English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ C ] / Cancun

Cancun translate French

137 parallel translation
Cancún.
A Cancun.
Cancún mu, neden Cancún?
A Cancun, pourquoi?
Clarence ve Alabama Cancún'a gidiyorlar, nasıl sence?
" "Clarence et Alabama à Cancun." " Tu trouves pas?
Sanırım Cancún polisini aramalıyız gemideki telsizden.
On devrait essayer de contacter la police de Cancun par radio.
Tahmin et kim 30 yıllık hostesi... Cancun'a giderken 7,500 metrede becermiş?
Et qui s'est tapé une hôtesse de 26 ans à 26 000 pieds d'altitude en route pour cancun?
Balayında hiçbirşey onu Cancun'a gitmeye ikna edemezdi.
lors de son voyage de noces à Cancun.
Neyse, sabahleyin Cancun'a giden ucuz bir uçus olduguna dair faks aldim.
Tu sais... c'est, ok... Sinon, j'ai reçu un fax aujourd'hui à propos d'un vol pas cher pour Cancun.
Yucatan Peninsula'da... Cancun'un yakınında, efsanevi Cibola kentinin olduğu yeri... Gösteren bir haritadır.
C'est une carte qui prétend montrer... l'endroit des sept villes de Cibola, près de Cancun... sur la péninsule du Yucatan.
Cancun, Mexico.
Cancun, Mexico.
Bir zamanlar Cancun'lu bir lezbiyen vardı
" Il y avait une lesbienne de Belle-Île,
Cancun'la değiştirdik.
On a préféré Cancun.
Cancun seyahatinden çektiği resimleri gördüm.
J'ai vu ses photos... de Cancun.
Uzaklara gideriz. Acapulco'ya. Ya da Cancun'a.
On pourrait aller à Acapulco, à Cancun, aux Bahamas.
Bahar tatilinde Cancun'a gidip, insanların göbeğinden içki mi içeceksiniz?
Les vacances de Pâques à Cancun pour pouvoir prendre des nombrils en photo?
- Harika değil. Ama oldukça eminim ki, Laurie Cancun'daki balayımızdan döndüğünde, işler düzelecek.
- Oh pas très bien mais je suis sur que quand Laurie reviendra de sa lune de miel à Cancùn, les choses iront mieux!
Bak Fez, orijinal Cancun shot bardağı. Hala tekiladan yapış yapış.
Oh regarde Fez, c'est un petit verre à cul-sec plein de Tequila collante!
Geçen sene konser için Cancun'daydık.
On est allés à Cancún l'an passé pour un de ses concerts.
" Gelecek hafta tatil köyüne gitmiyor muyuz?
"Pourquoi on en parle? " On ne devait pas aller à Cancun?
Meksika olabilir. Evet, Meksika'yı severim.
Ou Cancun, j'ai entendu dire que c'est...
Cancun'da ki kızlar çılgın.
Ces filles de Cancun sont chaudes et sauvages!
Carlos ve ben Cancun'da su yatağını patlatmıştık.
Carlos et moi, on a cassé un lit à eau à Cancun.
yani.. bunlar annemin Cancún'da çektirdiği fotoğraflar beni terkettiği zaman şimdide Acapulco'ya dönen annemin çektirdiği fotoğraflara dönelim beni terkettiği zaman
Voilà pour les photos de Cancun quand maman m'a abandonnée. Passons à Accapulco. Quand elle m'a abandonnée.
Yani, sıradaki ne, Cancun'da bir haftasonu mu?
Ensuite, quoi? Un week-end à Cancun?
Müşterim Loretta Cancun, Yedinci Peçe'de dans ediyor.
Une cliente, Loretta Cancun, danse au Seventh Veil.
Bayan Cancun'un dediğine göre Yedinci Peçe gevşek bir kimlik politikası olmasına rağmen içki ruhsatını kaybetmemenin bir yolunu bulmuş.
Elle dit que le Seventh Veil a une façon intéressante de conserver sa licence 4, malgré son indulgence sur la clientèle.
Loretta Cancun, Yedinci Peçe'nin içki ruhsatını enteresan bir şekilde koruduğunu söylüyordu.
Loretta Cancun dit que le Seventh Veil a un moyen intéressant de conserver sa licence 4.
Sayın Hakim, artık Loretta Cancun'a karşı kamu davasının düşmesini talep etmek için iyi bir zaman mı?
Puis-je en profiter pour demander l'abandon de l'affaire du ministère public contre Loretta Cancun?
Bence yediğiniz halt ortaya çıkınca karınız Cancun'a tatile çıktı.
Votre femme vient de partir à Cancún à cause de ça.
Baba, sana söylemiştim. Annem Keith "le birlikte Cancun" a gitti.
Je t'ai dit, avec Keith, à Cancun.
Seni Cancún'a mı gönderdiler?
Ils t'envoient à Cancun?
- Hangisi - Cancun.
- Celui de Cancun.
Cancun'daki fotoğraflar elimde ve bir internet sitesi açıyorum.
Dis lui que j'ai toujours les photos de Cancun. Et que je vais lancer un website.
Bayan Cancun, lütfen, kendinize yardımcı olmuyorsunuz.
Miss Cancun, s'il vous plait, vous ne vous aidez pas.
Bir Cancun Sahilinden çıkardım.
Cueillie à la plage de Cancun.
Tamam Cancun'a bir bakalım.
D'accord... Essayons Cancun.
Seni gün batımına Cancun'a yetiştirebilirim, margaritalarımızı yudumlarız.
Je peux t'emmener à Cancun juste à temps pour le coucher du soleil ce soir, à siroter des margaritas.
Cancun'da deli gibi sarhoş olup göğüslerini millete göstermek gibi şeyler için çok iyiler.
Elles ont l'air sympa, dans le genre : " Je vais picoler
- Lucy ve Olivia'yı yanlış tanıyorsun.
"et montrer mes seins à Cancun." Tu juges mal Lucy et Olivia.
Şu an kıza Cancun kumsallarını satıyor.
Il lui vend les plages de sable de Cancún, pour l'instant.
Gemide evlenmenin en güzel yanı, o an zaten Cancun'da olmamızdı.
Le mieux dans la croisière, c'est qu'on était déjà à Cancún.
Cancun'u sor.
- Demande à propos de Cancun.
Bekle bekle, Tony, Cancun!
Attend, attend, Tony, Cancun!
- Cancún, Richard.
Cancún, Richard.
Cancún, Meksika'da.
Cancún.
- NasıI gidiyor, Stu? 7 kişinin kafasını kesmişler.
Faites passer l'héroïne par Cancùn.
- Cancun mu?
Cancún?
Ya da Cancun'a.
Bref.
Önümüzdeki sene arkadaşlarımla Cancún'a gidiyorum.
L'an prochain, je vais à Cancún avec mes amis.
Ve Cancún'a gitmek istiyorsan işe girmen gerektiğini biliyorsundur.
Et si tu veux aller à Cancún, tu vas devoir trouver du travail. Oh, oui.
CANCUN, MEKSİKA Eski odanın nesi vardı?
Mais qu'est-ce qui ne va pas avec l'ancienne chambre?
Yerinizde olsaydım Cancun'a geri dönme planları yapmazdım.
Je ne ferais pas le projet d'aller à Cancun si j'étais vous.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]