English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Damat

Damat translate French

982 parallel translation
Edna'nın babası, soylu bir damat kafeslemek istemektedir
Le père d'Edna va à la pêche au gendre.
Damat
Le fiancé.
DAMAT
LE marié
Gelin ve damat nerede?
- Où sont les heureux élus?
- Damat.
- Le marié.
Damat, Düğüne Pırpırla Gelecek
Le marié viendra en avion
Bak sen, damat bey teşrif etmiş. Tam zamanında geldin King.
Si tu n'es pas le garçon d'honneur, tu arrives au bon moment.
Yarından sonraki gün tabii bu genç hanımefendi, sabırsız damat ile tanışmak için bir an önce ayrılmak istemiyorsa.
Après-demain. A moins que Son Altesse ne veuille rencontrer son époux sans tarder.
Demek, oğlumun damat olarak girmek istediği aile bu.
Mon fils veut donc se marier dans cette famille.
Gelinle damat için en uygun yer, değil mi?
Tout indiqué.
Gelin ve damat.
Jeunes mariés.
Damat, soylu bir samurayın oğlu.
Le marié est le fils d'un noble samouraï.
Söyle bize, Olga Danilovna, hangimizi damat olarak seçeceksin?
Olga, dis lequel de nous doit envoyer ses marieurs.
Doğrusunu söylemek gerekirse, ikimiz de damat olmak için uygun değiliz.
S'il faut juger en toute conscience, ni moi, ni lui, ne devons être des promis.
Asansörlü bir eve damat olacağım hiç aklıma gelmemişti.
J'ignorais que mon épouse aurait une maison à ascenseur.
Kara koyunu olan bir aileye damat olamam.
Pas de brebis galeuse dans ma belle-famille.
Amerika'nın en zengin 60 ailesinden birine damat olacağının farkında mısın?
Réalisez-vous que vous risquez d'épouser l'une des 60 familles américaines?
Damat bu mu?
Est-ce le type en question?
- Damat olmak için iyi bir aile.
- Bon choix d'alliance.
Damat adını değiştiremez mi?
- Fais-lui plutôt chnager son nom!
Vernon, bana ne göstermek istiyorsun, damat ve gelin arasında geçen bir parodi mi?
Alors, Vernon, que voulez-vous me montrer, un nouveau sketch?
Ne kadar iyi bir damat olurdu!
Il fera un charmant beau-fils.
Düğün topluluğu mu? - Siz damat mısınız?
- Vous êtes le marié?
Damat sensin demek?
Alors, c'est vous, le futur marié.
Ancak damat benim. Kes şunu.
Mais c'est moi, le futur marié.
"Damat Profesör Ateş Topu'nu Eyalet Sınırından Geçirdi."
"Le professeur amoureux amène sa boule de feu dans le New Jersey" - C'est horrible.
Sosyete düğünü yaparız. Martha harika bir gelin olur ben de harika bir damat.
Elle se mariera bientôt et je serai son charmant mari.
Neden, yeni damat olarak böyle hos konusuyorsun.
Ah bravo! C'est du joli pour un jeune marié.
Nasıl bir aileye damat gittiğimi bilseydim hayatta yapmazdım.
Si j'avais su dans quelle famille je mettais les pieds, j'aurais fui.
Sheila ve ben, gelinle damat olarak, anladınız mı?
Avec Sheila et moi dans le rôle des mariés.
Babama göre en iyi damat ancak Standart Petrol'ün sahibi falandır. Keşke anlayabilse.
Papa croit que personne ne me mérite, à part le PDG de la Standard Oil.
Düğün günü gelip çatmış ama damat ortalarda yokmuş.
Le jour arriva, mais pas le fiancé. Il avait écrit une lettre.
- Kim? - Damat.
Va chercher l'échelle.
- Damat nerede?
- Où est le fiancé?
İyi bir damat adayı var.
J'ai un bon parti pour toi.
Görünürde gelecek bir kaynağınız ve beklentiniz de yok. Bu durumda damat olarak seçilmeyecekler kategorisindesiniz. Özellikle de zengin ama zayıf olan kızım için.
Aucunes ressources ni perspectives d'avenir, ce qui vous place dans la catégorie où l'on ne choisit pas les gendres, surtout pas pour ma fille qui est une jeune femme faible et riche.
- Benim ne düşündüğüm önemli değil. Sadece sizi bir damat olarak düşünemiyorum.
Ce que je pense importe peu, à part que je ne vous vois pas comme un gendre.
Damat, bir düğün armağanı isteyebilir miyim?
Puis-je avoir un cadeau de mariage?
Ama "erkeklerin şeytanlıkları.." Nasıl gidiyordu damat?
"Les méfaits que font les hommes..." C'est comment?
- Damat? - Evet canım.
- Mon futur époux?
Damat gelinin yanında yerini alsın.
Que le jeune marié prenne place à ses côtés.
Hangi ayağı önce atacağınız mühim değil. Sonra da kenara kayıyorsunuz. Tören sona erdiğinde damat gelini koridordan aşağı götürüyor.
Après le "Qui donne cette femme?"... rejoignez Mme Banks.
- Damat ben olacağım. Nereye gidiyorsun, Kay?
Marchez à reculons.
Damat burada değil, gördüğünüz gibi. Damat o kadar da önemli değil, değil mi, canım?
Je suis sûr que ce sera un très beau mariage.
Demek evlenmeyecek olan damat sensin.
Regardez le fiancé qui ne va pas se marier.
Konuklar geldi. Damat geldi.
Les invités arrivèrent... ainsi que le fiancé.
Damat, bir yaşmakla gizlenmişti. Sonra yaşmak kaldırıldı.
Le voile qui cachait... le visage du fiancé fut levé.
Gözlerine inanamadı! Damat, sevdiği adamdı!
C'était celui qu'elle aimait.
Damat, Tanrı Krishna'ya dönüştü.
Il se métamorphosa en Krishna.
Almıyor musunuz? Ya damat?
- Même pas le fiancé?
- Öde bakalım damat.
Honore ton pari, monsieur le marié.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]