Böldüğüm için özür dilerim translate French
526 parallel translation
Böldüğüm için özür dilerim.
Je suis désolé d'importuner.
İşini böldüğüm için özür dilerim canım. Şu haline bak. Ama bu çok önemli.
Désolée de te déranger, papa, mais c'est important!
Dersinizi böldüğüm için özür dilerim Matmazel Deluzy.
Pardon d'empiéter sur votre domaine, Mlle Deluzy.
Böldüğüm için özür dilerim mösyö.
Pardon de vous avoir dérangé.
Hayallerinizi böldüğüm için özür dilerim ama müdürü arıyorum.
- Pardon, mademoiselle, d'interrompre votre rêverie. Je ne sais pas à qui m'adresser et je voudrais parler au directeur.
Böldüğüm için özür dilerim dostum ancak bir kağıt oyununa yetişmem gerekiyor. Oyun mu?
Excusez-moi mais j'ai une partie de cartes qui m'attend.
Böyle mutlu bir aile toplantısını böldüğüm için özür dilerim ama işimiz var.
Ne toussez pas, Constant. C'est impossible à écrire.
Böldüğüm için özür dilerim.
Désolé de mettre fin à cela.
Partinizi böldüğüm için özür dilerim.
Désolé de vous avoir retenu pendant votre soirée.
Böldüğüm için özür dilerim efendim ama size bir telefon var.
Pardonnez-moi, Monsieur. Un appel pour vous.
- Ne var? - Böldüğüm için özür dilerim.
Pardon de vous interrompre.
Devam edin. Böldüğüm için özür dilerim, ama iyi haberleri kutlamak gerekir ve ben yalnız içmeyi sevmiyorum.
Désolé d'interrompre la messe, mais une bonne nouvelle nécessite un verre, et je déteste boire seul.
Meditasyonunuzu böldüğüm için özür dilerim, ama...
Pardonez-moi de troubler votre méditation, mes frères, mais...
O halde sohbetinizi böldüğüm için özür dilerim.
Dans ce cas... pardonnez-moi d'avoir interrompu votre conversation.
Böldüğüm için özür dilerim.
Désolé de vous interrompre.
Sizi böldüğüm için özür dilerim, fakat acelem var.
Désolée de vous interrompre, mais je suis pressée.
Sizi böldüğüm için özür dilerim ama yetişmem gereken bir uçak var.
Désolé de vous interrompre, mais nous devons prendre un avion.
Kutlamanızı böldüğüm için özür dilerim fakat bir dış görev ekibine ihtiyacım olacak.
Navré de gâcher votre anniversaire, mais il me faut une équipe.
Tatilinizi böldüğüm için özür dilerim.
Désolé d'interrompre cette fête.
- Böldüğüm için özür dilerim.
- Excusez-nous.
- Böldüğüm için özür dilerim.
- J'écoute. - Désolé de vous déranger.
Ciddi soruşturmanızı böldüğüm için özür dilerim.
Désolée d'interrompre une enquête si sérieuse.
- Akşamını böldüğüm için özür dilerim.
- Désolé d'interrompre ta soirée. - Pas grave.
Böldüğüm için özür dilerim.
Navrée.
Kardeşlerim, hassas bir konudan ötürü eğlencenizi böldüğüm için özür dilerim.
Mes frères! Permettez-moi d'interrompre nos bacchanales.
Böldüğüm için özür dilerim ama korkarım tutuklusunuz hanımefendi.
Désolé de vous interrompre, mais je dois vous arrêter.
Ajan Scully. Böldüğüm için özür dilerim. George Hale'dan bir telefon var.
Agent Scully, excusez-moi, j'ai un appel de M. Hale.
Bay Skinner, böldüğüm için özür dilerim, ama Ajan Mulder sizi görmekte ısrar ediyor.
Je regrette de vous interrompre, mais l'agent Mulder insiste pour vous voir.
Böldüğüm için özür dilerim Sayın Başkan. tüm Misafirler yerlerini aldılar.
La haie d'honneur est en place.
Böldüğüm için özür dilerim.
Désolé de l'interruption.
Böldüğüm için özür dilerim ama ilgilenmemiz gereken işler var.
Excusez-moi de vous interrompre, mais nous avons une affaire à régler.
İkindi çayınızı böldüğüm için özür dilerim, Bay Shannon.
Excusez-nous d'interrompre votre thé, M. Shannon.
Çalışmanı böldüğüm için özür dilerim, ama Bay Steinbrenner ve ben senin bu kadar azimle çalışmana minnettarız.
Pardon de vous déranger, mais M. Steinbrenner et moi, nous apprécions tout ce temps que vous consacrez au travail.
Amiral, değerlendirmelerinizi böldüğüm için özür dilerim fakat elimde bazı yeni kanıtlar var size sunmak istiyorum. Pekala.
Veuillez me pardonner d'avoir interrompu vos délibérations, mais j'ai de nouveaux éléments que je souhaiterais vous présenter.
Böldüğüm için özür dilerim, ama, acil bir durum var.
Désolés de vous interrompre, mais il y a urgence. Je vous en prie.
Böldüğüm için özür dilerim efendim ama burada Julian'ı arayan bir çift ziyaretçi var ve onları hemen görmek ister diye düşündüm.
Pardon de vous déranger, mais j'ai deux visiteurs qui veulent voir Julian et j'ai pensé qu'il souhaiterait les voir tout de suite.
Böldüğüm için özür dilerim.
Pardon de cette interruption.
Hey, Scully, benim. Yemeğinizi böldüğüm için özür dilerim.
Désolé d'interrompre ton dîner.
Böldüğüm için özür dilerim.
Désolée de vous interrompre.
Bunu böldüğüm için özür dilerim ama...
Pardon de vous interrompre, M. Furlong, mais...
Böldüğüm için özür dilerim.
Excusez-moi de vous déranger.
Jackie, konuşmanı böldüğüm için özür dilerim.
Pas mal, Jim. Désolé de vous avoir interrompu, tout à l'heure.
Tamam, böldüğüm için özür dilerim.
Navré de t'avoir coupée.
Böldüğüm için özür dilerim. Ama bence bunu görmelisiniz.
Pardonnez-moi, je crois que vous devriez venir voir.
- Böldüğüm için özür dilerim. - Önemli değil.
- Désolé de vous interrompre.
Afedersiniz, bayan Pryce. Böldüğüm için özür dilerim.
Désolé de vous interrompre.
Dansınızı böldüğüm için özür dilerim ama önemli bir duyuru yapmam gerekiyor.
J'ai une annonce importante à faire.
Böldüğüm için özür dilerim...
Excusez-moi.
Ve böldüğüm için özür dilerim.
Bonne journée.
Yasınızı böldüğüm için sizden özür dilerim matmazel...
Excusez-moi de venir troubler votre chagrin.
Uykunuzu böldüğüm için çok özür dilerim.
Désolé de déranger votre repos.