Curry translate French
598 parallel translation
Kuzu mu? - Kuzu kuşbaşı. Ne dersin?
Curry d'agneau, ça te va?
Çay. Çay ve kuşbaşı. Böyle olsun.
Du thé avec le curry!
Pazarı çok iyi biliyordum. Yağlıboyalı fincanların ve origami kâğıtlarının nerede satıldığını biliyordum. Güneş ışınlarını sonsuzmuşçasına yansıtan ipekli giysilerin satıldığı tezgâhları ve... ev kadınlarının bol baharatlı yemeklerini yapmak için kullandıkları çok çeşitli... hububatlarla dolu sepetlerin koca koca kümelendiği tezgâhları da biliyordum.
Je connaissais intimement le bazar... les étals où on vend des guirlandes en papier... les boutiques où la soie reflète le soleil... celle où s'entassent les graines pour faire le curry... les marchands de poulets, et de lait de coco... de bétel et de sodas..
- Birşey yok, Bayan Curry
Tout va bien, Mme Currie.
Biraz pirinç alıyorum, bir kutu et, köri yapıyorlar.
J'apporte de la viande et du riz, elles feront un curry.
Biraz köri bay Forrester?
Reprenez du curry, M. Forrester.
-... domuz etiyle pilav. "
- "curry d'agneau et riz."
Köri bu mevsimde ihtiyaç olan tek baharattır.
Il n'y a que le curry qui convienne dans un climat pareil.
Baksana, bana biraz pirinç körisi getirir misin?
Dites, vous pourriez m'apporter un riz au curry?
Yumurtalı pilav.
C'est du riz au curry.
- Yumurtalı pilav değil mi?
- C'est du riz au curry! - Oui!
Mantar çorbası, körili ördek, pilav ve elmalı turta.
Potage aux champignons, canard au curry, riz et tarte aux pommes.
- Köri?
- Le curry?
Alexander da köri yememiş anlaşılan?
Alexander n'a pas pris de curry non plus? Non.
Laboratuar köride arsenik buldu.
Ils ont trouvé de l'arsenic dans le curry.
Körime arsenik katmayı planladınız, bunu asla affedemem, ve etkileriyle ilgilenmenizin isteneceğini biliyordunuz.
Vous avez mis de l'arsenic dans mon curry, ce que je ne vous pardonne pas, en sachant qu'on vous appellerait pour traiter tout le monde.
Haydi, Curtie.
Alors. Curry.
"Düz Burun Curry ve Haberler Carver'ın da soyguna bulaştıkları sanılıyor."
"Flat Nose Curry et News Carver y auraient participé."
Martin Curry Matthew Plak... Padget'la konuşuyor.
Martin Curry répondant à Matthew Palais...
Martin Curry, hoş geldiniz.
Martin Curry, bonjour.
Martin Curry, neden bütün karakterlerinizin çok büyük...
Pourquoi vos personnages sont-il tous affublés de grandes...
Martin Curry, teşekkür ederiz.
Martin Curry, merci.
Limonlu köri mi?
Curry au citron?
Limonlu köri?
Du curry au citron?
Edward Heath, yeni elbise skeci ile Richard Baker, Limonlu Köri ile...
Les nominés sont : M. Edward Heath, pour le sketch du costume neuf. M. Richard Baker, pour Curry Aucitron.
Limonlu Köri mi?
Curry Aucitron?
Currys beyinlerinden alabilirsin.
Tu pourrais avoir un cerveau Curry.
Alo, Currys mi?
Allô, Curry?
Currys'ten mi geliyorsunuz?
Vous êtes l'homme de Curry?
Currys'i arayayım.
Je rappelle Curry.
Currys cerrahisiyle değmez.
Pas avec l'opération de chez Curry.
Bir tane bile Curry Brand kedi maması kutusu göremiyorum. - Efendim? - Curry Brand kedi maması.
Je cherche du Coury Brand pour chat.
Curry Brand.
C-o-u-r...
Şunu alsanıza. - Curry Brand.
C'est la même chose, de toute façon.
Curry marka. Bulabildiğimin, en iyisi.
Le meilleur Coury Brand de la région.
Bu nedenle onun sevdiği kedi maması. Curry Brand'i hazırlamaya gittim. Bu onun yediği tek mama çeşidi, biliyor musunuz?
J'ai voulu lui préparer son Coury Brand, il ne veut rien d'autre, mais je n'en avais plus, et le chat m'a attaqué!
- Evet, biliyorum. - Curry Brand kedi maması mı Marlowe?
- Du Coury Brand, hein?
Kıpırdayın, yoksa sizi köri sosuyla pişiririm.
Sinon je vous cuisine au curry.
Köri var.
II y a du curry dessus.
Kaplumbağa çorbası, köri soslu tavuk somon balığı geyik bifteği mantar soslu fileto biberli enginar ve viskili İskoç kekliği.
Il y avait du potage de tortue, du poulet au curry... du saumon... de la viande de chevreuil... des filets de sole dans de la sauce aux truffes... des artichauts aux poivrons... et un tétras écossais au whisky.
Benim için körili tavuk yapmış.
Elle m'a fait du poulet au curry.
- İşte bu Jack Curry Jnr.
C'est Jack Curry Junior.
Curry ailesini hatırlıyor musunuz? - Curry mi?
Est-ce que vous vous souvenez de la famille Curry?
Git ve bana biraz kırmızı ve kara biber getir.
Alors, va me chercher... du poivre et du curry.
- Selam, Curtie.
Curry.
Konuğumuz beyazperdenin önde gelen yazar-dişçilerinden... Yazar-yönetmenlerinden Martin Curry. Londra'da diş için.
Nous recevons un des plus grands auteurs-dentistes... auteur-réalisateur, Martin Curry, qui est à Londres pour l'extraction... pour la prémolaire, la première de son plomb... film, mordant prochain... mardi chez le dentiste... au cinéma.
Limonlu köri?
Curry au citron?
Curry's marka kedi maması olsun.
Tu veux ton Coury's Brand.
Curry'nin kedi maması değil mi?
C'est pas du Coury, c'est vrai.
Oradan Curry Brand kedi maması almak istedim, onlarda da Curry Brand kalmamıştı. Pislikler.
Alors j'ai pris autre chose, et je suis rentré transvaser les boîtes.
- Sadece Jack Curry, artık.
Jack Curry tout court, maintenant.