Clients translate French
10,665 parallel translation
Fahişeleri ve müşterilerini avlayarak başladı ve bir hırsızlığa müdahaleye geçiş yaptı.
Il a commencé par victimiser des prostituées et leurs clients, et il est passé à ce que nous croyons être une situation d'agression.
Vay canına! Bazı müşterilerin soğukta yirmi adımlık yola değmeyeceğini düşünmeye başladım.
Certains clients ne valent pas la peine de marcher 6 mètres dans le froid.
Yevmiyeciler ücretlerini almada herhangi bir sıkıntı yaşamıyorlar.
Il trouve toujours des clients.
Bunu size göstererek şunu anlatmaya çalışıyorum ; bu, gerçek manada, kullanıcılarımız hakkında sahip olduğumuz yegane bilgi.
Je vous le montre parce que c'est tout ce qu'on a sur nos clients.
Müşterilerinizden ikisi şantaja uğradı.
On a fait du chantage à deux de vos clients.
Birkaç bin Zooss kullanıcının birkaç aylık hareketlerini takip için çok daha iyi bir yol.
Excellente façon de retracer les trajets de plusieurs milliers de clients Zooss en plusieurs mois.
Bilmeniz gerekir ki Manhattan'daki tüm Zooss kullanıcılarından sadece 36'sı son altı ayda araçlarınızı polis merkezine gitmek için kullanmış.
Ça vous intéressera de savoir que sur tous vos clients à Manhattan, seulement 36 ont pris un taxi pour ou depuis un commissariat ces six derniers mois.
Müşteri yoktur, daha az çalışan vardır, para mevcudu fazladır.
Pas de clients, peu d'employés, plus d'espèces à disposition.
İnsanların hakkımda öğrendiği ilk şey suç kaydım olmadığında emlak anlaşmalarım daha sorunsuz gidiyor.
Mon travail de promoteur se porte mieux si mon casier judiciaire reste secret pour mes clients.
Ramish, Micah çok fazla müşterisi olduğunu çünkü hepsiyle "çok yakından" ilgilendiğini söylemişti.
Ramish a dit que Micah avait autant de clients parce qu'il adoptait une approche très manuelle avec eux.
Ben burada müşterilere servis yapıyorum.
Va t'en, j'ai des clients.
Her gün amansızca çalıştığı için öyleydi.
Il portait les vêtements de ses clients!
O hatırladığın zenginliği senin çok iyi anlaman gerekirdi, tamirci!
Il conduisait les voitures de ses clients! Comme toi!
Müşterileri gözetleyecek bayanları ve şehirdeki fahişeleri genelevine getirecek çalışanları vardı.
Des mères maquerelles surveillent les clients et des proxénètes recrutent des prostituées pour ses bordels.
İnsanlar gelir, mal için para verirler, mutlu ayrılırlar.
Les clients entrent, paient la marchandise et ressortent contents.
Mümkün olan en kısa sürede, olabildiğince çok müşteri istiyordu.
Il voulait qu'un maximum de clients entrent et repartent aussi vite que possible.
Ertesi gün kovdu beni. "Ben dert etmem ama müşteriler öğrenirse..." dedi.
Il m'a viré le jour suivant. Ce n'était pas moi mais les clients...
Besbelli ki Ahmad onun eski bir müşterisi.
De toute évidence, Ahmad est un de ses anciens clients.
- Her çeşit müvekkili var onun.
Sa liste de clients touche un large éventail.
Müşteriler şikayet etmeye başladı.
Les clients commencent à se plaindre.
Omar! Müşterilerimiz var.
- Omar, on a des clients.
O zaman bir seri kaçakçı olmalı ve Gövde Katili de müşterilerinden biri.
C'est un ravisseur en série et le tueur du torse était un de ses clients.
Müşterileriyle iletişimini şifreleyip ağını koruyacak kadar zeki.
Il est assez malin pour crypter toute communication avec ses clients.
Ya da Kansas'ta sapık müşterilerimden birinin ahırında "ev gibisi yok" diyip duruyor olabilir.
Ou au Kansas, dans la grange d'un de mes clients cinglés disant : "rien ne vaut son chez soi."
Alex'in en iyi müşterilerinden biri.
C'est un des meilleurs clients d'Alex.
Senin müşterin, Peter.
Ils sont tes clients, Peter.
Bir doktor olmayı istediğimi babama söylediğim an beni hastalarını çalmakla suçladı.
Quand j'ai dit à mon père que je voulais être docteur, il m'a accusé de vouloir lui voler des clients.
Konuklar şikayet etti.
Les clients se sont plaints.
Müşterilerim iş yerime geliyor sunduğum zevklerin tadına bakıyorlar ve benim sunağımda ibadetlerini yapıyorlar, dostum.
Mes clients viennent chez moi, voient les plaisirs que je fournis, et ils me vénèrent.
Belki müşteri gibi hareket etmeye devam edersek çıkış yapmamıza izin verirler.
Peut-être si on fait semblant d'être des clients ils nous laisseront.
- Dikkat, müşteriler.
- Attention, clients.
Müşteriler çılgına döndüler.
Les clients n'étaient pas fous de ça.
Her müşteriye yapmıyorum.
Non, je ne fais pas ça pour tous les clients.
Müşterilerinden birisi elektronik oyuncakları için dolap istemiş.
Un de ses clients voulait qu'il construise des bureaux pour tout ces jouets électroniques.
Peki, bu arada bundan böyle sizi ayrı ayrı müşteriler olarak alıyorum o yüzden de ücreti ayrı ayrı ödeyeceksiniz.
D'ailleurs, les gars vous êtes maintenant des clients différents, donc vous serez facturés séparément.
Sağlıklı gıda dükkânı müşterilerinden şikayetler geliyor efendim.
- C'est beaucoup de carottes! - Ha-ha-ha! Monsieur, nous avons eu des plaintes de clients à la boutique de nourriture saine.
Tek yapman gereken müşteri bulmak ve o da çok geçmeden olacaktır.
Il ne vous manque plus que des clients, ce qui viendra bien vite.
Bir fincan kahve içmeniz için bütün müşterilerden gitmelerini mi istiyorlar?
Ils demandent à tous les clients de partir, et ainsi, vous pouvez boire une tasse de café?
Dün sabah, bu kattaki müşteriler paniklemiş takım elbiseli Araplar tarafından sorgulanmışlar.
Hier matin, des clients ont été interrogés par des Arabes paniqués en costume.
Şeyhin katında bulunan bütün müşteriler sorgudan geçirildi.
Tous les clients de l'étage ont été interrogés.
O adam müşterilerini soyup soğana çeviriyor.
Cet homme plume ses clients.
Bize, Alfredo'nun eski müşterilerine onu kötülediğinizi söylediler.
Vous faisiez une mauvaise réputation à Alfredo auprès des clients.
Yemekleri büyük tabaklarda götüreceksiniz ve müşteriler kendileri servis edecek, aynı size işe aldığımdan ki gibi.
Les plats sont dans de grands bols et les clients se servent eux-mêmes. Comme ils le font depuis votre arrivée.
Burada dikileceğiz ve müşteri gelmesini bekleyeceğiz.
On se tient ici et on attend que des clients entrent.
Fakat bu fırında yeni şeyler üretmezseniz sonsuza kadar çalışmayacak gibi.
La boulangerie ne va pas durer pour toujours si tu ne fais rien pour amener des clients.
-... ben de müşterilerimle ilgili hiç bir konuyu ifşa edemem. Gözetlemiyorum.
- je ne peux rien divulguer sur mes clients...
Ghatın kahramanı, başkanlığa aday ama bana müşteri getirmesini istediğimde, Bolt gibi kaçar!
Le héros du ghat, il veut devenir président... mais dès que je lui demande de me ramener des clients, il court comme un athlète!
Müşteri arayacağım, usta!
Je vais chercher des clients, monsieur!
Bak mesele şu... bilgiçliğin anca ghat müşterilerine söker.
Voilà la chose... Gardez vos remarques pour vos clients du Ghat.
Çünkü dört müvekkilin daha Chicago, Boston, Los Angeles ve Houston'dan.
C'est mieux, car tu as quatre autre clients De Chicago, Boston, Los Angeles, et Houston
Müşterilerimizin dikkatine, sebze reyonunda lahanada indirim var.
( rires ) HOMME ( au micro ) : Attention, clients.