Corbin translate French
273 parallel translation
Germain morfin karaborsacılığı yapıyor ve hürmetle andığım masum bir kurban Marie Corbin'e komplo kuruyor. "
"Germain trafique de la morphine," "et cherche à faire accuser une victime innocente, Marie Corbin,"
Baldızım Marie Corbin'den şüpheleniyorlar.
- On accuse surtout ma belle-sœur, Marie Corbin.
Bu pisliği Marie Corbin'in yazdığını düşünüyorum.
- C'est Marie Corbin qui a écrit ces saletés.
Bekleyin, Bayan Corbin.
- Une seconde, Mlle Corbin.
Önce bize Marie Corbin'ini verin!
- Envoie-nous la Marie Corbin! Tu parleras après.
Bu el yazısı, daha önce gönderilen mektuptakilerle aynı olduğunu belirtmeliyim..
- Il ne respecte rien! - L'écriture de cette lettre, identique à celle des précédentes, innocente complètement Marie Corbin.
Ban kalırsa Marie Corbin eczanedeki morfinleri aşırıyordu. Eski nişanlısının aşkı uğruna.
C'est pour moi que Marie Corbin subtilisait à la pharmacie les ampoules de morphine, car elle a une vieille passion pour son ex-fiancé.
Büyükbabam Corbin Witley.
Mon grand-père, Corbin Witley.
- Evet, Corbin de böyle söylemişti.
- C'est ce que disait Corbin.
Corbin'den geriye bütün kalan, mahzendeki birkaç zararsız eşya.
Tout ce qui reste de lui sont quelques broutilles dans la cave.
Giderek Corbin'e benzediğinin farkında olup olmadığını merak ediyorum.
Tu ne te rends pas compte à quel point tu ressembles à Corbin.
Bunun Corbin Witley'le hiçbir ilgisi yok.
Ça n'a rien à voir avec Corbin Witley.
Corbin öldüğü zaman karanlık güçlere yalvarıyordu.
Corbin a invoqué les forces des ténèbres, juste avant de mourir.
Corbin Witley, Doktor Henderson'ın kollarında öldü.
Corbin Witley est mort dans ses bras.
- Corbin Witley neden öldü?
- De quoi est mort Corbin Witley?
Corbin'in ortaya çıkardığı kötülük sonunda kök salmak için buraya geldi.
Le mal que Corbin invoquait s'est matérialisé dans cette maison.
Şimdiyse Letitia, Corbin'in günahlarını hayatıyla ödedi. Ve benim günahlarımı da.
Letitia a payé de sa vie les blasphèmes de Corbin, et les miens!
Nasıl bunu anlamayacak kadar kör olabildim? O taş, mezarının ötesinden uzanarak Corbin'in eliyle öbür taraftan gönderildi.
Comment ai-je pu être aveugle à ce point pour ignorer que cette pierre nous avait été envoyée par Corbin depuis le plus profond de sa tombe?
Çünkü Corbin'in korkusunun hâlâ içlerinde olduğunu biliyorlardı.
Le fantôme de Corbin les effrayait.
Bu çorak araziyi, güzel bir yere dönüştürmenin bir yolunu bulduğumu düşündüm.
et Corbin l'avait prévu, que j'avais trouvé un moyen de faire naître la beauté dans ce paysage désolé.
Witley adının bir kez daha bir anlam ifade edeceğini ve Corbin'in günahlarının bedelinin ödeneceğini düşündüm.
Je voulais redonner au nom Witley sa grandeur passée. Les écarts de Corbin auraient été oubliés.
Taş, Corbin'le ilişkisi olan herkese temas etti.
Tous ceux qui la touchaient repartaient changés.
- Corbin?
- Corbin?
Dr. Corbin hipnoterapi için hazırlayın.
Il lui faut une séance d'hypnothérapie.
Memur Cobrin ve Ramon, olay yerine ilk onlar geldi.
Les officiers Corbin et Ramon, premiers sur les lieux.
- Tom Corbin de orada mıydı?
- Tom Corbin était là?
Tom Corbin, bilim laboratuarından.
Tom Corbin du laboratoire scientifique.
Corbin Bernsen.
Corbin Bernsen.
Corbin Bernsen ve George Wendt ile birer manidar ve zeki konuşma yaptım.
Je viens d'avoir deux entretiens positifs, intelligents, avec Corbin Bernsen et George Wendt. Vraiment?
Bu akşam Jay, Corbin Bernes, George Wendt ve komedyen Jerry Seinfeld'i konukluyor.
Ce soir, Jay reçoit Corbin Bernsen, George Wendt, et le comique Jerry Seinfeld.
Corbin Bernsen.
Corbin Bernstein.
Corbin Technology'deki diğer kadınlar ona çok seksi olduğu için dava açtılar. Bir kadın. Alice Gaylor.
Alice Gaylor.
Ben Corbin Technology'yle ilgileneceğim.
Alors très bien.
Butters ve diğerlerinin, Corbin Technologies'e açtığı cinsel taciz davasında, davalı lehine karar verdik.
Dans l'affaire Butters contre Corbin Technologies, pour harcèlement... nous donnons foi au défendeur.
- Larry Corbin. Komşumuz.
- Larry Corbin, le voisin.
Sarah, Corbin nerede?
On a bouclé le périmètre, une équipe est sur place.
- Corbin, iyi misin? - Bırak beni!
Ecorchures aux genoux, aux bras, bleus au pelvis et suçons au cou.
Geri gel! Corbin!
J'espérais que vous pourriez la persuader.
Corbin'i evlat edinmeden önce, yıllarca çocuk sahibi olmaya çalıştılar.
Je viens voir Kelly D'Leah, on l'a amenée ce matin. - Vous êtes de la famille?
David Russo Corbin'in bilgisayar hocasıydı.
Elles ont dit qu'elle faisait la fête quand elles sont parties. - A quelle heure? - Vers 1 h30.
Corbin ağlayarak çıktı.
Pas vraiment, mais Joe avait un faible pour elle.
- Evet. Corbin onun yüzünden öldü.
Depuis qu'elle l'a remballé à une fête, il a tout fait pour sortir avec elle.
Onu Corbin'den uzak tutmak için elimden geleni yaptım.
Elle flirte avec lui pour titiller son ego.
Evde Corbin'le.
Sperme et hymen déchiré.
- O da Marie Corbin değilmiş. - O halde kim?
Ce n'est pas Marie Corbin.
Karga, Marie Corbin değil.
"Marie Corbin et le Corbeau font deux."
Çünkü Corbin'in yapacağımı bildiğini düşündüm.
J'ai pensé...
Bayan Gaylor'ı o temsil edecek.
Je m'occupe de Corbin.
- Doğum günü çocuğu nerede? - Corbin mi?
- Oh, mon Dieu!
Corbin'le bunu konuştunuz mu? Russo'yu kovunca biteceğini sandık.
Excusez-moi un instant.
Corbin'e bakışları öğretmen gibi değildi.
Je m'appelle Monroe, inspecteur.