.
Mekanların akşam 8'den sonra açıldığını söylememe gerek yok herhalde.
Sans mentionner le fait qu'il y a des endroits ouverts après 8h. C'est un bonus.
Bu günün en iyi satış yapan adamına 50 dolar ikramiye var, tamam mı?
On offre un bonus de 50 $ au gars qui fait le plus de ventes ce soir, OK?
- İkramiyen için tebrikler.
- Félicitation pour le bonus.
Tarzını da sevdim.
Je vous donne un bonus pour le style.
Ben sana 3 verecektim ama, Ama sen bakire olduğuna göre, sana fazladan puan vereceğim.
J'allais te donner un 3, mais vu que t'es puceau, je te donne un point bonus.
Yılbaşı bonusumdan beri.
Depuis les bonus de Noël.
İyi yatırım yapmışım.
Ainsi que mon bonus de bon conducteur.
Kafana talih kuşu sıçtı, gülüm.
C'est que du bonus.
Ne yapacaklar ki? Ekstra kredi kazanmak için yeni gelen birini mi öldürecekler?
Que vont-ils faire, tuer un nouveau-venu pour avoir un bonus?
Tasarım ve inşası için 24 saatiniz var. Duraksamadan, saatte 85 mil hızına ulaşabilecek bir araç ve kaygan pistte 90 GS'ye dayanabilsin. Model için ilave kredi alacaksınız.
Vous avez 24 h pour construire un véhicule capable d'atteindre 135 km / h et de supporter 0.9 G sur un anneau, avec un bonus pour le style.
- Evet, bu bir şans! - Evet, öyle.
Ouais, ça c'est bonus.
BSR.SRM @ DP BONUS "Hatam olduysa, affola"
Rendez-vous très bientôt pour le prochain épisode de Flash Gordon
- = çeviri : bsr.srm @ dp bonus = - * * * hatam olduysa affola * * *
Rendez-vous très prochainement... pour / / Flash Gordon 1.14 \ \ / / Stand Deliver \ \ SteepHouse Team Remerciements, critiques,...
Medya alımlarından komisyon, ve geçen yılın satışlarına kıyasla her artış için prim öneriyorlar bize.
Ils nous commissionnent sur les supports, avec un bonus pour rediffuser les précédentes publications.
Jackass Number Two'nun DVD ekstraları bölümüne hoş geldiniz.
Bienvenue dans les bonus de Jackass deux.
Evet, bunu sonradan bir DVD ekstrasına koyabilirsiniz.
Tu peux monter ça et en faire un bonus pour le D.V.D.
Ama senin favori aktristini, Top 10 dvd listeni ve onların bonus eklentiler hakkındaki mızmızlanmanı içermez.
Mais pas tes actrices préférées, ni les dix meilleurs DVD ou tes reproches sur les bonus.
Bunlar sadece bonus.
C'est un petit plus.
Ve ek bir özellik olarak çerez bölmesi ekledim.
Et en bonus, j'ai ajouté un compartiment à casse-croûte.
Bu özel teklifimiz sayesinde daha önce yayınlanmamış şarkıların olduğu bonus albümü de alabilirsiniz.
Avec cette offre spéciale, vous recevrez aussi cette chanson bonus exclusive.
Buna çalışırken bile riske girmelisiniz bence.
Tu mérites un bonus juste pour vouloir essayer.
Sen en iyisisin. Ve bonus olarak sirf bu olay için bir sarki yazdim.
Et en bonus spécial, j'ai composé une chanson juste pour cette occasion.
Sadece sana söz verdiğimiz ekstra bileti bekliyoruz.
On attend juste ce cadeau bonus qu'on vous a promis.
Bunu bir çeşit işbirliği ödülü olarak düşünün.
Considérons qu'il s'agit... d'un bonus pour bonne conduite.
Bütün hepsi bu.
tout ça c'est du bonus.
Artı kazandıklarınız.
Bien... Plus un bonus à l'inscription.
REKMÜD'ü arkadaş listene ekledim ve buna ek olarak bilgisayarına birkaç ayar çektim.
Je mets Adex... dans ta liste d'amis. Et petit bonus : l'ordi a un truc à te dire.
Dünyanın her yerindeki Marriottlarda personel indirimim olacak.
Le bonus : j'ai des réductions dans les Marriott du monde entier!
Biz buna prim diyoruz.
Disons que c'est un bonus.
Burada yaptığım gibi bir başka çiftlikte de bıldırcın avlayabilirim ama kilisen için elimden geldiğince destek olmak istiyorum hem de ekstradan!
Je peux très bien chasser sur une autre propriété, alors... Mais je suis prêt à soutenir ton église aussi longtemps que je le pourrai. Mais ce sera un bonus à la signature.
Sözleşme karşılığında fazladan 100.000 dolar ve bana borçlu olduğun 5.000 doları faiziyle istiyorum.
Je voudrais un bonus à la signature de 100 000 $ plus les 5 000 $ qui me sont dus avec les intérêts.
Ayrıca da artık üreme organının adını da biliyor.
Et aussi un bonus : elle connaît un autre mot pour son pi-pi.
Priminden rahatsız oldum.
- Ton bonus, c'est de la merde.
Peki, Lucy primi ile ne yaptı?
- Vous savez ce qu'elle a fait avec son bonus?
Bu hafta iyi çalıştık.
J'ai eu un bonus.
'Eve hızlı internet bağlatmak için ekstra para kazanacağız'diyen kimdi?
Un petit bonus pour acheter une ligne T1 pour la bande passante.
Bir de bu adama fazladan para mı vereceğim?
Et maintenant, l'on me demande de donner à ce type un bonus?
Bay Yee onun için iyi para öder.
Pour elle, Yee Xian Sheng paierait un bonus.
Netan seni yakalayana bonus veriyor.
Netan offre un bonus à quiconque vous attrape. - Désolée.
Bugün sadece ödüldü.
Aujourd'hui, c'est en bonus.
Sanırım bir ikramiyeyi hak ettik.
Je pense qu'on mérite un bonus.
Hani bonus saçlı, sakin bir adam...
La coupe afro et la voix...
Aslında, tek başıma da yapabilirim.
Tu serviras de bonus.
Özel seçenekleriyle beraber.
Et il y a même des bonus.
Bonus yok.
notre petit patient comateux, ben lui, il fera pas une osti de cent de plus.