Byers translate French
131 parallel translation
- Yüzbaşı Byers, Hakim Haywood.
- Capitaine Byers, voici le juge Haywood.
- Byers yaveriniz olacak.
- Byers sera votre aide de camp.
Sizce de sakıncası yoksa bu kağıtları Byers daha sonra dosyalayabilir.
Si cela ne vous dérange pas, Byers classera ces dossiers plus tard.
Byers bir kaç kayıt getirecek. Tamam.
- Byers doit m'apporter des dossiers.
Binbaşı McCarthy, Binbaşı Citron, Binbaşı Cantor, Yüzbaşı Byers, Yüzbaşı Connell, Yüzbaşı Douglas, Yüzbaşı Wolfe, Binbaşı Booth ve Binbaşı Rice.
Les majors McCarthy, Citron et Cantor, les capitaines Byers et Connell, les capitaines Douglas et Wolfe, et les majors Booth et Rice.
- Bunun Byers olmadığından emin misin?
- C'est pas Byers?
- Byers sana Dr. Scanlon'dan bahsetti mi?
- Byers t'a dit pour le Dr Scanlon? - Oui.
Frohike, Byers ve ben peynirli biftek yemeye gidiyoruz.
On sort manger un steak.
John Fıtzgerald Byers, 22 Kasım 1963.
John Fitzgerald Byers. 22 / 11 / 63.
Efendim.
- Byers. - Monsieur!
Byers, kapa çeneni!
- Byers, la ferme.
Byers, yemin ederim seni kendim vuracağım.
Continue et c'est moi qui te descends.
Byers'ı soyabilirsiniz.
Vous pouvez déshabiller Byers.
Byers?
Byers?
Neden kimlik değiştiren Byers oluyor?
- Pourquoi on a envoyé Byers?
Sen beceriksizin tekisin Byers.
- T'es vraiment pas un cadeau.
Byers, otel bilgisayarının şifresini kırıp kayıtlara baktım.
J'ai piraté les ordinateurs des hôtels.
Byers kendini öldürmeye çalışıyor.
- Byers essaie de se tuer.
Boşuna kendini öldürmeye çalışma Byers.
- Arrête d'essayer de te tuer.
Biliyor musun Byers? Yaşlanmak o kadar kötü bir şey değilmiş.
C'est pas si mal de vieillir avec nous.
Byers, bunu görmen gerek.
Ne ratez pas ça.
Byers vuruldu.
- Byers a été touché.
Byers'ı o çakmaklı tabancayla vurdu.
elle a eu Byers avec son pistolet à silex.
Evet, Byers, sızlanmayı kes. Kimse sızlananları sevmez.
Oui, Byers, arrête de geindre.
Ben John Byers.
Je suis John Byers.
Byers, bu Japon balina avcılarını halka duyurmalıyız.
Il faut publier cette histoire de baleiniers.
- Byers, büyüklük taslama.
- N'en fais pas trop.
Byers'le mi konuşuyorsun? Tekrar arayayım mı?
- Vous parlez à Byers?
- Byers, öylece gidemeyiz. Adama para buldum.
On ne peut pas partir.
Bay Byers, gördüğünüz gibi, çok meşgul biriyim.
M. Byers, comme vous le voyez, je suis très occupé.
Sana söyleyip duruyorum Byers, Bilgi Serbestliği, tamamen vakit kaybı.
Je vous l'ai dit, ça ne sert à rien d'aller là-bas.
Byers.
Byers.
Byers, galiba J.T.'yi bulduk.
Byers? Je crois qu'on a trouvé J. T.
Byers, şuradaki kütüğü gördün mü?
Byers, tu vois ce rondin là-bas? Prends-le.
Yolcu tarafını kaldırmak zor olmaz böylece Byers da kütüğü aksın altına koyabilir.
Je vais soulever le côté passager et Byers glissera le rondin sous l'essieu.
Haydi Byers.
Un peu plus bas, Byers.
- Byers sorun nedir?
- Qu'y a-t-il?
Bertram R. Byers.
Bertram R. Byers.
Byers ve babası, 1989 yılından beri, birbiriyle konuşmuyordu.
- Byers et lui ne se parlaient plus depuis 1989.
Byers'ın hükümetten aldığı maaş çekini bir yana bırakıp ayaktakımı, hipi tiplerle takılmaya başladığı zamandı.
De son refus d'une bourse du gouvernement pour traîner avec des dégénérés.
"Bertram Byers'ın Konutu."
RESIDENCE DE BERTRAM BYERS
Gülümse, Byers. Gizli kameradasın.
Souriez, Byers.
Byers burada, benim ekranımda görünüyor.
J'ai Byers sur mon écran.
- Kapa çeneni Byers.
- La ferme, Byers.
Byers'ı soyabilirsiniz.
Déshabille-toi, Byers. Quoi?
Şuna bak Byers.
- Comme tout le monde.
Ne oldu Byers?
Qu'est-ce qui t'arrive?
İşte faşist pilicin orada Byers.
Voici ta poule fasciste, Byers.
Hayır, Byers değil.
Je vous rappelle?
- Byers, Frohike.
- Byers, Frohike!
Ben Byers.
Byers à l'appareil.