Centaurlar translate French
30 parallel translation
Ve burada, ilk önce, yayla ve ormanlardaki olağanüstü yaratıklara rastlıyoruz, tek boynuzlu at, yarı keçi orman tanrısı, uçan at pegasus ve ailesi insan başlı atlar, centaurlar yarı insan yarı at olan o garip yaratıklar. Ve kız arkadaşları, centauretler.
Nous rencontrons d'abord de fabuleuses créatures des champs et de la forêt, licornes, faons, Pégase le cheval volant et toute sa famille, les centaures, ces étranges créatures moitié homme et moitié cheval... et leurs petites amies, les centaurettes.
- Centaurlar.
- Des centaures.
- Centaurlar'la ne problemleriniz var?
Tu as des soucis avec les centaures?
Nehrin yakınında, Centaurlar'ın ve adamların bir köyü var. Bizim avlanma bölgelerimizi istiyorlar.
Des hommes et des centaures veulent nos terres de chasse.
- Şimdi, Centaurlar'ın arkadaşı değilim diyerek neyi kastettin?
Pourquoi tu n'aimes pas les centaures?
- Uzun zaman önce ordum Centaurlar'la savaştı.
Jadis, je les ai affrontés.
- Centaurlar aptallıkları ile tanınmıyorlar.
Les centaures ne sont pas connus pour leur bêtise.
Şu savaş lordu Krykus'dı. Bizden sadece Centaurlar'ın nefret ettiğinden biraz daha az nefret ediyor.
C'était le seigneur de guerre Krykus, un ennemi potentiel.
Savaşa gitme niyetim yok. Bu Centaurlar'a bağlı.
Je ne veux pas partir en guerre, ça dépend des centaures.
- Centaurlar'la savaşmıştım, ne yapabileceklerini biliyorum.
Je sais de quoi les centaures sont capables.
Ve genede, Centaurlar kımıldamadan ordumla savaştılar.
Et pourtant, j'ai buté contre les centaures.
- Kulağa Centaurlar da bunu istiyormuş gibi geliyor.
Les centaures l'ont cherché, on dirait.
Ve o bütün Centaurlar'ın ve erkeklerin kötü olduğunu düşünmüyordu. Sadece yanlış yönlendirilmiş.
Les centaures et les hommes n'étaient pas tous mauvais, selon elle.
Centaurlar'ın belli güçleri ve zayıflıkları var.
Les centaures ont leurs forces et leurs faiblesses.
- Centaurlar'la ilgili ne biliyorsun?
Que sais-tu des centaures?
- Centaurlar'ı takdir eden bir arkadaşım vardı.
J'avais une amie qui vous admirait.
- Peki, eğer arkadaşın bu kadar fazla Centaurlar'dan hoşlanıyorsa, şimdi nerede?
Où est cette admiratrice des centaures?
O ayrıca bana Centaurlar'ın yüksek onur duygusu olduğunu söylemişti.
Elle m'a aussi dit que vous aviez le sens de l'honneur.
Centaurlar saman yemez.
Les centaures n'en mangent pas.
- Centaurlar ağırlıklarını ön toynaklarında taşırlar.
Le poids des centaures portent sur les sabots avant.
- Centaurlar'a ölüm!
- Mort au centaure.
- Centaurlar saman yemezler.
- Les centaures n'en mangent pas. - N'en mangent...
Amazonlar'a - ve- Centaurlar'a karşı işlediğin suçlar için.
Pour tes crimes contre les Amazones et les centaures.
Hayır, Centaurlar çok cesurlar, ben buna hayranlık duyuyorum.
Les Centaures sont courageux, je les admire.
Centaurları değil, Cyclopsları demek istedim.
Non, je veux dire, des Cyclopes.
Centaurlar'a daha sonradan yardım eden Borias'la aynı olduğuna inanamıyorum.
C'est bien le même Borias qui a aidé les centaures?
Velasca'nın gerçek annesi Centaurlar'la ilk savaş sırasında öldürülünce...
Quand la vraie mère de Velasca a été tuée pendant la première guerre contre les Centaures,
Centaurlar oyunlarda oynamazlar.
Les centaures ne font pas de théâtre.
Centaurlar pozisyonu kazandı.
Les Centaures prennent la balle.
Ama onun öncesinde... 1996 sınıfının Centaurlarının yeni mezuniyet balosu kralı...
Mais tout d'abord, sans plus attendre... Le nouveau roi de promo des centaures du lycée de Central, promo de 1996 est...