Dedik translate French
1,948 parallel translation
Kuru kafaları daha iyi çiziyor ama ayı olsun dedik.
Il fait mieux les crânes mais on voulait des nounours.
Doğru mu dedik?
C'est vrai?
Dünyanın dört bir yanındaki üslerde geçti hayatım ve biz hep "futbol" dedik.
J'ai grandi dans des bases partout dans le monde, et on disait toujours football.
Tatlım, babanla ben kendimizi ufak bir tatille ödüllendirelim dedik.
- Ma chérie, ton père et moi pensons prendre un peu de congés.
Ve bundan önce gördüğümüz hiçbir şeye benzemeyecek 2006 yıIında dedik ki ;
En 2006, nous disions : " règlez vos dettes tout de suite,
- İşte bu yüzden sana keman al dedik.
- On t'avait dit de prendre le violon.
- Jules, düşündük ki- - - Jules, dedik ki belki- -
- Jules, on s'est dit que peut-être...
Ron'la tanışana kadar çocuk düşünmüyordum sonra neden olmasın, neden her şeyi denemeyelim dedik.
Je pensais que je n'aurais jamais d'enfant, mais on s'est dit : pourquoi ne pas tout essayer?
Biz dedik ki, "Etrafı gezip oteldeki sanat eserlerini inceliyoruz,"
Nous : "On se promène, on regarde les oeuvres d'art de l'hotel"
"... ki çoğu gerçekten takdire şayan, ama bazı görüntüler almaya da çıkmıştık. Ama dediler ki, kamera yok, tamam dedik.
et c'est ce qu'on faisait, on filmait également il dit "Les caméras sont interdites", nous : "okay"
Birbirimizi sırtımızdan bıçaklamayacağız dedik.
On avait aussi dit "pas de coup de poignard dans le dos".
İdareye yazdık, yenisini verin dedik, sikine takan olmadı.
J'ai écrit r l'administration pour en recevoir une neuve.
Lemi'yi Johnny Lesh diye teslim edip 2000 dolarımızı kurtaralım dedik, fena mı?
On voulait livrer Lemi sous le nom de Johnny Lesh pour sauver deux mille dollars.
Size herifin kellesini getirin dedik, meşhur ettiniz adamı! şu hale bak!
J'ai demandé sa tęte tu m'en fais une star!
Düello dedik. Düelloya ne oldu?
Votre duel?
Biz sana adamı vur dedik, sen kendine vurduracaksın.
Je t'ai dit de le buter, toi tu cherches ŕ te faire baiser!
Hop dedik!
Attendez!
Biz polisler de kafa kafaya verdik ve "Bu ne ya!" dedik.
Alors, avec quelques autres flics, on s'est dit : " Et merde!
Hazır herkes çıldırmışken biz de sana ev hediyesi verelim dedik.
Pendant qu'ils sont occupés, on t'apporte un cadeau de crémaillère.
Biraz laflayalım dedik ve o kadar eğlendik ki...
On se racontait ce qui se passe de bon et on s'amusait tellement...
- Dedik ki şöyle bir...
- On a pensé venir prendre...
İçeri girip bir bakalım dedik.
On est entrés ici par hasard.
Önceıeri dedikıerimi yapıyorıardı, ama sonra bıraktılar ve sır saklamaya başladılar.
Pendant un moment, ils m'ont obéi, et puis ils ont arrêté et ont commencé avec les secrets.
Bitti dedik.. bitti işte.. göze göz dedik ve anne babamızın intikamını aldık
Tu avais dit qu'on arrêtait. T'avais dit œil pour œil. On a fait ce qu'il fallait pour maman, papa et Luis!
Neyse barınağa gitmeden bişeyler yiyelim dedik, alacaktık orda yiyecektik falan
Bref... avant d'aller au terrain, on allait au foyer à côté de l'église pour récupérer la bouffe gratos, on rentrait, on mettait la viande à cuire parce que froid c'était dégueu.
Onlara bir anlaşma önerdik. "Savaşı bitirirseniz, size yardım ederiz" dedik.
On a passé un marché. Arrêtez la guerre et on vous aidera.
Yün çorap giy dedik sana!
Même avec les chaussettes de coton?
Geçen hafta çektiğiniz faks elimize ulaştı bu üçkağıtçıyı elinde yeni yüzlüklerle yakalayınca sizi arayalım dedik.
On a eu votre fax au sujet des billets. et notre camé croulait sous les biffetons neufs. Ce déchet?
Fırtına gelmeden seni alalım dedik. Ne yapıyorsun?
On vient vous chercher avant l'orage.
Biz de "Çok iyi olur." dedik.
"Vous voulez un whisky?" On lui a dit oui.
"Yok, daha neler!" dedik.
Non, merci.
Ebeveynler olarak toplanıp, bir yemek yiyelim dedik.
Leurs parents vont déjeuner ensemble.
"Pijama değil." dedik!
Ce n'est pas un pyjama!
Evet dedik!
Oh! Que oui.
Bir merhaba diyelim dedik.
On voulait juste te saluer.
Benzinimiz bitti, biz de senden biraz ödünç alalım dedik.
On est en panne d'essence, alors je suis venu t'en emprunter.
- Zayıf noktaları dedik!
- Ses tares!
Dale ile birlikte onarıp balık avlarız dedik. Balık avlayacağız.
Avec Dale, on va la retaper, on ira à la pêche.
Her neyse, annenin doğum günü olduğunu duydum kardeşimle birlikte gelelim dedik.
J'ai appris pour l'anniversaire de ta mère, alors j'ai accompagné ma sœur.
Görüyorsunuz ya, Michelle bizim konuğumuz, ve neden bizim kraliçemiz olmasın dedik.
Michelle est maintenant l'hôte de ce que vous pouvez appeler notre reine.
Ilithyia Spartacus'la doruğa ulaşmadan ortaya çıkalım dedik.
On est arrivées avant qu'Ilithyia ait terminé avec Spartacus.
Baktık bugün yapacak önemli bir işimiz yok gidip kendimiz görelim dedik.
Comme on avait rien d'autre à faire aujourd'hui, on s'est dit, allons voir.
Devriye gezmeniz gerekmiyor mu sizin? Evet. Sizin için esire göz kulak olup kaçmamasını sağlayalım dedik.
non? s'assurer qu'il s'enfuie pas.
Sadece bir uğrayalım dedik.
On fait que passer.
Evet, biraz ortamlara akalım ve gecenin nimetlerinden faydalanalım dedik.
On est là, à nous imprégner de la fête, de la musique et plus si affinités.
Simon şehir dışına çıkmadan bir yemek yiyelim dedik.
Nous allions déjeuner avant le départ de Simon.
Biz de biraz eğlenelim dedik.
- Alors on a pissé contre le mur.
Adına da Clyde 2.0 dedik.
On l'appelait Clyde 2.0.
Ve iznimiz olmadan gitti. Ona gitmemesini söyledik. Ona açık bir şekilde "Austin'e gitme" dedik.
Elle y va sans permission, alors qu'on lui a clairement dit de ne pas aller à Austin, et elle est partie sans nous le dire?
İyi ki bir çek dedik!
On a demandé une photo, tu nous mitrailles!
Burada, ben ve Kim'le yaşayabilirsin dedik. Evdeki çalışmalarımız bitip evi satınca başka bir yere taşınabiliriz.
Enfin, on s'est dit que tu avais besoin de changer d'air et que tu pourrais vivre ici, le temps de retaper la maison et de la vendre.