César translate French
2,970 parallel translation
Ben teknik olarak Caesar'ın kendisiyim.
Je suis César lui-même... à proprement parler.
Belki de muzaffer Caesar adına bir tapınak.
Comme un temple à César victorieux.
O zaman da Caesar'ın villasında yaşayacağım.
J'irai vivre dans la villa de César.
Lejyonlarıma, Caesar'ı benim kadar sevenlere, bunun cinayet olmadığını kim söyleyecek?
Qui dira à mes légions, qui aiment César autant que moi, que ce n'est pas un meurtre?
Sezar'ın ölümüne neden oldum!
J'ai causé la mort de César.
Onda birşeyler olmalı, Sezar gibi soğuk bir balığı oltasına takabildiğine göre?
Elle doit bien avoir quelque chose pour ferrer un poisson insensible comme César.
Eğer bir tacı varsa, Sezar Medusa'yı bile becerirdi.
César aurait baisé Méduse si elle avait porté une couronne.
Sezar'ın parası.
L'argent de César.
İskenderiye'de, Sezar'la birlikte.
À Alexandrie, avec César.
Sezar öldü.
César est mort.
Sezar'dan olma oğlum, neredeyse dört yaşına geldi.
Mon fils, né de César, a près de quatre ans.
Oğlumu, Sezar'ın kanuni oğlu ilan et, ve dost olalım.
Déclare mon enfant fils légitime de César et nous serons amis.
Bu, önümüzdeki yılın seçimlerinin aday listesi. Bizden koparılmadan kısa süre önce sevgili Sezar'ımız tarafından yapılmış.
C'est une liste de candidats pour les élections de l'an prochain dressée par notre bien-aimé César juste avant qu'il ne nous soit ravi.
Kim, Sezar'ın bu rezilleri seçtiğine inanır ki?
Qui croirait que César a choisi de tels misérables?
Sezar öldü, ve sen de onu öldüren bıçağı tutmuş kadar oldun!
César est mort, et tu aurais pu aussi bien tenir le poignard.
Benden, p.ç oğlunu resmen, Sezar'ın oğlu olarak tanımamı istedi.
Elle m'a demandé de reconnaître officiellement son bâtard comme le fils de César.
Bu karmaşık bir soru, ama önce halka dağıtmakla başlayacağım. Sezar'ın onlara söz verdiği parayı.
C'est une question difficile, mais je commencerais sans doute par donner à la plèbe l'argent que César lui a promis.
Ona, Sezar'ın mallarını yönettiği için, ne kadar mutlu olduğunu anlatacaksın.
Dis-lui que tu es parfaitement heureux qu'il gère les biens de César.
Jupiter'in de inayetiyle, Gaius Octavian Sezar, Gaius Julius Sezar'ın resmi oğlu, Bu taahhüdü veriyor :
Par la grâce de Jupiter, Gaius Octavien César, fils légitime de Gaius Jules César, fait ce serment d'exécuter personnellement les termes du legs de son père bien-aimé au peuple.
Şu herkes tarafından bilinsin ki, Sezar'ın oğlu, tüm mal varlığını satmak zorunda kalmıştır, babasının bu, son arzusunu yerine getirebilmek için.
Que l'on sache que le fils de César a vendu tous ses biens personnels pour honorer les souhaits de son père.
Ve Konsüllüğün bittiğinde, söz verdiğin gibi politikayı da bırakınca, Ben Sezaryen partisinin lideri olarak devreye gireceğim.
Et quand ton consulat sera fini et que tu te retireras de la politique comme promis, je me présenterai comme le chef des partisans de César.
- Ben Sezar'ın kanuni varisiyim.
Je suis l'héritier légitime de César.
Sezar o çocuğu, geçici bir heves yüzünden seçmedi.
César n'a pas choisi le garçon sur un coup de tête.
Kuzeyde, generaller Hirtius ve Pansa'nın liderliğindeki ve Sezar Octavian'ın desteğine sahip büyük ordu hain Mark Antony'nin ordularıyla karşılaşmak üzere.
Au nord, la grande armée, sous le commandement des généraux Hirtius et Pansa, assistés par César Octave, est sur le point d'attaquer les forces du traître, Marc Antoine.
Bana artık Sezar diyorlar, Pullo.
On m'appelle César maintenant.
Biri yolunu keserse onlara Sezar'ın mührünü göster.
Si on devait te barrer la route, montre-leur le sceau de César.
Vardığı zaman, Sezar bunu size bizzat söylemekten memnuniyet duyacaktır.
César te l'expliquera à son arrivée.
Sezar mı diyor kendisine?
Il se fait appeler César.
Bir Sezar daha.
Un autre César.
Kendisine Sezar diyor çünkü bu onun yasal adı.
Il se fait appeler César car c'est son nom de droit.
Sezar'ın işareti.
La marque de César.
Sezar.
César, hein? César.
İstersen bin defa ölebilirsin, ama bu, ne Niobe'yi, ne çocukları, ne de Sezar'ı geri getirmeyecektir!
Tu peux mourir mille fois, ça ne ramènera pas Niobé ni les enfants ni César!
Senato, senin Sezar'a benzemeye çalıştığını düşünebilir.
Le Sénat peut supposer que tu projettes d'égaler César, en établissant tes légions sur nos frontières.
Ben, Marcus Vipsanius Agrippa, Sezar'ın bir dostuyum... Octavius demeliydim.
Je suis Marcus Vipsanius Agrippa, un ami de César... d'Octavien, je veux dire.
Anladığım kadarıyla, sizin Sezar'ınızı bıçaklayan pek çok kişi varmış.
Je crois savoir qu'ils ont été un grand nombre à poignarder votre César.
Sezar desen daha iyi olur.
César, plutôt.
Şu anda ise, Cumhuriyet çok büyük bir minnettarlıkla, Sezar'ın destek teklifini kabul edecektir.
À cette heure, la république serait très reconnaissante d'accepter l'offre d'assistance de César.
Asil vatansever, genç Sezar Octavius, kendi lejyonlarıyla generallerimiza katılarak, asileri ezmemize yardım edecektir.
Le noble patriote, le jeune César Octavien, se joint à nos généraux avec ses propres légions pour écraser les rebelles.
Caesar's Palace olmadığını biliyorum.
Je sais que c'est pas le César Palace.
Övgü, övgüyü hak edenindir.
Rendons à César ce qui est à César.
Yüce Sezar'ın hayaleti!
Par le fantôme de Jules César!
BU "Julius Caesar."
C'est "Jules César."
"Julius Caesar."
"Jules César."
Juliosu Sezar suikasti 15 yıl sürecek bir iç savaş başlattı ve Roma'nın çökmesine sebep oldu
L'assassinat de Jules César a causé 15 années de guerre civile et la chute de Rome.
Artık Sezar'ın hakkını verme zamanı.
Il est temps de rendre à César...
Cesar Chavez, ondan Taco diye bahsettiğini duymasın.
Ne laisse pas César Chavez t'entendre l'appeler taco.
Buraya Sezar'ı görmeye gelmedik ama Sezar salatası yemek çok hoş olur.
Je n'enterrerai pas César, mais prendrai une salade César.
Kendisi şahsen, babasının halka bıraktığı mirası yerine getirecektir. Önümüzdeki 9 gün içinde, Mars'ın tarlalarında, tüm hak sahibi yurttaşlar ve askerler, 300 sestaria alacaklardır.
Sur le champ de Mars, dans neuf jours, tous les citoyens et soldats éligibles recevront 300 sesterces des mains d'Octavien César en personne!
Şeyimin Sezar'ı!
César, mon cul.
Evet bayanlar Cesar Millan ile görüşme sırası sizde
Ok, les filles, Vous êtes les suivantes pour voir Cesar Millan.