English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Deadshot

Deadshot translate French

54 parallel translation
Teşekkürler. Daha önce Deadshot gibi biriyle hiç karşılaşmamıştık.
Jusque-là, nous n'avons encore jamais eu affaire à Deadshot.
Benim asıl öğrenmek istediğim, Deadshot'ın bu şekilde bağlantı kurduğu kaç müşterisi olduğu.
Ce que j'aimerais savoir, c'est combien de clients Deadshot a récolté.
Çeneni kapasan iyi edersin, Deadshot.
On est moins causant, maintenant?
İsimlerinin açıklanmasını istemeyen bazı polis yetkililerinin verdiği bilgiye göre Deadshot olarak bilenen kiralık katil Floyd Lawton'ın dün gece yakalanmasında Batman'in de katkısı olabilir.
Des sources anonymes au sein de la police ont fait savoir qu'hier soir, Batman a pris part à la capture de Floyd Lawton, alias Deadshot.
Polis, aynı zamanda, Deadshot'ın işlediği suikastlerden birine iş adamı Ronald Marshall'ın da adının karıştığını iddia ediyor.
Par ailleurs, la police a fait savoir que M. Marshall aurait commandité au moins un des assassinats de Deadshot.
Deadshot doğudaki yol girişini gözetliyor.
Deadshot couvre la route du périmètre est.
Ölüm Vuruşu.
Deadshot.
Aynı Jubal'ın, Ölümcül Silah Jim Watson'la Albuquerque'de yaptığı düello gibi.
Comme quand Jubal avait eu cette fusillade avec Deadshot Jim Watson de Albuquerque.
James Holder'a hatalarını düzeltmesi için bir şans vermeye hazırdım ama bu Keskin Nişancı'nın ne ahlakı ne onuru ne de prensibi var.
J'étais prêt à laisser une chance à James Holder pour réparer ses torts, mais ce Deadshot n'a pas de moralité, pas d'honneur, pas de code.
Interpol ona "Keskin Nişancı" diyor, çünkü asla ıskalamıyor.
Interpol le surnomme "Deadshot" parce qu'il ne rate jamais sa cible.
Pekâlâ, keskin nişancı. Yine öldürüyor. Bu sefer bir ABD senatörü.
D'accord, Deadshot a recommencé à tuer, un sénateur américain cette fois.
Keskin nişancının tüm hedeflerini kendisi rezerve ediyor.
Il a inscrit dans un livre toutes les visites de Deadshot.
Kaba bir tahmin yapıp keskin nişancının Argus'un en çok arananlar listesinde olduğunu varsayacağım.
Je vais prendre des risques et supposer que Deadshot est en tête sur la liste d'Argus.
Keskin Nişancıya hedeflerini veren kişiyi bulman için gereken her şey bu.
C'est tout ce dont vous avez besoin pour repérer qui donne ses cibles à Deadshot.
Deadshot'a hedeflerini kimin verdiğini bulman için gereken her şey bu.
Tout ce dont tu as besoin pour localiser qui donne ses cibles à Deadshot.
Deadshot'a bir nokta koyduğumuzda daha iyi hissedeceğim.
Je me sentirai mieux, une fois qu'on en aura fini avec Deadshot.
ARGUS'un Floyd Lawton, namı diğer Deadshot için başlattığı insan avını takip etmenin yararlı olacağını düşündüm dolayısıyla haberleşme kayıtlarını deşifre ettim.
J'ai pensé qu'il aurait été utile de tracer la chasse à l'homme d'A.R.G.U.S pour Floyd Lawton alias Deadshot, donc j'ai décrypter leur registres de communication.
Deadshot'ın burada, Starling City'de olası bir yeni müşteriyle buluşması planlandı.
Deadshot est programmé pour rencontrer un nouveau client potentiel, ici, à Starling City.
Deadshot soruşturmanızda işler nasıl gidiyor diye bakmaya gelmiştim sadece.
Qu'y a-t-il, Johnnie? Je passais juste voir comment les choses avançaient sur l'enquête Deadshot.
Lyla'nın Deadshot için kurdukları tuzaktaki görev profili.
la mission de Lyla profile sur le piège ils ont mis sur "Deadshot"
Deadshot mı Rasmus mu?
Deadshot ou Rasmus...
"Deadshot" adıyla tanınan birinin dövüşmeden pes edeceğini cidden düşünüyor musun?
Tu penses sérieusement qu'un homme qui se fait appeler "Deadshot" allait partir sans se battre?
Deadshot.
Deadshot.
Deadshot'ı bulmak için Rusya'ya gitmiş benim için.
C'est sa petite-amie espion qui travaille pour ARGUS. Elle est allée en Russie chercher Deadshot, pour moi.
Deadshot burada.
Deadshot est ici.
Deadshot'la çalışmayı kastediyorsun.
Tu veux dire travailler avec Deadshot.
Biliyorsun, Carly'le, Deadshot'tan nefret ederken onu sevmeyi başaramadığım için ayrıldık.
Carly et moi avons rompu car je ne pouvais l'aimer elle et le détester en même temps.
Deadshot, sadece plastik mermi kullanacaksın.
Deadshot, balles en caoutchouc uniquement.
Deadshot'ın takım oyuncusu olacağını hiç düşünmezdim.
J'ignorais que Deadshot donnait dans la "coopérative".
Beni arayıp sorularını yanıtlamamı emredemezsin, Deadshot.
Vous n'avez pas à me sonner et à exiger des réponses, Deadshot.
- Sen neyin peşindesin, Deadshot?
- Qu'est-ce que vous manigancez, Deadshot?
Deadshot hazır.
Deadshot, paré.
Freelancer, başlayabilirsin. Deadshot?
Freelancer, paré.
Freelancer görüş alanımda.
- Deadshot? - J'ai Freelancer en vue.
Tahliyeye hazırsın.
Bon boulot, Deadshot. Feu vert pour l'extraction.
Deadshot pakete doğru yol alıyor.
Deadshot en route vers le colis.
Deadshot hedef üzerinde.
Deadshot sur la cible.
Beklemede kal Deadshot.
Attends.
Deadshot hedefi belirlemiş. Onun ne yaptığını görmem gerek.
Montrez-moi Deadshot, je dois voir ce qu'il fait.
Deadshot, yerinde kal.
Deadshot, restez en position.
Deadshot hâlâ paketin yanından ayrılmadı.
Deadshot est pas revenu.
İkimiz varız, Deadshot var, takımdaki diğer kişi kim?
Vous nous avez tous les deux, Deadshot, qui d'autre est dans l'équipe?
- İyi iş Deadshot.
Bon travail, Deadshot.
Floyd Lawton. Bilinen adıyla Deadshot.
Floyd Lawton, AKA Deadshot.
Deadshot ile aynı kodeste.
Elle est dans le même trou que Deadshot.
Sıradaki sen misin Deadshot?
C'est toi le suivant, Deadshot?
Deadshot!
Deadshot.
Deadshot!
Deadshot...
Deadshot, yardımın gerek.
Deadshot, j'ai besoin de ton aide.
Deadshot ve ekipmanı yerine geçti.
Deadshot est prêt.
Artık bitti Deadshot.
C'est fini, Deadshot.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]