English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Dana

Dana translate French

3,522 parallel translation
Dana rakibinin üzerine kusmandan korkuyor.
Dana a peur que tu vomisses sur lui.
Tatlım, kulaklarımı deldirdim ve yarım bir dana yedim.
J'ai des perçages et j'ai mangé une demi-vache.
Evet, aynen öyle, Dana.
- N'est-ce pas, Dick? - C'est ce qui est prévu.
İyi akşamlar Nell, Lucy, Don, Dana...
Bonsoir, Nell, Lucy, Don, Dana...
- Birkaç dana çitleri kırıp çıkmış.
- Une douzaine d'entre eux ont défoncé la barrière.
Buzdolabıma bak ve "dana eti" yazan paketi al. "Dana eti" yazıyor.
Ouvre mon frigo et rapporte-moi un paquet avec "Veau" marqué dessus.
DANA ETİ
VEAU
"Dana eti" mi?
Du veau?
- Dana eti yemiyor mu onlar? - Evet.
- La 8, c'est pas de la blanquette?
Brian, bu hafta, bahar sebzeleriyle dana güveç yapacağız.
Nous allons préparer le navarin de veau aux petits légumes.
Dana pançetayı iri parçalar hâlinde kestik.
On a découpé les tendrons de veau en morceaux.
Bahçelerinde sığır ve dana eti.
Bœuf et veau dans un potager.
- Izgara dana pirzola! - Evet.
La côte de bœuf rôtie.
- Dana pirzola için. - Hayatta olmaz.
- Le mettre sur la côte de bœuf.
Hayır, dana pirzolaya biberiye olmaz.
Pas de romarin!
Dana pirzola?
- Côte de veau?
Her neyse, boşandığım zaman Dana'yı aradım... Çünkü o yollardan geçmiş birilerinden tavsiye almak istedim.
Bref, quand j'ai divorcé, je l'ai appelé pour ses conseils, vu qu'elle est passée par là.
Evet. Yani sen harikasın, Dana harikadır.
Tu es génial, et Dana est géniale.
Ama, Dana bana kırmızı eti bıraktırdı.
Mais Dana m'a fait arrêter la viande rouge.
Cups Kongresi'ne gitmek istediğini biliyorum. Ama Dana yarım saat sırada bekledi...
Je sais que tu voulais voir les Cubs, mais Dana a fait la queue.
Sen Johnny Drama değilsin, tamam mı? Dana da yeni annem değil.
T'es pas Johnny Drama, et Dana est pas ma nouvelle maman.
- Dana kemikleri. - Hepsi mi? Hayır, birazda tavuk kemiği var.
On a dit que l'apparence du monstre de Chaney était basé sur Jack l'éventreur...
Birinci sınıf dana eti yapan bir İtalyan restoranı biliyorum.
Il y a un restaurant Italien extra avec du veau au parmesan de premier choix.
Bu dana girmeme izin vermiyor.
Le videur m'interdit l'entrée.
- Dana ben seni sonra ararım. - Hayır, baba.
Dana, je te rappelle plus tard.
Eve döneceğine söz vermelisin bana. Eve geleceğim Dana.
Promets-moi que tu reviendras à la maison, Papa.
Dana ve Chris'i okula yerleştirdi ve burs konusunda yardımcı oldu.
Prenant Dana et Chris à l'école, aidant avec leurs bourses d'études.
Chris, Dana'ya babanın geldiğini söyler misin.
Chris, dis à Dana que ton père est rentré.
Dana!
Dana!
Dana burada yeni olduğunun farkındayım ama Quaker toplantısının kuralları var.
Dana, je sais que tu es nouvelle ici, mais une réunion Quakeriste a des règles.
Dana bu kadar yeter.
- Dana, ça suffit.
- Dana! - Neden?
Dana!
Dana hemen buraya gel.
Dana, viens ici tout de suite.
Dana'nın söylediklerine dönmek istiyorum.
Tu sais je préfère rester sur ce que Dana a dit.
- Dana'ya söyledin ama.
Mais tu l'as dis à Dana?
Bunlar Dana ve Xander'ın seks yaptığını öğrenseler onları futbol stadyumunda taşlayarak öldürecek olan insanlar.
Ce sont les gens qui, s'ils découvraient que Dana et Xander couchaient ensemble, ils la lapideraient dans un stade.
Dana biftek olur mu?
Carrément. Steak tartare?
Dana eskiden zumba yapardı ama senin pek hoşuna gidecek bir şey değil.
Dana avait l'habitude de faire la zumba, mais ca ne se voit pas C'est quelque chose que tu aimeras faire.
Ayrıca Dana böyle yattığında memeleri yana doğru düşerdi ama seninkiler düşmüyor.
Par ailleurs, les seins de Dana tombent dans ses aisselles. quand elle s'allonge comme ca, mais toi non.
Arkadaşlarının dediklerine göre önce çok korkmuş ama dana sonra oldukça heyecanlanmış.
Ses amis disaient qu'il avait peur mais qu'il était excité.
Dört dakika sonra Dana Sloan, gelinin kardeşi, aramış.
- Quatre minutes plus tard, Dana Sloan, la sœur de la mariée, a fait sonner.
Tamam, Dana. Dana.
D'accord, Dana...
Dana'nın ilaç zulasıyla kaçtıysa...
Si elle s'est enfuie avec le stock de médicaments de Dana...
Dana'nın ilaçlarını otelin çöpünde bulduğumuzu söylemek istedim.
Je voulais juste vous dire que nous avons retrouvé tous les médicaments de Dana dans les poubelles de l'hôtel.
Dana'nın ilaçlarından biraz aşırıp içmekte olduğu litrelik Red Bull'a kattım.
J'ai glissé une poignée des comprimés de Dana dans le gallon de Red Bull qu'il était en train de boire.
Dana önce bunu duymadım bile.
Je n'ai jamais entendu parler de ça.
Dana, çok meşgul olduğunu biliyorum.
Dana, je sais que vous êtes très occupée.
Bilirsin, Dana, ben dedim biliyorum Ben işe geri gelmelidir, ama gerçekten ihtiyacım olduğunu düşünüyorum yokluğunda bir izin almak.
Dana, je sais ce que j'ai dit que je devrais revenir travailler, mais je pense vraiment que j'ai besoin de prendre des congés.
Dana?
Dana?
- Bu hak burada, ah, Dana Kinney olduğunu.
- Voici Dana Kinney juste ici.
-, Dana Bak
- Ecoutez, Dana,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]