English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Delikanlılar

Delikanlılar translate French

356 parallel translation
Ben sizin gibi delikanlıları severim.
J'aime les petits garçons comme vous.
Merhaba delikanlılar!
Bonjour les gars!
Zavallı delikanlılar.
Mes pauvres petits.
Bu genç delikanlılar evli bir kadını çantada keklik görüyorlar.
Mais c'est vrai ça, des gaillards qui tombent dans un ménage, avec l'air de croire que la femme va tout de suite se jeter à leur tête, et que le mari, très honoré, fermera les yeux!
Cesur delikanlılarımıza katılacağım.
Je vais rejoindre nos "héros".
Delikanlılar suç işlendiği gece içkili olduklarını inkar ettiler mi?
Les accusés ont-ils nié avoir bu le soir du meurtre?
Günaydın, delikanlılar.
Bonjour, les enfants.
Kellelerini kurtarmak için hala bir şansları varken anlaşmaya yanaşmayacak kadar aptal olan öteki heriflerin yanına seni gömecek olan delikanlılar da çakacak.
Et ceux qui vous enterreront, à côté des pauvres bougres... qui n'ont pas compris à temps.
Delikanlılar.
Les gars.
Sabaha karşı, cinayete teşebbüs eden delikanlılar yakalandı.
À l'aube, on avait identifié bien des méfaits sans gravité et tué quelques crimes dans l'œuf.
Kasabanın iyi delikanlılarından biri cinayete kurban gitti.
Un des plus gentils garçons de cette ville a été tué.
Antonio'yla beraber bütün iyi delikanlılar tutuklandılar.
Nos meilleurs gars sont absents, ils ont été arrêtés avec Antonio.
- Siz delikanlılar bunun hakkında bişey bilemeyeceksiniz
Vous, les jeunots, vous ne pouvez pas comprendre.
Pekala, delikanlılar!
Allez, les gars!
... Kızlar ve delikanlılar...
... les garçons et les filles...
Delikanlılar, eğlenceye var mısınız? Aradığınız yer burası, sinyor! İçeri girin.
Si vous voulez vous amuser, c'est ici!
Delikanlılar bol bol uyumak ister.
Les jeunes ont besoin de repos.
Biz çekilmiyoruz. Değil mi delikanlılar?
Nous, on tient bon!
Benim bir imzamla delikanlılar savaşa gidiyor.
Cal, j'envoie des garçons à la mort.
Ve siz delikanlılar, tüfeklerinizi yanınızdan ayırmayacaksınız.
Et vous, les garçons, gardez vos fusils.
Görüşürüz, delikanlılar.
Alors, au revoir, les gars!
Onlarsız delikanlılar Ne yapar sanıyorsun?
Sans elles, que feraient Les petits garçons?
Onlarsız delikanlılar Ne yapar sanıyorsun?
Sans elles Que feraient les petits garçons?
Yoksa, bölgedeki bütün Kızılderili delikanlılar başımıza üşüşür.
- On joue... Sinon, on aura tous les jeunes Indiens du pays sur le dos.
Ben size günde 2 dolara bu ülkedeki en büyük, en güçlü ve sağlam görünümlü delikanlıları bulabilirim.
Je vous amènerai des Nègres costauds à 2 $ la journée.
Onların normal, sağlıklı delikanlılar ve normal genç kızlar olduğunu. Hayır mı?
Ce sont des garçons et des filles normaux et sains, non?
Delikanlılar delirdiği zaman bütün kızların başına aynı şey geliyor.
Voilà ce qui arrive aux filles qui courent après les garçons.
Bu arada ilkbahar geldi. Delikanlıların ilkbaharda neler yaptıklarını iyi bilirsin.
Tu sais ce qui arrive aux jeunes hommes, au printemps?
Bu delikanlılar da kim?
Et ces jeunes gens?
Evet, işte benim delikanlılar da geldi!
Voici mes gars.
Lilith, bu yakışıklı delikanlılar için bir şeyler çalsana.
Viens ici. Chante pour ces charmants garçons.
Delikanlılar şimdi iyi dinleyin.
Le petit va mieux, maintenant.
Şimdi, delikanlılar, küçük insanlara karşı tek vücut olmalıyız.
Eh bien, on ne devrait pas se moquer des lutins.
Öyle ise genç delikanlıları da bekliyoruz.
On aura du mal à empêcher les jeunes hommes d'accourir.
Bazı delikanlılar buraya gelecekler.
Des jeunes viennent ici.
Alıştırma yap. Bazı delikanlılar buraya gelecekler.
Des jeunes viennent s'entraîner ici.
Bu balıkçı delikanlılar balon balık olarak da bilinen maculatus sphaeroides balık türünü şıp diye tanırlar.
Les pêcheurs... connaissent l'espèce Machulatus Sphoerides... Ou poisson-ballon.
Haydi gelin, delikanlılar. Sizi stüdyoya götürmek için bir araba bekliyor.
La voiture attend pour la télé
Haklısın, bize de delikanlıların yerine yedekler kalıyor.
Au lieu des jeunes, les réservistes.
Delikanlılar eve dönüyor
Ce sont les garçons Qui rentrent à la maison
Vadinin üzerine sisler çökerken Delikanlılar eve dönüyor
When over the valley fog is rolling the boys are riding home
İstekli delikanlılar Yaşlı çapkınlar
De jeunes freluquets Des Don Juan rusés
Bir genelev açıldığından beri, ve çok geçmeden genç delikanlılar düzenli olarak ziyarete alıştılar.
Puis la maison close a ouvert, et de jeunes hommes sont venus régulièrement, tels des fanatiques.
Vücutlarını güçlendirmek için çok çalışan Kiroku gibi delikanlılar için bir klüp.
Nous formons de nombreux jeunes gens semblables à Kiroku.
Ve delikanlılar etraftan kalitesiz içkileri topluyorlar, yarı sarhoş etrafta dolaşıyorlar.
Les garçons ont leur bouteille de whisky sur eux et conduisent ivres.
Ve de olgun, günümüzün delikanlıları gibi aklı beş karış hava değil.
Et si mûr, bien différent de ces jeunes damoiseaux d'aujourd'hui.
Bu cesur delikanlıların kaptanısınız.
Vous êtes le capitaine de ces braves garçons.
Senin yazılarını takip etmekteyiz, delikanlı.
Nous avons l'œil sur vous, jeune homme.
Bir yaz gecesi delikanlılar, güzel bir kızın penceresinin altına orkestra getirirdi.
On amenait un orchestre sous les fenêtres de la belle.
- Haydi delikanlılar!
Allons-y!
Delikanlı dışarı çıktığında yaşlı adam, "Yaşlılar neden çok erken kalkarlar?" diye düşündü.
L'enfant sorti, le vieil homme pensa : " Pourquoi les vieux se lèvent-ils tôt?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]