English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ C ] / Cleve

Cleve translate French

93 parallel translation
Henry Van Cleve'nin ruhu ebediyete göçüp giderken sonraki durağının Cennet olmasının fazlasıyla olasılık dışı olduğunun farkındaydı.
C'est au moment où son âme franchissait la ligne de partage qu'Henry Van Cleve réalisa qu'il avait peu de chances de s'acheminer vers le ciel.
- Memnun oldum Bay Van Cleve.
Je remercie Votre Excellence de me recevoir.
Tam olarak ne zaman oldu Bay Van Cleve?
Mardi. Je suis décédé à 21h36.
Henry Van Cleve.
Vous connaissez Edna Craig?
Ama kabul etmem gerekir ki ilgimi çekmeye başladınız Bay Van Cleve.
Je trouverai le temps d'entendre votre histoire.
Olmaz. Lütfen, anne Van Cleve.
Vous êtes jalouse!
- Merhaba Mary. - Benimle konuşma Henry Van Cleve.
Maman m'a défendu de parler aux vilains garçons.
İlgilenmiyorum Henry Van Cleve.
Mais c'est un scarabée!
Bunu da mı istiyorsun yani? Henry Van Cleve!
Jamais je ne prendrais le dernier scarabée d'un garçon!
Tüm Van Cleve'lerin gururu, kuzenim Albert'ti.
Mon cousin Albert était l'orgueil de la famille. L'enfant tel que l'imaginent les parents.
Buyurun Bay Van Cleve.
Faites venir le Dr Macintosh!
Babam, Van Cleve İthalat Şirketi'ni yoktan var etmişti.
J'ai pris la suite.
Evet, baba Van Cleve. Yediğimiz her bir parça bifteğin Bay Strable'nin bir dolu imalathanesinin birinden geldiğinin farkında değil misiniz?
Chaque morceau de boeuf que nous absorbons vient de l'une de ses fabriques.
Bertha hala, Henry'yi gördüğünüzde ona bir Van Cleve olarak skandalları ismimizden uzak tutmayı talep etme hakkım olduğunu söyler misiniz?
Dites à Henry que notre nom ne doit pas être mêlé à un scandale. Mes futurs beaux-parents sont des pionniers.
Ve siz Bay Strable, ailemize hoş geldiniz. Bay Van Cleve, biz batılılar çok konuşmayız ama bir şey söylediğimizde lafı gediğine oturturuz.
Nous autres, gens de l'Ouest, ce que nous disons, nous le pensons...
- Efendim Bay Van Cleve?
Grand-père...
- Nereye gidiyorsun? - Dışarı. Sadece bir kerelik burada kalıp bir Van Cleve gibi davranman için yalvarıyorum.
Conduis-toi comme un Van Cleve, pour une fois!
Nice mutlu yaşlara Bay Van Cleve.
Tous mes meilleurs voeux... Cousin Henry...
Bana bak Henry. Gerçekten umursadığım tek Van Cleve sendin.
Tu es le seul Van Cleve dont je me sois soucié.
- Dur bir dakika Daisy. - Buyurun efendim? Belki de Bay Van Cleve ile görüşmeliyim.
Si je veux qu'il entre, il entrera!
Başak bir Henry Van Cleve olarak yetişip 36. yaş gününde seni üzdüğüm gibi karısını üzmesini mi istiyorsun?
Doit-il devenir un autre Henry Van Cleve et rendre sa femme malheureuse?
Hadi ama, Bay Van Cleve. Kendi oğlunuzu tanımıyor musunuz?
Ne reconnaissez-vous pas votre fils?
Biliyor musunuz Bay Van Cleve, bu günlerde bayanlar oldukça akıllı.
Les femmes ne sont plus si bêtes que ça.
- Bayan Van Cleve'yi gördün mü?
- Où est Mme Van Cleve?
- Bay Van Cleve henüz aşağıya inmedi mi?
- M. Van Cleve est là?
Tamam Bay Van Cleve. Büroya döndüğünüzde, lütfen öğleden önce tüm departmanların kapsamlı iç raporlarının bana ulaşmasını sağlayın çünkü Chicago'ya gidebilirim.
Que chaque service me remette son rapport avant mon départ pour Chicago.
Bay Van Cleve, size telefon var efendim.
M. Van Cleve, un appel pour vous.
Şimdi, gerçekten endişelenecek bir şey yok. Ama Bayan Van Cleve, lütfen -
Il n'y a pas de quoi s'inquiéter, mais...
Bay Van Cleve, sizi uyandırdığım için özür dilerim ama bunu yapılması gerekiyordu.
Excusez-moi de vous réveiller, mais il le faut.
Umarım beni konuk sevmez biri olarak görmezsiniz. Üzgünüm Bay Van Cleve, ama sizin gibi insanların ihtiyaçları burada karşılanmıyor.
Je dois malheureusement vous dire que votre place n'est pas ici.
Evet, Bay Van Cleve söylemem gerekir ki şansınız var - hem de çok iyi bir şansınız.
Vous avez de grandes chances. De grandes chances.
Bay Van Cleve, Bunu söyletmenizin özel bir nedeni varsa...
A moins que vous ayez une raison valable, Maître.
O gece, Bay Van Cleve beni ofisine çağırdı.
Le soir même, Van Cleve me convoque.
Van Cleve'in seni kovacağını söyleyince, Otis buna çok sinirlendi.
Otis était choqué d'apprendre ton renvoi.
Van Cleve beni çoktan aradı bile.
Van Cleve m'a déjà appelé.
Ama eğer Van Cleve senin ufaklığı gerçekten kovuyorsa, emin ol bir bildiği vardır.
Si Van Cleve vire tes gars, ça va alimenter le mensonge.
Van Cleve ile görüşmeye gidiyoruz.
Je me rends au club pour parler à Van Cleve.
Van Cleve hepsini kapının önüne koymuş.
Van Cleve les vire.
Billy Van Cleve ile görüşmek istiyorum.
Passez-moi Billy Van Cleve.
Mary, bu numaradan Van Cleve'i ara.
Mary, appelez Van Cleve à ce numéro.
Pardon, siz Cleve Saville değil misiniz?
Excusez-moi. Cleve Saville?
- Sen Cleve Saville'sin.
- Cleve Saville?
Adım Cleve Saville.
Je m'appelle Cleve Saville.
Tüm hayatım boyunca, Bayan Cooper-Cooper'in koloratürlerinden kaçmayı başarmıştım..... ve bu olay tartışmasız onun intikamıydı.
Elle eut sa revanche. M. Van Cleve, vous semblez avoir de l'oreille.
Bay Van Cleve, gördüğüm kadarıyla hassas ve işlenmiş bir kulağınız var. Teşekkür ederim.
Je dois vous prévenir...
Ama rahatça söyleyebilirim ki tüm hayatım kötü davranışlar silsilesiydi. Sevgili Bay Van Cleve, belirsizlikler ile cehenneme pasaport alınamıyor.
Un passeport pour l'enfer ne s'obtient pas facilement.
Bayan Van Cleve birazdan burada olacak.
M. Van Cleve ne tardera pas.
Bu Bay Van Cleve.
C'est M. Van Cleve.
Bu da Bay Van Cleve'nin babası.
Il habite ici.
Martha.
M. Van Cleve...
- Van Cleve mi?
C'est bien son nom, oui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]