Casting translate French
631 parallel translation
Bu resim ve bir özeti, rezervasyon yapan ajanslara ve casting ajanslarına ver.
Fais le tour des imprésarios et des agences.
- Yarışma için mi geldiniz? Evet öyle.
- Vous venez pour le casting?
Cinecittà'ya, yarışma için.
- Où ça? À Cinecittà, pour le casting.
- Shields'da küçük bir rol veriyorlar, saat üç civarında orada olabilir miyim
Il y a un casting de figurants chez Shields à 15 h.
- Senaryoyu bitirdiğinde prodüksiyon adına buluşma ve tanıtım için kalmamı istedi
Quand le script des Grands Chemins fut terminé, il me demanda de rester pour suivre la production et le casting.
Sebastian her karaktere uygun gözüküyor, ona rol verirken zorlanacaksın.
Ton personnage, Sebastian, il a de l'envergure. - Le casting sera coton.
- Onu sinemalara satacaksın
Ça le deviendra et le casting sera coton.
Ben Federal Yayıncılık Şirketi'nden Bayan Costello,... Eskimoların burun sürtme adeti hakkında bilgi edinmek istemiştim.
Ici la Fédéral Broad casting. Comment les Eskimos se frottent-ils le nez?
Şey, bölümün oyuncularını belirlemek için hala üç haftamız var. Oh, tabii. Ne de olsa, sadece ikinci baş oyuncu.
Il reste huit jours pour ce casting. C'est juste pour le second rôle.
Görüyorsun, oyuncu belirlemenin tam ortasındayız, ve...
Voyez, nous sommes en plein casting, et...
Oyuncu belirlediğimizi biliyor.
Il voudrait faire le casting.
Senaryoyu, oyuncu kadrosunu, her şeyi ben kontrol edeceğim.. - Tamam mı?
Je veux contrôler le scénario, le casting, tout.
Telefon et, şehirdeki tüm kast ajanslarını ara.
Au téléphone! Lancez un avis de casting! Appelez tous les agents de la ville!
Bundan fazlasını da yapabilirim ama rol dağıtımı listelerine giremiyorum.
J'en aurais fait plus, mais je ne peux pas entrer au casting. Ils ont tout bouclé.
Bir tek Von Sternberg'in Kara Toprak filmi için rol dağıtımı yapılıyor.
En fait, le vrai casting c'est "Raw Earth" de Von Sternberg.
Belki de bu dünya rol dağıtımı bürosundan farksız.
Le monde entier est peut-être comme un casting. Tout est truqué avant même qu'on ne se montre.
Siyah ol şeyinde polis rolü denemeleri mi yapılıyor?
C'est bien le casting pour le spectacle "Sois Noir", pour le rôle de policier?
Nora'nın kocasıyla kavgaları hakkındaki sırları, Al Cumberland'ın ünlü oyuncular hakkında söylediklerini.
Les disputes secrètes entre Nora et son mari, les séances de casting sur canapé d'AI Cumberland.
- Central Casting...
- Central Casting...
- Central Casting.
- Central Casting.
- Central Casting'i mi arıyorsun?
- Tu appelles Central Casting?
Açık bir seks-macera filmi için rol dağıtımı yapıyoruz.
On fait un casting pour un rôle masculin dans un film très explicite.
Rol dağıtımı yapıyoruz.
On fait le casting.
Açık bir seks macera filmi için rol dağılımı.
On fait un casting pour un film porno explicite.
- Bir seçmeye katıldım. - Öyle mi?
J'ai fait un casting.
Bunu yapmak istemezdim ama okuyacaksın.
Je voulais pas en arriver là, mais tu vas le faire, ce casting.
Bir casting seansına gittim.
J'ai été virée de toutes les sessions des casting...
Dedim ya, bu hafta sonu Stryker'ın seçmeleri var.
Je te l'ai dit, ce week-end c'est la session pour le casting de Stryker.
Peki Stryker, sence casting böyle mi olmalı?
Bref Stryker, c'est ça ton idée d'une session de casting?
Her zaman jakuzi rol dağıtımı vardır.
Ben, y a toujours le casting "Jacuzzi".
Kanepedeki gibidir, yalnızca daha ıslak olanı.
C'est comme le casting "canapé", mais en plus humide.
Gelemem, seçmelerim var.
J'ai un casting.
Seçmelerimiz var ve ev berbat durumda.
On a un casting et tout est sens dessus dessous.
Şimdi nasıl çalışacak?
Comment va-t-elle faire son casting?
OYUNCU SEÇMELERİ
CASTING
Biliyor musun, sanırım kendine oyuncu belirleme yönetmeni demelisin. Pekala, he ne demek istersen... Çünkü, bilirsin, oyuncu belirleme yönetmeni olarak, onlarla gün boyu konuşabilirsin.
Vous devriez devenir directeur de casting pour pouvoir leur parler toute la journée.
Film şirketleri için oyuncu seçiciyim.
Agent de casting pour des firmes cinématographiques.
Ondan sonra öğle yemeğinde buluşuruz ve oyuncularla diğer şeyleri konuşuruz.
Ensuite on parlera casting et le reste.
Tüm bu kalıpları sadece seni inciten şeyi saklamak için özür olarak kullanıyorsun.
Cette histoire de casting, tu t'en sers comme excuse... pour cacher ce qui te fait si mal.
Anlayamıyorum. Bu hafta oyuncu seçimlerine başlayacaklardı.
Je ne comprends pas, le casting est pour cette semaine.
Seçmeler yarın NBC'de, 16 : 00'da.
Merci beaucoup. Casting à NBC, demain, 16 heures.
Saat 9'da giriş sınavım var. Formda olmam gerek.
- J'ai un casting à 9 h.
Benden de bahsedebilirsin!
- Un casting? T'aurais pu me mettre sur le coup.
Baba, yetenek değerlendirmesi için şu küçük ilanı hatırlıyor musun?
Tu te souviens de l'annonce d'un casting?
Oyuncular işin yarısıdır.
Le casting, c'est mon fort.
Rol yönetmeni ile birlikte kızlarla okuyorum, gerçekten ağlamaya başladım. - Hayır.
Je lis avec la directrice du casting et je me mets à pleurer.
Eğer rol dağıtıcısı kadınla yatarsam.
Si je couche avec la nana du casting.
Fantasia'nın yarısıyla birlikte.
Lui et la moitié du casting de Fantasia.
Ben bir "casting" sorumlusuyum.
Je suis agent de casting.
Dinle, Russell seçmelerde miydi?
Russell a assisté au casting?
Rolleri dağıtan bayan - -
La directrice de casting...