Cracker translate French
284 parallel translation
"Corn cracker."
Corn Cracker...
Corn Cracker bir taydı.
Corn Cracker était un poulain.
- İyi günler Bay Cracker.
M. Dowd? - Bonjour, M. Cracker.
Teşekkür ederim Bay Cracker.
Merci, M. Cracker.
Bay Cracker.
Oh, M. Cracker.
Bay Cracker, ben Elwood P. Dowd.
M. Cracker, c'est Elwood P. Dowd à l'appareil.
Bay Cracker, bu gece saat 10'da birkaç arkadaşımı sizin oraya davet ettim.
Je dois retrouver des amis chez vous, ce soir à 10h.
Bay Cracker, iki martini.
M. Cracker, deux martinis.
Teşekkür ederim Bay Cracker.
Eh bien... Merci, M. Cracker.
Bay Cracker?
- M. Cracker?
Bay Cracker?
- M. Dowd?
Krakerden hediye çıktı.
C'était dans un cracker, vous en voulez?
Şey, aslında bu... - Kraker kutusundan çıktı.
En fait, c'était à l'intérieur d'une... d'une boîte de Cracker Jack.
Kraker kutularına hâlâ hediye koyuyorlar mı?
On trouve encore des cadeaux dans les boîtes de Cracker Jack?
Crackers'ın büyükannnesi.
La grand-mère de Cracker.
Crackers'ın annesi nerede?
Où est la mère de Cracker?
Hey, Cracker'ı unutma. Kolay bir 20 dolar için iyi olabilir.
Cracker, on va lui en taper 20 faciles.
Doğru oynarsak, Cracker'dan bir aylık maaş miktarı alabiliriz.
Bien mené, on touche un mois sur le dos de Cracker.
- Cracker ekstra adam isteyecektir.
Cracker veut un extra.
Cracker ve Shack bugün gerçekten zokayı yutacaklar.
Cracker et Shack, ils resserrent le filet.
Kraker yer misin?
Un cracker, peut-être?
Al bir kraker.
Prenez juste un cracker.
Bu kraker fotoğrafçı için.
Un cracker pour le photographe.
Bisküvilerin üzerine kutsal bir adamı sürüp yiyemem.
J'étale pas un Roi mage sur un cracker.
Kraker yiyen ölüm gibi, değil mi?
On dirait la mort qui mange un cracker, non?
Onu bir kraker kutusunda bulmuştum.
Je l'ai trouvée dans une boite de Cracker Jack.
Kraker ister misin?
Tu veux un cracker?
Varner'ın erişim şifresini kırmayı başardık.
On a finalement réussi à cracker les codes d'accès de Varner.
Hayvan krakeri ister misin?
Un cracker en forme d'animal?
Pheebs, bana şuradan bir kraker uzatabilir misin?
Tu peux me passer un cracker?
Biraz buzla Cracker Jack kutusuna koydum ve hastaneye gittim.
Ces homards ont financé mes études de droit. Le voici.
Sana biraz Kraker Jack aldım.
Voilà des Cracker Jacks.
Yüzüğü kardeşime geri verdi ama romantik olsun istemişti. Dolayısı ile Kraker Jack'lerin içine koydu ve kardeşim onu yeniden yuttu.
Il lui a redonné sa bague, mais pour faire romantique il l'a mise dans les Cracker Jacks et elle l'a encore avalée.
Bisküvi ister misin?
Un cracker?
Beni gönderiyor musunuz?
SOUTHERN CRACKER "le cracker secccc"
Kraker?
Un Cracker Jack?
Ve bilirsin, içinde peynir yok. Yani krakeri kraker yapan hiçbir şey yok içinde.
Si tu peux mettre du fromage dessus, c'est que c'est un vrai cracker.
Doğum doktoru tuzlu kraker diyetine koydu onu.
Sa gynéco l'a mise au régime cracker.
Bu krakerin üzerine haritayı çizdim. Polly, güvende durması için saklayacak.
J'ai dessiné la carte sur ce cracker, que Polly conservera pour plus de sécurité.
Eğer Arnold Schwarnzen-cracker böyle şeyler söyleyebiliyorsa ben de daha iyi yazılmış senaryoları hakediyorum.
Si on fait dire une replique comme ca a Arnold Schwarzen-cretin, je merite un truc de la meme qualite.
Benim öğrettiğim tarifler Betty Cracker'ınkiler değil, tatlım.
Les recettes que je leur apprends ne viennent pas du supermarché.
Ve son olarak, bir çeşit kraker üstüne basılmışlar.
Et enfin, on dirait qu'ils ont été imprimés sur une sorte de cracker.
Ben bir korsanım, Mitnick bir suçlu Arada büyük fark var.
Je suis un hacker. Mitnick est un cracker. Grosse différence.
Cucamonga Köle Tüccarı ÖIdürücüleri için oynuyorum.
Cucamonga Cracker Killers. Vous voulez des billets?
Dört...
- 4-3 martinis, M. Cracker.
Üç martini Bay Cracker.
- J'ai regardé partout.
- O bizim kurtarıcımız.
- Merci, Cracker.
Cracker!
Alors?
Kraker ye.
Prenez un cracker.
Kraker.
Cracker.
Dedi ki, "Nereye gittiğini sanıyorsun, Cracker Jack?" Ben dedim ki, "Sana bir hediyem var, dostum."
Rien ne vaut un homard fraîchement pêché.