Chambers translate French
686 parallel translation
- Size Thomas B. Chambers'ı takdim edeyim.
- Et moi, Thomas B. Chambers.
Sana şunu söyleyeyim, Curtis ve Chambers işinin hakkını verir.
Je vous le dis, moi : On peut compter sur Curtis Chambers.
Sevgili Bay Thomas B. Chambers.
Cher monsieur Thomas B. Chambers.
Bay Chambers.
Monsieur.
Bassington aptalca bir şekilde dudaklarını büker ve soluna doğru geçer.
Bassington fait une moue ridicule et traverse la scène. BONNE NUIT BASSINGTON Comédie en 3 actes environ avec une fin tragique Par Thomas B. Chambers
Sevgili Bay Chambers, buraya sizinle erkek erkeğe konuşmaya geldim.
Cher monsieur, je suis venu vous parler d'homme à homme.
Bay Chambers, beni yanlış anlamanızı istemem.
Ne vous méprenez pas.
Bay Chambers, Gilda'ya karşı olan ilginiz oldukça nahoş.
Vos assiduités auprès de Gilda sont malvenues.
Bay Chambers, size söylemem gereken yalnızca tek bir şey var.
Je n'ai qu'une chose à vous dire.
Bay Chambers -
- Monsieur Chambers...
Thomas Chambers isminde bir oyun yazarı duymuş muydunuz?
Vous a-t-on parlé d'un auteur du nom de Thomas Chambers?
Dostlar karşınızda duran bu beyefendi Londra Tiyatrosu'na bir şimşek gibi düşen meşhur Thomas B. Chambers'dan başkası değil.
Chers amis, l'homme qui vous parle n'est autre que l'illustre Thomas B. Chambers, la toute dernière sensation du théâtre londonien.
Biraz öne gelin Bay Chambers.
Avancez d'un pas, M. Chambers.
- İyi akşamlar Bay Chambers. - İyi akşamlar.
- Bonsoir, M. Chambers.
- İyi akşamlar Bay Chambers.
- Bonsoir. - Bonsoir.
- Bay Chambers! - Evet?
- M. Chambers!
Bay Chambers, neredeyse unutuyordum.
J'ai failli oublier.
"Thomas B. Chambers, Londra'nın önde gelen oyun yazarı ve en parlak zekası."
"Thomas B. Chambers. " Le plus grand auteur de Londres, et son plus bel esprit. "
- Hayır, hayır! Tom Chambers.
- Tom Chambers.
Tabii bu Chambers'a karşı zaafın olduğunu da bilmiyorum değil.
Tu as toujours eu un faible pour ce garçon, Chambers.
Cora Smith, Nicholas Smith cinayetiyle suçlanıyorsunuz. Ve Frank Chambers'ı öldürmeye teşebbüsle. Kıpırdama.
Vous êtes accusée du meurtre de Nicolas Smith... et de tentative de meurtre contre Frank Chambers.
Dinle bakalım, Bay Frank Chambers bu vartayı atlatayım, çok akıllı olmak ne demektir, anlayacaksın.
Si jamais je m'en sors, tu te repentiras... d'avoir été trop malin!
Devam edin. Frank Chambers'la benim, kocam Nicholas Smith'i kasten öldürmek için nasıl plan yaptığımızın ve planımızı sürdürdüğümüzün itirafıdır.
Voilà... comment nous avons projeté et exécuté... le meurtre de mon mari, Nicolas Smith.
Frank ve ben eşit derecede suçluyuz. Bununla birlikte, araba yuvarlanmadan önce Nick'in kafasına vuran Frank'ti.
Je suis aussi coupable que Frank Chambers... bien que ce soit Frank qui ait assommé Nick... avant que la voiture ait basculé dans le ravin.
Nasılsınız, Bayan Chambers?
Ça va, Mme Chambers?
- Şu yazı hani, sizin için doldurmuştum ya, Bayan Chambers.
- Votre déposition. Celle que vous m'avez dictée, Mme Chambers.
- Başına iş alma, Chambers!
Restez tranquille, Chambers!
Evet, Chambers mangırları getirmeye bankaya gitti. Willie, şunu anla.
Chambers est allé à la banque.
Bu adam, Frank Chambers ve ölen kadın önce kadının kocasını mülkünü ele geçirmek için öldürdüler.
Chambers sera jugé devant la cour d'assises. Ce couple a d'abord assassiné le mari pour s'approprier ses biens.
Tümünü kendisi ele geçirmek için, bu kez Chambers kadını öldürdü.
Puis, Chambers a assassiné la femme afin de garder le tout.
Al Chambers'a gidelim.
Allons voir Al Chambers.
Şerif Chambers.
Ici, le shérif Chambers.
Bildiğimiz şu : adı Chambers ve Kızılderililerin bölgesinde.
On sait qu'il s'appelle Chambers et qu'il est sur le territoire indien.
Bu, Tom Chaney. Bundan şüphe yok.
C'est la description de Tom Chaney, pas de Chambers.
- Merkez Cadde'de, Chambers'in hemen kuzeyindeler.
- Centre Street, au nord de Chambers.
Chambers bizi yolumuz dışında uçurdu.
Chambers a changé de cap.
- Chambers ölmüş.
- Chambers est mort.
Dr. Loomis ile Marion Chambers klinikteler. O burada.
Marion Chambers, à l'hôpital avec le Dr Loomis.
- Frank Chambers.
- Frank Chambers.
Sayın yargıç, şimdi Bayan Cora Papadakis aleyhine, Frank Chambers'ın yeminli dilekçesini sunacağız ve... -... onun kullandığı arabada meydana... - Ne?
À présent, je déposerai une demande de dommages et intérêts au nom de Frank Chambers contre Mme Papadakis... pour blessures reçues dans un véhicule qu'elle conduisait.
Frank Chambers ile ben planladık ve kocamı öldürdük.
Chambers et moi avons tout préparé, et il a tué mon mari.
Papadakis'in Chambers'a sarıldığı ve şöyle dediği konusunda yemin eden bir alay yunanlı var :...
J'ai une flopée de Grecs prêts à jurer que Papadakis a embrassé Chambers et dit :
Frank Chambers arabadaki bir yolcuydu.
Frank Chambers était un passager!
Frank Chambers, bayan.
Frank Chambers.
Diane Chambers adında birini arıyorum.
Je cherche Diane Chambers.
Frank Chambers, arka koltuğa geç.
Mettez-vous à l'arrière!
Frank Chambers, adım Arthur Keats.
Arthur Keats...
Neden, ne oldu ki, Chambers? Bu işi halledeceğimi söylemiştim sana.
Qu'est-ce qui vous prend?
İkincisi, Frank Chambers'ı öldürmeye teşebbüste bulunmak.
Secundo, une tentative d'assassinat.
Gel, Chambers, seni eve bırakayım.
Je vous ramène à la maison?
"Büyük Jüri Chambers'ı Katil Olarak Suçluyor"
Le grand jury désigne Chambers comme assassin.