Crumb translate French
85 parallel translation
Hey, aptal, eğilsene.
Crumb, baisse-toi.
Hüner isteyen bu kesim operasyonunda gösterdiğiniz başarı, size ve hatta tüm "Kıtırık'ın Gevrek Hazları" organizasyonuna itibar kazandırmıştır.
La manière dont vous avez organisé cet abattage est tout à votre honneur, qui rejaillit sur toute la société "Délices de Crumb".
Max Crumb 310'da mı?
Max Crumb, chambre 310.
Bence Crumb, 20. yüzyılın ikinci yarısının Brueghel'i.
Pour moi, Crumb est le Bruegel de la fin du 20e siècle.
Ve bu da Robert Crumb çünkü o size ; arzulayan, acı çeken, çıldıran insanlığın her türlü tuhaf, canavarımsı alegorik tiplerde muazzam coşkusunu veriyor.
Robert Crumb. Il vous donne une impression d'humanité extrême et passionnée, pleine de désir, de souffrance et de folie. Il fait des allégories évoquant les gargouilles.
Çünkü Crumb'da Goya'dan izler görüyoruz.
Il y a du Goya chez Crumb.
Goya'daki canavarlık kavramı örnek olarak Crumb'ın tehditkar kuş kafalı kadınlarında ortaya çıkıyor.
On retrouve le sens de la monstruosité de Goya dans ces femmes menaçantes à tête d'oiseau.
İnsanlar bana gelip "R. Crumb!" diyor.
Ils me disent : "Salut, Crumb!"
"Crumb, senin sorunun ne? Kızlardan hoşlanmıyor musun?"
"Crumb, tu n'aimes pas les filles?"
İşte burada gerçekten çok güzel bir tane var. [ Dana Crumb
Celui-là est vraiment superbe.
Crumb, inanılmaz derecede heyecan verici ve seksiydi.
Crumb était incroyablement nouveau et détonnant!
Crumb, Zap'ın aidiyetini sanatçılara verdi.
Crumb a ouvert Zap à tous les artistes. Il n'avait pas d'éditeur.
Ama aynı zamanda Crumb'ın konudan biraz saptığını hissediyorsunuz.
Et on sent que Crumb veut essayer de s'en dégager.
Böyle bir şeyi okuyorsunuz işte ve bence 1950'lerin sağlıklı aile yapısını taşlamanın çok ötesine geçiyor ve Crumb'ın pornografi ürettiği bir şeye dönüşüyor.
Vous comprenez, en lisant ça, je me dis que Crumb a dépassé les bornes de la simple satire. Sa critique de la famille saine des années 50 tourne à la pornographie.
Crumb'a malzeme olan şeyler insan hayatının absürtlüklerinden çıkıyordu.
L'inspiration de Crumb vient de son sens de l'absurdité humaine.
Yani Crumb, diğer bütün hicivciler gibi kendi ülkesinde yabancı gibiydi.
Crumb, comme les grands satiristes, est un marginal.
Robert'ın beğeneceğini düşündüğümüz dört ya da beş kadın olacak ama içerikte Robert Crumb'la ilgili hiçbir şey geçmeyecek.
Il y aura 4 ou 5 femmes qui devraient plaire à Robert, mais on ne sait jamais avec lui!
Keşke Crumb çekimi için getirebilseydim dediğim bir kız var burada.
J'aurais voulu celle-ci pour Crumb.
Ancak pek çok sanatçının size Crumb gibi geniş bir yelpazede mastürbasyon olanağı verdiğini düşünmüyorum.
Mais peu offrent, comme lui, un tel éventail masturbatoire!
Crumb'ın şu küçük canavar Bay Doğal'ı çizmesi aslında siz ya da ben başsız bir kadınla seks yapmayı düşünmeyiz bile ve onunla seks yapması kafanın koparılması ya da tecavüz için bir savunma olarak çizilmediğini söyleyebilirim.
Natural, faisant des choses que personne n'imaginerait faire avec une femme sans tête. Je ne pense pas qu'il veuille faire l'apologie de la décapitation, du viol, ou d'autre chose.
Bu, Crumb'ın kendi ırkçılığını en derin düşmanlıklarını ve korkularını kusması.
Crumb vomit en quelque sorte son propre racisme, ses hostilités et ses peurs profondes.
Max Crumb hala San Francisco'da yaşıyor.
Max Crumb vit toujours à San Francisco
Charles Crumb, filmden bir sene sonra intihar etti.
Charles Crumb s'est suicidé dans l'année qui a suivi le tournage.
Merhaba, ben yaratıcı yazarlık dersinden Sadie Crumb.
C'est Sadie Crumb, de votre atelier d'écriture
- Sadie. Sadie Crumb.
- Sadie Crumb.
Merhaba. Sadie Crumb ile görüşebilir miyim lütfen?
Je voudrais parler à Sadie Crumb
Altmışların başında, bir kaç arkadaşımla eski eşya satışındaydım. Güzel bir şeyler arıyordum. Philadelphia'lı bir emekli olan Bob Crumb'la o zaman tanıştım.
Au début des années 60, j'étais avec des amis à une brocante, à la recherche de bons disques, quand j'ai rencontré un type timide, introverti, de Philadelphie :
Onu tanıyorsunuz.
Bob Crumb. Vous le connaissez.
Hey Harvey, dostum Bob Crumb'la tanış.
Harvey, je te présente mon ami Bob Crumb.
Crumb bana üstünde çalıştığı çizgi romanını gösterdi.
Alors, Crumb m'a montré le roman B.D. sur lequel il bossait,
O zamanlar Crumb'la çok takılırdık.
Crumb et moi, on traînait beaucoup ensemble.
Sonunda insanlar Crumb'ın eserlerini fark ettiler ve o da bohem sınıfla takılmaya başladı.
Puis, les gens se sont mis à aimer les travaux de Crumb, et il a commencé à traîner avec les bohèmes.
İnsanlar Crumb adını öğrenmeye başladılar.
Les gens commencent à connaître le nom de Crumb.
Bob Crumb gibi bu işten hayatını kazanamıyor.
C'est pas comme s'il pouvait en vivre, comme Bob Crumb.
Ama Crumb'ın çizdiklerine bakarsak kıllı bir gorile benziyorsun. Biliyorsun sırtından dalgalı uzun kıllar çıkıyor. Gerçekten ne bekleyeceğimi bilmiyorum.
Mais dans les dessins de Crumb, tu ressembles à un singe poilu... avec plein de vagues de puanteur qui émanent de ton corps.
Harvey Pekar'ın arkadaşı olan R. Crumb'ın hoş bir modeli.
C'est un dessin de Robert Crumb qui est l'ami de Harvey P. Card.
Ya da R. Crumb ve Harvey Pekar'dan herhangi bir çizime.
Ou tout ce que faisait R. Crumb ou Harvey Pekar.
Bay Johnson, ben Art Crumb, Donald Greenleaf'in kampanya danışmanıyım.
M. Johnson? Je suis Art Crumb, directeur de campagne de M. Greenleaf.
Dr. Crumb Monica.
La petite, Dr Crumb, Monica.
Dr. Crumb'a ne dersin?
Et le Dr Miette?
Bay Crumb. Bugün nasılsınız?
M. Crumb, comment vous sentez-vous aujourd'hui?
Konuştuğumuz anda hazırlanıyor zaten Bay Crumb.
Oh, ça l'est, Mr Crumb, en ce moment même.
Zamanınız yaklaşıyor Bay Crumb.
Votre heure est proche, M. Crumb.
O zaman, Bay Crumb, bu kalem sizin tılsımınız.
Ce stylo, M. Crumb, est votre talisman.
Ve son parçam da, Crumb'ın son kırıntısı...
Et le dernier morceau qui reste de moi, la dernière miette de Crumb...
Bay Crumb?
M. Crumb...?
Sizi de bu yüzden görmeye geldim Bay Crumb.
C'est pour cela que je voulais vous voir, M. Crumb.
- Karikatürist ]... o da yeraltı çizgi romanları daha çok büyüyebilme olaylarına girebilirdi ve Crumb bu tarz bir şeyi zorlamak konusunda gönülsüzdü.
Crumb a toujours été réticent à faire ce genre de choses.
Vücuduyla elbette seks yapabilirsin.
Quand, par exemple, Crumb dessine ce petit monstre, Mr.
- Efendim son bir soru daha!
M. Crumb!
Bilmiyorum Bay Crumb.
Vous croyez?