Country translate French
1,343 parallel translation
Taşra müziğinin nesini seviyorsun?
Qu'est-ce que tu adores tant dans le country?
Ray, biz seni ateşten çekip alıyoruz, sen kalkıp taşra müziği mi istiyorsun?
Ray, on te sort de leurs griffes et toi, tu veux jouer du country?
Bak, hayatım boyunca taşra müziği söyledim. Aslına bakarsan, Florida Çapkınları'yla çalıyordum.
Toute ma vie, j'ai chanté du country et j'ai même joué avec les Florida Playboys.
Öyküler, ahbap. Harika öyküleri var.
- Le country raconte de très jolies histoires.
Country Yolu 9 Numaraya.
Non. Sur la route numéro 9.
Country Yolu 9 Numara, Saygılarla Gümüş Şahin.
Non. Route numéro 9, Silver Hawk.
Aksi takdirde para golf kulübüne bağışlanacak.
Dans le cas contraire, il sera fait une donation au country club de M. Dunlap.
Bütün para kulübe gidiyormuş. Akrabası olmadığı için.
Tout le reste irait au country club, à moins de trouver un parent naturel.
Sen ve aptal country bokların.
Toi et ta country de merde!
Daha dün kendimce bir country şarkısı besteledim.
Je me suis écrit une chanson country pas plus tard qu'hier.
West Country'de bir uyuşturucu rehabilitasyon ünitesinden kaçtı.
Elle s'est enfuie d'un centre de désintoxication dans le sud-ouest.
'Madison County " yi seyrettik o gün.
On a vu "Madison Country" ce jour là.
Şimdi de benimle alay ediyorsun, seni bencil taşra müzik sever bayan seni.
Maintenant, tu te moques de moi, sale égoiste, fan de musique country.
- Maggie, Orange Country'deki en korkulan savcıydı.
Maggie était le procureur le plus redouté de toute la Californie.
Bu sabah yıldırım çetesiyle birlikte Miami Palms Golf Kulubü'ndeymişsin.
Vous étiez à la foule éclair ce matin, au Miami Palms Country Club?
Harika bir gün. Hepinizin bildiği üzere Rolling Valley Golf Kulübü'nde bulunuyoruz.
C'est une belle journée, comme vous le savez tous, ici au Rolling Valley Country Club.
Bir kaç yıl önce, Harold işini kaybetti, ve şehir klübü üyeliğinden vazgeçmek zorunda kaldık.
Il y a quelques années, Harold a perdu son boulot et on a dû renoncer à notre affiliation au Country Club.
O sosyetik şehir kulübü hikâyesini şimdi kimse dinlemek istemez bence.
Je ne pense pas que quelqu'un veuille entendre une histoire de country club chic maintenant, ma chérie.
Peggy, Molly'nin yaş günü partisini şehir kulübünde veriyor.
Peggy fête l'anniversaire de Molly à leur country club.
Geri vokalleri tarafından kasıklarından vurulan iki country yıldızı biliyorum.
Je connais deux stars du country qui se sont fait tirer dans les parties par leurs choristes
Tabii ki halk dansları yarışmasını kazanmasına da şok oldum. Ben ne anlarım ki?
Bien sur, le fait qu'il gagne le championnat de danse country a aussi été un choc, alors qu'est ce que j'y connais?
- X ile işaretlenmiş bütün yerler... bir tur oynayıp işe dönmek için uzak yerler... - Kırmızı X'ler ne işe yarıyor? Çöl Kumları, Çimen ve Göl Golf Kulübü hariç...
Eh bien, tous les terrains marqués d'une croix rouge... sont trop loin pour jouer un tour et revenir travailler dans les 4 heures... sauf le Désert de Sable, les Clairières, et les Lacs du Country-club... qui sont à distance.
Şarkıcının işemesi çok güç.
Trois plus trois. Le chanteur de country s'éclatera!
Bir country şarkısını tersten çaldığında ne oluyor biliyor musun?
Tu sais ce qui se passe quand on joue un air country à l'envers?
Bu sanki Golf Kulübünde insanların sayı yapmalarına izin vermemek gibi...
C'est comme un country-club qui refuserait à un joueur avec des chaussures à scratch l'entrée du cours de golf...
Country / Western'den hoşlanıyordu. Kovboy dansı yapmaya gittik.
Il aime la musique country, il m'a emmenée danser la gigue
Michelle, Edelson'ın country müzikten hoşlandığını söylemişti.
Michelle a mentionné qu'Edelson aimait la musique country
Yakın zamanda, Şehir Kulübü'ne kabul edilmiş.
Elle a été récemment acceptée comme membre au Potomac Country Club.
Hammerton'ın Country Barı.
Au bar Hammersmith.
Jimmy Z-4'üyle dolaşmaya bayılırdı. Üstüne açar, country şarkıları çalar ortalığı toza dumana katardı.
Jimmy allait avec sa Z4 au panorama de Blue Ridge, il baissait le toit, lançait de la country qu'il mettait à fond.
Country müzikten nefret ederim.
- Je déteste la country.
Orange Country de nerde Yahudi bulabiliriz?
Où allons nous trouver des juifs à Newport?
Biz L.A'den değiliz. Orange County'den geldik.
On n'est pas de LA, on est d'Orange Country.
Orange County mi?
Orange Country?
Siyah bir adam, kulübe izinsiz giriyor. - Orada kötü bir şey olamaz.
Bien sûr, un homme noir qui s'introduit dans un country-club.
1987'nin üçüncü çeyreğinden beri, golf kulübü aidatlarımı yatırmıyorum.
Je n'ai pas payé ma cotisation au country club depuis Octobre 97.
o da bir şehir kulübü kızı, ve biz sürtük oluruz.
C'est une fille du "Country Club", et nous sommes des gârces.
Hayır hayır, ben şehir kulüplerinden pahalı restoranlardan bahsediyorum
Non, non, je parle de country clubs, de restaurants chics.
Lanet olası paranı al ve francala ekmekle beslediğin country kulübünde büyüttüğün, turnuvalarda salladığın ve lipo-suction'la erittiğin kıçına sok.
Vous pouvez garder votre pognon, vous le coller où je pense dans votre country-club, vos concours de fleurs, et vos liposuccions du fessier.
Lanet olası paranı al ve francala ekmekle beslediğin, country..... kulübünde büyüttüğün, turnuvalarda salladığın ve.. ... lipo-suctign'la erittiğin kıçına sok. Jipo-sueti ^ lgjehttigin
Vous pouvez garder votre pognon, vous le coller où je pense, ou dans votre country-club, vos concours de fleurs et vos liposuccions du fessier.
Onu emziriyordu!
Je viens d'avoir le country club.
Bir 1968 Martin V 18. Bir'59 Gretch Duo Jet. '59 Country Western ve... ve bir'66 Khoner.
Une Martin D-18 de 68, une Gretsch Duo Jet de 59, une Country Western de 59 et une Kroner de 66.
Şey Dick.Belki kardeşlerine haber verirsin country müziğini satın almayı bırakın, yanan haçları siyah vatandaşları öldrümeyi kesin
Et bien, Dick, dites à vos membres... d'arrêter d'acheter de la country, d'arrêter de brûler des croix... d'arrêter de tirer sur les noirs.
Buradaki golf kulübüne katılmayı denedik ama çok zor. Neredeyse imkansız.
On a essayé de rentrer au Country Club, mais c'est très difficile.
- Teşekkürler, Ben. Saat 10 : 00'da gol kulübünde bize çay içirdi.
Il nous a eu un parcours au Country Club.
Bir gün kapağı açtım... ve pikapta bir country plağı buldum.
Et un jour, je l'ai ouvert... Et il y avait un disque, un disque de country...
İlk kez radyoda rock'n'roll dinleyince... bir süredir dinlediğim country müziğine çok benzediğini düşündüm.
La première fois que j'ai entendu du rock'n'roll à la radio, j'ai trouvé que ça ressemblait à la country que j'écoutais.
Kimse country müziğini, rock'n'roll'u veya rhythm and blues'u sevmezdi.
Personne n'aimait la country, le rock'n'roll ou le rhythm and blues.
Country club'da parti var,
Il y a une teuf au club de golf.
- Castellana'da, Country Club'in yakınında,
- A La Castellana, à côté du golf.
Annemlerin şehir kulübünde ne yaptılar biliyor musun?
Vous savez ce qu'ils ont fait au country club de mes parents?