Debby translate French
149 parallel translation
Merhaba, Queenie. Debby yattı mı?
Debby est couchée?
Ne kadar eğleniyorduk, sen, Debby ve ben.
On s'amusait tant autrefois, Toi, Debby et moi.
Pekala, Matilda'ya Debby'e benim bakacağımı ve Noel alışverişi için çıkabileceğini söyleyeceğim.
Je vais donner sa journée à Matilda Et m'occuper de Debby.
- Merhaba, Debby.
- bonjour, Debby.
- Bu kadar yeter Debby.
- assez bavardé, Debby.
- Güle-güle, Debby.
- au revoir, Debby.
Hadi Debby.
Viens, Debby.
Fırlatamaz mı?
Vraiment? Viens, Debby.
Hadi Debby. - Onlara ne yapabildiğini göster.
Montre-leur ce que tu sais faire.
Matilda Noel alışverişinde, bu yüzden Debby'e ben bakmalıyım.
Matilda fait ses achats de noël Et je dois m'occuper de Debby.
Dilerseniz Debby'i eve götürürüm.
- je peux ramener Debby à la maison.
Bu konuda biraz belirsizlik var.
- ça, c'est un peu flou. - et Debby?
- Ya Debby? - Onun için endişelenmeye gerek yok.
- ne vous en faites pas pour elle.
Karım ve Debby evde mi?
Il y a quelqu'un?
- Debby burada efendim.
- Debby est là.
- Debby'e anlatmalısın.
Il faut que vous parliez de lui à Debby.
- Debby, kartopu savaşından söz etti.
- Debby m'a raconté la bataille.
- Debby yattı mı? - Seni görmek için bekliyor.
- Debby est couchée?
- Hoşça kal Debby.
- au revoir, Debby.
Yatmadan önce Debby'i görmek istiyorum.
Je veux voir Debby Avant qu'elle n'aille au lit.
Debby, Dudley'e iyi geceler demek istiyor. - Nerede o?
Debby veut que Dudley Monte lui dire bonne nuit.
Debby çok endişelendi, Bayan Brougham da...
Debby était si inquiète, Et Mme Brougham...
Yukarı koş. Debby'e onu daha sonra göreceğimi söyle.
Dites à Debby que j'irai la voir.
Dudley'in varlığı, sadece Julia ile Debby'nin sevgisini çoktan kaybettiğimi kesinleştirdi.
Dudley est venu me confirmer que J'avais perdu l'amour de Julia et de Debby.
Ne Debby, ne profesör, ne de başka biri hatırlayacak.
Pas plus que Debby, Ni le professeur, ni personne d'autre.
Bunu Debby'e sen mi aldın?
Est-ce toi qui as offert ceci à Debby?
Debby, hayatım, istasyonda durabilir miyiz.
Arrête-toi à la gare.
Sevgili Debby, Lora Mae ve Rita.
Chères Debby, Lora Mae et Rita.
Debby, Rita ile George Phipps. İlk kurtçuğumu yuttuğum gün yanımdaydılar ve umarım son kurtçuğumu yuttuğum gün de olurlar.
Devant Rita et George, j'ai avalé mon premier ver.
Sen de Debby'e anlatırsın. Bu sizi ben giyinene kadar meşgul eder.
Debbie et toi, vous aurez de quoi parler.
Laflamak için aramadım Debby.
Je n'appelle pas pour bavarder, Debby.
Debby!
Debby!
- Merhaba Debby.
- Salut, Debby.
Vodvil mi oynuyorsun Debby?
Vous jouez la comédie?
Şimdi sıra Debby'de.
C'est au tour de Debby.
Hop Debby!
Saute, Debby!
Debby artık senin değil hepimizin başına bela.
Debby n'est plus ton probléme. C'est le nôtre.
- Debby Marsh!
- Debby Marsh!
Ya Debby? Ona ne oldu?
Et Debby?
Debby beni endişelendirmiyor.
Elle ne m'inquiéte pas.
Vince Stone'un sevgilisiyim. Adım Debby Marsh.
Je suis la petite amie de Vince Stone, Debby Marsh.
Debby.
Debby.
Hayır Debby.
Non, Debby.
Okul hemşiresi, bugün Debby'nin diş teli takması gerektiğini söylemek için aradı.
L'infirmière de l'école a encore appelé pour dire que Debby doit porter un appareil.
Debby ne durumda?
Et Debby?
Debby nerede?
Où est Debby?
Debby, buraya gel!
Debby, viens ici!
- Kıs şunun sesini, Debby.
- Baisse ça, Debby.
Saat şimdi 19.00 oldu en çok istediğim şey eve dönmek ve kız arkadaşım Debby'nin bana güzel lezzetli bir yemek pişirmesi.
Il était 7 h et je n'aurais rien aimé mieux que rentrer chez moi... et Debby, ma compagne, m'aurait fait un bon petit dîner.
Hadi gel, Debby.
Viens.
- Debby.
- Debby.