Corry translate French
43 parallel translation
Borazncı Corry.
- Clairon Corry.
"Corry" kazan ya da girdap anlamına geliyor.
"Corry" signifie tourbillon.
Bekle biraz Corry.
Pas si vite.
Haberiniz olsun, James A. Corry hüküm giymiş ve hücre hapsine çarptırılmış bir suçlu.
Pour information, sachez que James A. Corey est un criminel, condamné à l'isolement et au confinement.
- Nasılsın, Corry?
Allenby?
- Hayır ama senede dört kez gelmek zorundayım buraya. 12 ayın sekizi yeryüzünden uzakta geçiyor, Corry.
Tu crèches pas ici. Non, mais je reviens quatre fois par an.
Bu sefer sadece 15 dakika mola hakkımız var, Corry.
Ça suffit. On a quinze minutes d'escale seulement.
Biliyorum. Keşke kalabilsek, Corry.
On pourrait jouer aux cartes.
Corry, sana bir şey daha getirdim.
- Merci. Je t'ai apporté autre chose.
Canımı yaktın, Corry.
Tu m'as fait mal.
Peki şu yıldız, Corry? O ne yıldızı?
Et quelle est cette étoile?
Corry! Corry!
Corey!
Corry, seni affettiler.
- Gracié. Tu es acquitté.
Ama hemen eşyalarını toplayıp hazır olmazsan, bu hiçbirimizin bir işine yaramayacak, Corry.
T'as intérêt à remballer tes affaires.
- Corry, o bir robot.
- C'est une femme. - C'est un robot.
Demek büyük sandığa bakmamıza o yüzden izin vermediniz. Bu durumun sorun teşkil etmesine izin veremeyiz, Corry.
C'était donc ça, la grande caisse.
- Alicia 7 kilodan fazla. - Ben de aynen onu diyorum, Corry.
Elle pèse plus que 7 kilos.
Corry, dur bir dakika.
On ne peut pas la laisser.
Corry!
Alicia!
Bak, Corry, sadece eşyalarını toplamanı ve buradan gitmeyi istiyoruz.
- Allez, Corey. - Ça suffit. Allez, prépare tes affaires, on y va.
Artık hepsi geride kaldı, Corry. Hepsi geride kaldı.
Tout est fini.
Bayan Cory, işte size bir hikaye.
Ah, Mme Corry, une aussi pour vous
Sonra zencefilli ekmek almak için Bayan Cory'nin dükkanına.
Ensuite au magasin de Mme Corry acheter du pain d'épices.
Teşekkürler Corry, hoşçakal.
Quel journée! Merci Corry, bye.
Hâlâ Corry götürüyor.
C'est toujours Cory qui me conduit.
Adı Cory Jefferson.
Il s'appelle Corry Jefferson.
Corry?
Cory?
Ne diyeceğim Corry?
Tu sais quoi Cory?
Bu Borazancı Corry.
C'est le clairon Corry.
- İyiyim, ya sen? - Burayı epey değiştirmişsin, Corry.
- Alors, Corey.
Ama bunun nedeni sensin, değil mi Corry?
Mes gosses me reconnaissent plus quand je rentre.
Kalkış saatimizi 15 dakikadan fazla geciktirirsek burası farklı bir yörüngesel konuma geçmiş olur. Özür dilerim, Corry.
On se fait une partie?
Corry, dinle, vaktimiz yok.
On n'a vraiment pas le temps.
Bizim tek yaptığımız erzak getirip bilgi aktarmak. Corry, kuralları biz koymuyoruz.
Alors, mets-toi à l'aise.
Elbette, Corry.
Bonjour chez toi.
Rica ederim, Corry.
Je t'en prie, Corey.
Corry?
Corey?
Corry!
Corey!
Corry, sana iyi haberler getirdik.
On t'apporte de bonnes nouvelles.
Kiminle, Corry?
Qui ça?
- Corry!
- Alicia!
Başka seçeneğim yok, Corry.
Je n'ai pas le choix, Corey.
Hadi, Corry.
Allez, Corey.