De mi translate French
166,618 parallel translation
O zaman belki eski karınız Mileva Maric'i konuşabiliriz, değil mi?
Alors nous pouvons peut-être parler de Mileva Maric, votre ex-femme, oui?
- Sen de mi bu tarafa gidiyorsun?
- Tu vas par là aussi? - Ouais.
Sen de mi bir denizkızı olduğunu söylüyorsun?
Ne me dis pas que tu es aussi une sirà ¨ ne!
Sen de mi pes edeceksin, Annie?
Vous allez aussi abandonner, Annie?
- Silahlar ateşlenmiş, mahkumlar müdürü rehin almış, sizse otoparkta parti mi veriyorsunuz? İnanamıyorum Ricky. - Müdür içeride mi?
- Y a eu des coups de feu, les détenues ont le directeur, et t'organises une putain de sauterie sur le parking?
"K" ile yazılan Kandy Büyük Ödül'ü Tanrı vergisi dişleriyle kazanabilir mi sence?
Tu crois vraiment que Kandy avec un "K" va gagner le concours de mini-miss avec ses dents?
- Sen de mi istiyorsun?
- T'en veux aussi?
- Gamzesini de mi beğenmiyorsun?
- Sa fossette ne te plaît pas?
- Çin yemeği mi bu?
- De la cuisine chinoise?
Dikkatimden kaçmış işte, siz insanların yaşam ömrü fazla değil, değil mi?
J'oublie que l'espérance de vie humaine est courte.
Evren hakkında uzman olan bir adama göre insanlar hakkında hiçbir şey bilmiyorsun, değil mi?
Pour un expert de l'univers, tu ne connais pas le b-a ba sur les personnes, n'est-ce pas?
Zürih Politeknik'e mi?
Polytechnique de Zurich?
Yüz üye mi?
Une centaine de membres?
Bir yahudi için epey kişi gelmiş, sence de öyle değil mi?
Belle participation pour un juif, tu ne crois pas?
Ve böyle bir ofisim de olmaz, değil mi, efendim?
Et je n'aurai jamais un bureau comme ça, si?
Kahverengi gömlekli şık adamları fark ettiniz mi? Bana yahudi domuzu diyen ve benim gibilerin ölmesini isteyen.
Avez-vous remarqué les charmants gaillards marrons qui m'appellent le porc juif et veulent la mort de ceux comme moi?
- Bir anda paylaşma isteği mi doğdu?
Et tu avais envie de partager?
Net kazancının yarısını tek bir oyun için riske mi edeceksin yani?
Tu risquerais la moitié de ton actif sur un coup? C'est insensé.
Tüm bu kentsel dönüşüm saçmalığı yürürlüğe girse bile mi?
Même si ces conneries de revitalisation urbaine se font?
Siktir sen mi söylemiştin?
Merde, tu lui as dit de le faire?
Yayına çıkmadan hemen önce bunun için aranmıştın değil mi?
Et tu as eu l'appel avant de passer à l'antenne?
Yanlış bir şey mi yaptım?
J'ai fait un truc de travers?
Hayatımın, biraz sonra ne yapacağımı bilemediğim bu garip geçiş evresinde belli mi olur?
Je suis dans une phase de transition chelou de ma vie, j'ai aucune idà © e de ce que je vais faire.
Pekâlâ. Bitirdik mi yani?
OK... donc, on a fini de causer?
- Seksten mi bahsediyorsun?
- Tu parles bien de sexe, lÃ?
Şu an bunu mu konuşmak istiyorsun? Gerçekten mi?
Tu veux vraiment parler de à § a maintenant?
Bütün gün yemek fotoğrafları paylaşan hatunlardan biri mi?
C'est une de ces filles qui postent constamment des photos de bouffe?
- Öyle mi? Ben de.
Moi aussi.
Sahi mi? Takibi bıraktın.
Tu as arrêtà © de me suivre.
Jessica, Bayan Taggart'ı hatırlıyorsun, değil mi?
Jessica, tu te souviens de Mme Taggart? N'est-ce pas?
Gerçi erkekler de faydalanabilir, değil mi?
Mais les garà § ons peuvent aussi en profiter, pas vrai?
Ama o köpeği sen de hiç alamadın, değil mi?
Et vous n'avez jamais eu ce chien, pas vrai?
Şu an Terörle Mücadele'de olduğunu biliyor musun? - SO 15 mi?
Elle est à présent au contre-terrorisme.
Bot partisindeki cesetleri inceledin, değil mi?
Tu as examiné les corps de la fête du bateau, n'est-ce pas?
Irk ayrımı değil mi bu?
C'est de la discrimination raciale, non?
- Ben onun deliğine gireyim mi?
- Je m'occupe de son trou?
Nöbetiniz sırasında kapının önünde bir yığın kutu belirdiğini söylemek aklınıza gelmedi mi?
Aucune de vous n'a pensé à prévenir que des cartons étaient apparus devant la porte?
Evet. Jessie, vize sınavlarını ve müzik grubunun baskısını kaldıramaz değil mi?
Voyez-vous, Jessie ne pouvait pas supporter la pression des examens et son groupe de musique, n'est-ce pas?
Onlara benden bahsettin mi?
Tu leur as parlé de moi?
Beynim düzgün çalışmıyordu, bilmem anlatabildim mi?
Et mon cerveau avait des problèmes de connexion, si vous me suivez.
Bir yemin ettin, Vinnie'ye bağlı kalmalısın, böyle şeyler mi?
Tu as échangé des vœux, tu dois t'engager auprès de Vinnie.
Sonra da bir daha asla ve asla bunu yapmamamı söyler, değil mi?
Puis elle me dira de ne plus jamais, au grand jamais, m'infliger ça.
- Çekin bunu! - Rüşvet mi veriyorsunuz?
- Un pot-de-vin?
Sidik mi o?
C'est de la pisse?
Bir grup beyazın bir konuda anlaşması bu kadar uzun sürer mi ya?
Combien de temps mettent les Blancs pour tomber d'accord?
Kız meselesi mi?
Un problème de fille?
Üşütüğün teki oyun arkadaşı istiyor diye mi?
Parce qu'une cinglée veut des camarades de jeu?
Helotlar, Lakonya'da Sparta egemenliğini devirmeye çalıştığında Gerousia heyeti savaş meydanına koşmadı, değil mi?
Quand les Ilotes ont essayé de se libérer du joug des Spartiates à Laconia, la gérousia n'a pas accouru sur le champ de bataille, pas vrai?
Yoksa mesai saatleri sonrasında marketteymiş gibi mi pazarlık edeceğiz?
Ou on est censées négocier comme dans une épicerie de nuit?
Bu, planının parçasıydı, değil mi?
Cela faisait partie de votre plan?
İçeri baskın yapıp onları hamaratlığınla dize mi getirecektin?
Lancer l'assaut et faire des confettis de ces femmes?