Canada translate French
2,286 parallel translation
Richard'ı bir daha hiç görmedim ama ailesiyle Kanada'ya döndüğünü duydum.
Je n'ai jamais revu Richard. On m'a dit qu'il est rentré au Canada avec sa famille et qu'il est retourné à son épicerie.
Kanada'ya gitmek istiyorum.
J'aimerais aller au Canada.
Evet, ama Kanada'nın özelliği, yeterince kuzeye gidersen...
Oui, mais au Canada, si on va très au nord...
Kanada'ya tek gidiş bileti 287 dolar.
Un vol aller vers le Canada : 287 $.
- Evet, Kanada'ya gidiyorum.
- Oui, je m'en vais au Canada.
Kanada'ya bilet kazandın!
Tu pourras aller au Canada!
Seni Kanada'ya geri göndereceğiz evlat.
On te renvoie au Canada, petit.
Kanada'ya bir bilet istiyorum.
Un billet pour le Canada.
Öbür gün Kanada'ya geri gönderileceksin.
Tu seras déporté au Canada après-demain.
Vancouver, Kanada 20 Eylül 1928
Vancouver, Canada - Le 20 septembre 1928
Bu arada, eski sevgilisi Summer Hartley'in partisine gitmeyi kabul etti. Annem Summer çıkarsa doğruca Kanada'ya kaçarım.
Entre-temps, il avait accepté une invitation pour aller chez son ex-copine, Summer Hartley, et si jamais c'est elle ma mère, je m'enfuirai au Canada.
- Aslında Kanadalıyım.
Ha! - Je suis originaire du Canada.
Yine Kanada'ya çağırıp evlenme mi teklif etti?
Pour te faire venir au Canada et t'épouser?
Her zaman Kanada'da yaşadığını hayal etmiştim.
J'ai toujours imaginé qu'elle était au Canada.
Kanada'dan tavsiye vermek kolay değil mi, Juventino?
C'est facile de donner des conseils sans arrêt depuis le Canada, n'est-ce-pas pas Juventino?
Parayı Kanada'dan gönderdi.
Il l'a envoyé à partir du Canada.
Aslında kardeşlerimle Kanada'ya gidiyorum.
Eh bien, Je vais au Canada avec mes frères.
Kanada mı?
Canada?
Kanada'ya kadar bisikletle mi gideceksin?
Tu vas aller au Canada en vélo?
El Nino gibi bir şey. Bu koku Havai ve Kanada'dan geliyor.
C'est comme "El Niño", l'ouragan qui vient de Hawaii et du Canada.
Mart'ta Kanada'ya hangi havayolu şirketiyle uçtum?
Quand je suis allé au Canada en mars, j'étais sur quelle compagnie?
Kanada'da sigortalı. Sigortası var.
Il est assuré au Canada.
Irak, Afganistan, Suriye, İran, Lübnan, Pakistan, Venezüella Fransa, Kanada ve Alaska'da hala devam etmekte olan çatışmalar nedeniyle, Amerikan asker sayısı giderek azalmakta.
Les troupes américaines continuent à diminuer à cause des différentes guerres en Irak, Afghanistan, Syrie, Iran, Liban Lybie, Pakistan, Vénézuela, France, Canada et Alaska.
Orası Kanada.
C'est le Canada.
Hâlâ Kanada üstünde uçuyor.
Il survole le Canada.
Kanada'daki işi henüz bitmedi. Yani sen uyuyuncaya kadar gelmeyecek.
Il n'a pas encore fini au Canada, il passera quand tu dormiras.
Kanada'ya gidebilirsin.
Tu peux passer au Canada.
Hayır, Kanada'ya gidemem, dostum.
Non, je ne peux pas me tirer au Canada.
Kanada'ya gidersen korkağın tekisin demektir.
Les lâches vont au Canada.
Kanada'da futbol berbattır.
Ils ont du foot de merde au Canada.
Ben hiç Kanada'ya gitmedim.
Je n'ai jamais été au Canada.
63 sefer sayılı Vancouver uçağı yaklaşık 45 dakika içinde, C29 yolcu giriş kapısından yolcu almaya başlayacaktır.
L'embarquement pour le vol Air Canada 63 pour Vancouver va débuter dans approximativement 45 minutes Porte C29.
63 sefer sayılı Vancouver uçağı için son çağrı.
Dernier appel pour le vol Air Canada 63 pour Vancouver.
Bugün ABD'ye saldırılacak ve biz Kanada'nın en boktan yerine geldik.
Les États-Unis vont se faire attaquer aujourd'hui et on vient d'atterrir dans le trou du cul du Canada.
Benden Kanada sınırında olan çok uzak bir kasabaya gidip orada Blanca Champion'ın insanlara kahve getirip götürme numarası yapacağını mı söylüyorsun?
Tu veux que j'aille dans une ville perdue... à la frontière du Canada... avec Blanca Champion pour faire semblant d'être le livreur de cafés?
O zaman Kanada'daki katran kumlarından petrol çıkarırız.
Ce n'est pas grave nous pouvons encore l'extraire dans des sables bitumineux du Canada.
Tabi ki Kanada gibi coğrafi bir yer değil.
Ce n'est certainement pas une entité géographique comme le Canada.
Tanrı aşkına, Kanadalıyım ben.
Je viens du Canada, c'est tout.
Doğruyu söylersen kurtulursun ve o da Kanada'ya geri döner.
Dites la vérité et vous êtes libre. Et elle, elle retourne au Canada.
New York'a indikten sonra, Kanada'ya geri dönmek için 24 saatin olacak.
Une fois à New York, vous avez 24 h pour repartir au Canada.
Hali hazırda sınıra da yakınken, neden Kanada'ya gitmiyoruz?
Pourquoi ne pas aller au Canada? On est près de la frontière.
Kanada'ya.
Du Canada.
Kanada'ya gidiyor.
Elle se dirige vers le Canada.
Vincent Cardiff bir saat önce Kanada sınırını geçerken gümrük ekipleri tarafından yakalandı.
Vincent Cardiff a été arrêté il y a une heure à la douane en train d'essayer de se rendre au Canada.
Ben lisedeyken ciddi ilişkilerden korkan, bu yüzden de hep üniversiteli oğlanlara yazan o küçük kızım. Ya da Kanada'ya.
Ce genre de fille au lycée qui a peur des vraies relations et qui est donc attirée par les gars de la fac, ou du Canada.
- Baba sen Kanadalısın.
- Papa, tu es du Canada.
Hanımlar, eğer meme istiyorsanız Kanada'ya gidin.
Mesdames, pour la poitrine, allez au Canada.
Bunu biliyordum.
Mais je suis du Canada.
- Doğu Kanada.
- Du Canada. De la région Est.
Birleşik Krallık, İspanya, Fransa, Kanada, Almanya ve İtalya başbakanı adına da konuşabilirim sanırım bu insanların içeri alınmasına karar verdik.
Le Royaume-Uni, l'Espagne, la France, le Canada, l'Allemagne et je crois que je parle aussi au nom du premier ministre Italien Nous votons pour laisser ces gens entrer.
Air France Allitalia, British Airways, Air One Meridiana, Ryan Air Aerolineas Argentinas, lberia Singapor Airlines Olympic Airlines Air Canada, Skyeurope Egypt Air PanAm, Air Olumiki Tivoie, Lufthansa...
Air France, Alitalia, British Airways, Air One,