Cecil translate French
429 parallel translation
Cecil Bellamy'ye.
Cecil Bellamy
D W Griffith, Cecil B DeMille ve Max Von Mayerling.
D. W. Griffith, Cecil B. De Mille et Max von Mayerling.
CECIL B. DE MILLE'İN YÖNETTİĞİ - BU FİLMİ İZLEYENLER -
QUICONQUE REGARDE CE FILM RÉALISÉ PAR CECIL B. DE MILLE
- Cecil'den haber var mı?
- Quelles nouvelles de Cecil?
Efendim Cecil Bradshaw koloniler bürosundan.
- Sir Cecil Bradshaw, ministère des Colonies. - Oui.
Cecil Jacobs'un yüzünden unuttum.
Cecil Jacobs me fit oublier.
Cecil Jacobs dedi.
C'est Cecil Jacobs.
İddiaya girerim ihtiyar Cecil Jacobs beni korkutmaya çalışıyor.
Je parie que c'est Cecil Jacobs qui essaye de me faire peur.
Cecil Jacobs koca ıslak bir tavuk.
Cecil Jacobs est une grosse poule mouillée!
- Ama baba... Benimle gel. Ben Cecil B. Pomeroy.
Il a été établi alors que Puber ne serait pas acceptable pour la télévision en 1963.
Cecil Ffolly Hardwicke.
Cecil Ffolly Hardwicke.
- Cecil York.
- Cecil York.
Cecil'in buraya yakın çok güzel bir evi var.
Cecil a une magnifique maison près d'ici.
Cecil sayesinde, sonunda karınla tanışabildik.
Grâce à Cecil, nous connaissons enfin ta femme.
Cecil Falling Leaf, kürsüye gelin!
Cecil Falling Leaf, est appelé à la barre!
Cecil B De Mille.
Cecil B. De Mille.
Kovboy filmi yönetmenlerinden daha fazla adam öldürmüşümdür.
J'ai dû tuer plus d'hommes que Cecil B. de Mille.
Şuraya tarafa, sevgilim.
Regarde, chérie. Cecil Roebuck.
Cecil Schoen de orada.
Cecil Shoel, là-bas.
Hollywood'taki Grauman'ın Çin Tiyatrosu'ndan sesleniyoruz. Bu gece binlerce kişi Cecil B DeMille'i anmak için ve The Buccaneer'ın galası için toplandı.
Nous sommes au Théâtre Chinois d'Hollywood où se presse ce soir une foule venue rendre hommage à Cecil B DeMille pour la première de son nouveau film, Les flibustiers, avec Fredric March, Anthony Quinn, Douglass Dumbrille,
Sürekli bahsettiğim caz aşığı Cecil Powell'ı hatırladın mı?
Tu te souviens de Cecil Powell, ce musicien dont je t'ai parlé?
Cecil Powell'ı hatırladın mı?
Tu te souviens de Cecil Powell?
- Cecil.
- Cecil,
- Hangi Cecil?
- Cecil comment?
- Cecil B. DeMille.
- Cecil B, DeMille,
Bay Cecil Powell.
M, Cecil Powell,
Ev ve aile kavramları, bayraklarla birlikte uygarlığın antikaları oldu Pazarları din kursları, İzci Kız kurabiyeleri film yönetmeni C.B. de Mille ve bekaret.
Le foyer et la famille sont des anachronismes, tout comme le drapeau, le catéchisme, le scoutisme, Cecil B. de Mille et la virginité!
Cecil Beaton en iyi kostüm dalında Oscar kazandı.
Cecil Beaton A gagné l'oscar pour ses costumes.
Cecil, Bu hoş bir kıç.
En voilà un beau cul.
- Kavga etmek için neden yok.
On va chez Cecil.
- Cecil'in evine gideceğiz. - Bırak beni! Biraz şarap.
Y a du vin et de l'herbe.
Cecil'e ne dersin? Cecil'den hoşlanır mısın?
Et Cecil, il te plaît?
Cecil, senin derdin ne?
Cecil, qu'est-ce que tu fous?
- Aslında Cecil benden izin istedi, ama işe gelince ben olmadan halledemiyor.
Cecil a demandé ma permission. Il ne peut pas se passer de moi.
Cecil ve ben yürüyüşe çıkarsak yokluğumuz çok farkedilir mi?
Si nous allions nous promener, Cecil et moi?
Şey, tabi öpebilirsin Cecil.
Bien sûr, Cecil.
Onunla önümüzdeki Ocak'ta evlenmelisin.
Cecil, épouse-la en janvier!
Bunların doğru olması gerekir. Çünkü kendileri Cecil'in arkadaşları.
Ceux-là sont convenables, ce sont des amis de Cecil.
- Cecil mi? - Böylece hepiniz güvenle oturabilirsiniz.
Vous pourrez les fréquenter sans crainte.
Cecil, Sir Harry'nin yeni kiracıları konusu nedir?
Quelle est cette histoire de locataires?
Cecil, Bayan Alanlar için girdiğim onca sıkıntıdan sonra.
Je m'étais donné tant de mal pour les Alan.
Cecil, seni suçluyorum.
Je vous en veux.
Şey, sinirlerime dokunuyor. Cecil'le tanıştığı zaman, onu epey delirtmişti.
Elle m'énerve, et quand elle a rencontré Cecil, elle l'a exaspéré.
Cecil'in bir sorunu mu var?
Cecil est-il contrarié?
Cecil kaba davranmak istemiyor.
Cecil ne veut pas être impoli.
Ve sen de Cecil'den memnun değilsin.
Et Cecil t'a irritée.
Cecil, altını bana ver.
Cecil, le souverain.
Hayır, bahsetmedim, kimseye bahsetmedim.
Non, ni à Cecil ni à personne.
- Cecil mi?
- Cecil.
Cecil, şu haline bak.
Non, mais regarde-toi!
Sevgili Cecil, bu ne mutluluk!
Quelle joie.