Buda translate French
1,731 parallel translation
Buda muson mevsimine neredeyse girmek üzere olduğumuzun işaretidir.
Ca veut dire que la mousson approche.
- Buda nedir böyle?
- Qu'est-ce que c'est?
Buda bizi yarışma tarihinin en küçük en tatlı yarışmacısı yapar değil mi?
Je suppose que ça fera de moi la mère la plus mignone avec le plus petit enfant de tout le concours
İşte buda sonuncusu.
Voila, c'est le dernier.
Gerçekçi... İçten... Buda onların eksikliklerini tamamlıyor.
Vrais... généreux... pour compenser leurs imperfections.
Buda onları yakaladığımız andır.
C'est à ce moment-là qu'on les attrape.
Buda beni yönetim yapıyor.
Ca fait de moi le manager.
Buda ne derdi bilemiyorum. Uzun zamandır kendisiyle konuşmadık.
Je ne sais pas ce qu'en dirait Bouddha, je ne lui ai pas parlé depuis longtemps.
Buda geliyor!
II faut suivre Bouddha, connard!
Buda seni yerle bir eder!
Bouddha est le meilleur!
Aynı bir Buda Heykeli gibi görünüyorsun.
Tu ressembles vraiment à une statue de Bouddha.
Buda heykeli mi?
Une statue de Bouddha?
Daha önce bu kadar ağır bir Buda taşımamıştım.
Je n'ai jamais bougé un bouddha aussi lourd.
Buda ne?
Nom de...
Buda bunu daha çekici yapiyordu.
C'est ce qui rendait ça si bon.
- Buda neydi?
- Qu'est-ce que...
Buda kaliteli bir döşek olduğu anlamına gelir.
Signe d'un matelas de qualité.
Buda kim şimdi?
C'est qui, lui?
Bütün kelimeler birbirine benziyor. Buda hiç hoşuma gitmiyor!
Tout ça se ressemble et ça m'énerve.
Buda kim?
C'est qui, lui?
Buda ne demek?
- Les nuls.
Buda nesi?
C'est quoi, ce délire?
Bu de kim şimdi? Buda veya lanet bir vücut mu?
C'est qui, Bouddha ou une bimbo?
Anlaşmazlığı işbirliğine dönüştürebilen tek kişi Buda'ydı.
Celui qui peut transformer le conflit en collaboration, c'est Bouddha.
Leon'un Hayate'yi, Buda başının üstünde öldürdüğünü söylüyor.
Il dit que Léon a tué Hayate au-dessus de la tête de Bouddha.
Kasa Buda başının içinde.
- La chambre forte est dans la tête du Bouddha.
Bir saniye! Buda ne?
C'est quoi, ça?
Bir Halkla İlişkiler firmasına ortak. Buda ironik, çünkü en son ne zaman... birlikte halkın içinde göründüklerini... yada ilişkide olduklarını hatırlamıyorum.
Il est associé dans une boîte de relations publiques, et ce qui est drôle, c'est que je n'arrive pas à me souvenir la dernière fois qu'on les a vus ensemble en public ou qu'ils ont eu des relations sexuelles.
Okulun hemşiresi harikulade Helga Hauptfuhrer... yada diğer adıyla "Der Führer"... öğleden sonra çayı için ona eşlik etmeye başlar... hergün öğle yemeğinden sonra 45 dakika... buda bana şeker dükkanı için gereken zamanı yaratır.
L'infirmière scolaire, une poivrote nommée Helga Hauptfuhrer... ou "Le Führer", comme on l'appelait affectueusement... passe son temps aux toilettes pour picoler l'après-midi à peu près 45 minutes après le déjeuner, tous les jours... ce qui me laisse libre de me servir dans l'armoire à pharmacie.
Jennifer, bu Martin Tannen... kapı komşumuz. Buda kızı Mini.
Jennifer, voici Martin Tannen, mon voisin, et sa fille Mini.
ve işte buda tekmeci.
Et voilà le bouquet!
Bu aynı zamanda Buda Kanunlarındaki vecize sayısı
Celui des sûtras du Canon Bouddhique.
- Selâm büyük Buda.
- Salut, gros Bouddha.
- Selâm küçük Buda.
- Salut, petit Bouddha.
Buda işe yarar.
Ça fera l'affaire.
Buda neydi?
- C'était quoi?
Buda neydi boyle? !
C'était quoi, ça?
Evet buda bir teori.
Oui, c'est une théorie.
Tanrı, Buda... Her neyse artık...
Dieu, Bouddha... peu importe.
Buda senin için.
- Non, je n'en ai pas apporté
Ve buda Ashraf.
Et Ashraf.
Buda ne demek oluyor?
Qu'est-ce qui te prend?
- Bir Buda.
Un bouddha.
Buda nedir?
C'est quoi, ça?
- Siktiğimin buda ne demek?
- C'est quoi, ces conneries?
Siktiğimin buda ne demek? Ödeme yapacakmısın?
C'est quoi, ces conneries?
Buda senin eşek şakalarından birimi?
Ce n'est pas une de vos blagues?
Buda ne?
C'est quoi, ça?
Ve, buda senin sandalyen otur.
- Et c'est votre chaise.
Laboratuarın zaten bildiğimiz bir şeyi söylemesini beklemeyeceğiz. Bu bir patlayıcı ve buda tetiği.
Pas besoin d'attendre que le labo nous dise ce qu'on sait déjà, soit que c'est un explosif et un détonateur.
Buda ne şimdi?
Quoi encore?