Buluşabilir miyiz translate French
192 parallel translation
Cuma günü saat 1'de Bankacılar Kulübü'nde buluşabilir miyiz?
Rendez-vous au Bankers'Club, vendredi à 13 heures?
Bir saat sonra orada buluşabilir miyiz?
Tu m'y rejoins dans une heure?
- Mozart Cafe'de buluşabilir miyiz? - Nerede?
Venez au café Mozart.
Simon, buluşabilir miyiz?
Tu crois qu'on peut se montrer ensemble?
Başka bir zaman buluşabilir miyiz?
- On se voit un autre jour?
- Bir yerde buluşabilir miyiz?
- pourrait-on se rencontrer?
Buluşabilir miyiz?
On peut se rencontrer?
Seninle erken bir saatte, mesela 3 gibi buluşabilir miyiz?
Euh... Est-ce que je peux vous retrouver demain en début d'après-midi, vers, euh, disons 15H?
Yarım saat içinde Cliffroad'da buluşabilir miyiz?
Voulez-vous dans une demi-heure sur la corniche?
Hemen buluşabilir miyiz?
On peut se voir, maintenant?
Buluşabilir miyiz?
On peut se voir?
Bir saat sonra buluşabilir miyiz?
On peut se rencontrer dans une heure?
Yarın sabah 10 gibi buluşabilir miyiz?
Disons, demain à 10 heures.
Şimdi meraklandım işte. Benim yerimde buluşabilir miyiz?
Tiens, ça m'intéresse.
- Orada buluşabilir miyiz?
- On peut se voir là-bas?
New York'ta buluşabilir miyiz?
On pourrait se voir à New York?
- Gösteriden sonra buluşabilir miyiz?
- On se voit après le spectacle? - Pourquoi?
Orta noktada buluşabilir miyiz?
On se rencontre à mi-chemin?
Mike, başım belada. Buluşabilir miyiz?
Venez me retrouver.
Okuldan sonra buluşabilir miyiz, lütfen?
On peut se voir à la sortie, s'il te plaît?
- Buluşabilir miyiz?
- Peut-on se voir?
Buluşabilir miyiz?
On peut se voir quelque part?
Öğle yemeğinde buluşabilir miyiz?
On déjeune ensemble?
Yakında yeniden buluşabilir miyiz diye düşünüyordum.
Je me demandais si on pouvait avancer mon prochain rendez-vous.
Dışarıda buluşabilir miyiz?
On se verra en dehors.
- Anne, buluşabilir miyiz?
- On peut se voir?
Buluşabilir miyiz?
- Bon allez, on se voit quand?
Peliar Zel delegesi gemiye geldi. Gözlem salonunda buluşabilir miyiz?
Le premier représentant de Peliar Zel est en salle de réunion.
- Yarın tekrar buluşabilir miyiz?
- Puis-je vous revoir demain?
- Buluşabilir miyiz? Her zamanki yerde.
On se retrouve à l'endroit habituel?
Seninle orada 20 dakika sonra buluşabilir miyiz?
Pourrions-nous nous retrouver là-bas dans 20 minutes?
- Yarın gece buluşabilir miyiz?
Peut-on, je te prie, se voir demain soir? - Demain après-midi.
Bir saat içinde Kahverengi 3'te buluşabilir miyiz?
Vous pouvez me rejoindre en Brun 3 dans une heure?
- Buluşabilir miyiz?
- C'est possible? Aujourd'hui.
- Bir yerde buluşabilir miyiz?
Je peux vous rencontrer? - Je ne crois pas.
Buluşabilir miyiz diye aramıştım.
J'avais envie de te revoir...
Bu hafta da buluşabilir miyiz diye soracaktım?
On pourrait se voir cette semaine pour prendre un café,
- Bir yerde buluşabilir miyiz?
- on peut se voir quelque part?
- Evet. - Buluşabilir miyiz seninle?
On se voit?
Sonra buluşabilir miyiz?
On peut se retrouver plus tard?
Kanalda buluşabilir miyiz?
On se rejoint au canal?
- Gelecek hafta buluşabilir miyiz?
- On peut se voir la semaine prochaine?
Evet, buluşabilir miyiz?
On peut se voir?
Buraya bir polis olarak geldim, yani kendime pek... yakıştıramıyorum ama... gerçekten istediğim bir şeyi... yapmazsam da aptallık... etmiş olacağım... yani seninle buluşabilir miyiz?
Je me sens un peu merdeux de faire ça, vu que je suis officier de police et la situation. Mais je serais un idiot de ne pas vous demander de sortir.
Acaba 15 dakika sonra her zamanki yerde buluşabilir miyiz?
Tu peux me retrouver à notre café, dans un quart d'heure?
Buluşabilir miyiz? Daha sonra?
On peut se retrouver après?
İlaçları onunla görüştükten sonra alacağım ve seninle restoranda buluşabilir miyiz çünkü gelip -
Je m'occuperai de ton ordonnance après lui avoir parlé, et on pourrait se retrouver au restaurant, parce que c'est...
Seattle'a geldiğimizde buluşabilir miyiz?
On se verra à Seattle, quand j'y serai?
Yarın buluşabilir miyiz?
On peut se voir demain?
Buluşabilir miyiz?
Est-ce qu'on peut se voir, François?
Tamam yakında tekrar buluşabilir miyiz?
On peut se voir bientôt?