Daley translate French
139 parallel translation
Tommy, sen ve Daley İngiliz Karargâh'ını gözetleyeceksiniz. Emredersiniz, komutanım!
Surveillez le QG anglais.
İhtiyar Daley'in yeri.
Chez le vieux Daley.
İhtiyar Daley'in var.
Le vieux Daley en a.
İhtiyar Daley gibi.
Au vieux Daley.
İhtiyar Daley ve eski şişeleri hatırlıyor musun?
Tu te souviens du vieux Daley et des bouteilles?
Baş müfettiş Daley ve müfettiş Gilbert seni bekliyorlar.
L'inspecteur en chef Daley et l'inspecteur Gilbert... vous attendent.
Müfettiş Daley ve Müfettiş Gilbert'a iddiaların hakkında bilgi verdim.
J'ai mis au courant l'Inspecteur Daley et l'inspecteur Gilbert... au sujet de tes allégations.
Belediye Başkanı Daley artık burada yemiyor. O öldü, efendim.
Madame le Maire vient parfois.
Eğer tahminim doğruysa... Saygıdeğer Richard J. Daley Meydanının çok yakınında olmalıyız.
Si mes estimations sont exactes, nous sommes près de la Plaza de notre ex-maire...
Ön tarafta biraz daha şaraba ihtiyaçları var ve Bayan Daley menünün bir kopyasını istiyor.
Il faut du vin dans la grande salle, et Mme Daley souhaite lire le menu.
- Daley.
- Daley.
Daley nin belkide oy pusulalarını kendisi için doldurduğu düşünülebilir.
Vous pensez que Daley a farci les urnes lui-même?
İşim Daley Plaza'da, karımın işi de Merchandise Mart'da.
Je travaille au Daley Plaza et ma femme au Merchandise Mart.
Bir tanesi Şikago'da Peder Daley ile birlikteydi.
Un d'entre eux était avec Père Daley à Chicago.
Peder Daley'in kafasında Connacht şeklinde bir yumru vardı.
Père Daley s'est fait griller à Waco.
- Daley'in, Paul's Bistro'ya açtığı, ihmal sonucu duygusal acı verme konusunda açtığı davada davalının lehine karar verdik.
Affaire Dalley-Bistro de Paul. A l'accusation de dommage moral... nous tranchons en faveur de la défense.
Daley'in adamını gezi ve ziyaret listesine yazmanı istiyorum. Hemen şimdi istiyorum.
Tu vas nommer le candidat de Daley et aujourd'hui même!
Arayıp Daley ziyaretinizi iptal etmeyeceğim.
Je n'appellerai pas Daley pour annuler.
Arayıp Daley'i iptal edeceksin.
Fais-le toi-même.
Bunu yapmaya korkuyorsun değil mi?
- Tu as peur d'appeler Daley.
O öğretmeni bir yetişkin olarak suçtan sorumlu tutmalılar.
Ce professeur est responsable. Ils doivent le renvoyer. "Le maire Daley"
Bahse girerim Daley Thompson'u yenemez.
Il est comme un athlète.
Belki bir yarışta değil, ama dayanıklı.
- Il battrait pas Daley Thompson. - Pas à la course, mais en endurance.
- Bence bir istisna yapabiliriz Daley.
- On peut faire une exception, non?
Daley Thompson. ( atlet )
Un champion de décathlon.
Diğer yargıç, Yargıç Daley, oyunu Desmond'a vermezse... Doyle'lar için herşey biter.
Le juge suivant, M. Daley, doit voter pour Desmond, ou tout est perdu pour les Doyle.
Bölge İstasyonu, Ajan Daley burada ve çok özel bir isteği var.
Poste de secteur, l'agent Daley a une demande très spéciale.
Daley tırsak olma.
- Daley, fais pas ton froussard.
Siz FBI'dan mısınız?
- C'est vous, le fbi? - Michael Daley?
Michael Daley? Sonunda birisi o çatlağı tutulayacak mı?
On va arrêter ce monstre?
Bay Daley evinizin The Brady Bunch televizyon şovunun çekildiği yer olduğunu söylüyor.
M. Daley pensait que The BradyBunch avait été tourné ici.
Michael Daley'nin evin içinde ne gördüğünü iddia ettiğini hatırladın mı? Oranın Brady Bunch evi olduğunu söylemişti.
Vous savez, ce que Daley disait avoir vu dans cette maison.
Bunlar Bay Andrews, Bay Ose, Bay Leipzig Charlie'yi tanıyorsunuz zaten.
Voici M. Andrews. M. Ose, M. Liepzig, Charlie, vous connaissez bien sûr, le Dr Daley et M. Vernon.
Bu da yetmezse, Billy Daley ile görüşün, müşteri ilişkilerinin başındadır.
Si vous n'êtes pas satisfaite, appelez... Billy Dailey, le directeur du service clientèle.
Okulun zorbası Frank Daley'e iki yıl uzaklaştırma aldırdım. Bana cinsel tacizde bulunması yüzünden. Beni dolaba yapıştırmıştı ben de şeyini hissettim dedim.
J'ai fait renvoyer Frank Daley, la brute de l'école, en l'accusant de harcèlement sexuel quand il se collait à moi en me poussant.
Daley Plaza'ya ambulans gerekiyor.
Ambulance pour le Daley Plaza.
Daley Plaza'da olanları duydum.
On m'a parlé du Daley Plaza.
Daley Plaza'da annemle öğlen yemeği yiyordum ve gözlerimin önünde bir adam öldü.
Je déjeunais avec ma mère sur le Daley Plaza quand un homme s'est fait renverser devant moi.
O gün Daley Plaza'daki adam sendin.
C'était toi, au Daley Plaza, ce jour-là.
Bay Daley, dürüstçe söyleyeyim. 43 yıldır bu ajanstayım hiç sizinki gibi özgeçmiş görmedim.
M. Daley, honnêtement, en 43 ans de carrière, je n'ai jamais vu un C.V. comme le vôtre.
Ben Larry Daley.
Je suis Larry Daley.
Gus, bu Larry Daley, yeni gece bekçisi olmak istiyor.
Voici Larry Daley, le futur nouveau gardien de nuit.
Ben Larry Daley.
Cecil! C'est Larry Daley!
Ben Larry Daley. Yeni gece bekçisi.
Larry Daley, le nouveau gardien de nuit.
Zevk duydum Lawrence Daley.
Ravi, Lawrence Daley!
- Evet Bay Daley?
Oui, M. Daley?
- Bay Daley?
M. Daley?
Larry Daley.
Larry Daley.
Adım Nick Daley.
Je suis Nick Daley.
Kızın adı Nicole Daley idi.
Elle s'appelait Nicole Daley.
Nick Daley.
Nick Daley.