Delilah translate French
361 parallel translation
Delilah kuaför salonu açtığında Samson'a ne olduğunu hatırlarsın.
Tu sais ce qui est arrivé à Samson quand Dalila a ouvert son salon de coiffure.
Samson and Delilah.
Samson et Dalila.
- Delilah!
- Dalila.
Çoğu erkek öyledir Delilah.
Comme tous les hommes, Dalila.
Ama tek bir Delilah var.
mais une seule Dalila.
Delilah, ne tatlı bir ejder oluyorsun kızınca. Ateş ve duman saçıyorsun!
Dalila, tu craches le feu comme un vrai dragon à fossettes!
Sen ne önerirsin Delilah?
Que proposes-tu, Dalila?
Belki ona gülümsemeniz lazımdı. Planın nedir Delilah?
Peut-être aurais-tu mieux fait de lui sourire.
Bu barbarı, bu katili ayartabilecek bir kadın biliyor musun Delilah?
Dalila, connais-tu une femme capable de séduire ce barbare?
Evet Efendiler. Ben Samson'ı size getirebilirim. - Sen mi Delilah?
Oui, mes seigneurs, je peux vous le livrer moi-même.
Aldığı her soluk ıstırapla dolana, ağzından yalnızca ölüm duaları dökülene dek alay etsinler onunla! - Ben istediğin bedeli öderim Delilah!
Que le peuple s'amuse et se moque de lui jusqu'à ce qu'il soit à l'agonie, et qu'il en soit réduit à prier pour la mort!
- Delilah... Delilah!
Dalila!
Delilah da Gazze'nin efendisinin kadını olmuş.
Et que Dalila ne devienne la plus célèbre courtisane de Gaza.
Dört rüzgar aşkına, çok cesursun Delilah.
Par les quatre vents, tu as du courage, Dalila.
Orada ne Danlı ne Filistinli, sadece Samson ve Delilah oluruz.
Plus de Danites ni de Philistins, nous serons juste Samson et Dalila. Dans la vallée du Nil, la myrrhe embaumera l'air, et seul le vol de l'ibis assombrira le ciel.
Seni bulacağım Delilah... Nereye gidersen git. Hayır Samson.
Je te retrouverai, Dalila, où que tu sois.
Senden asla kurtulamam Delilah.
Je ne serai jamais affranchi de toi, Dalila.
Domuz kılından da kısa! Delilah onu tavuk gibi yolmuş!
- Il ne reste que des soies de cochon.
Beş Şehrin Efendisine söyle, Delilah sözünü tuttu.
Messager. Va dire au seigneur des cinq villes que Dalila a rempli sa mission.
Delilah adı ebediyen insanların dilinde bir küfür olacak!
Le nom de Dalila résonnera toujours comme une malédiction.
Hiçbir erkek Delilah'yı bırakamaz!
Aucun homme ne quitte Dalila.
Aynı makaslar hâlâ sendeyse benim saçım biraz uzadı Delilah.
Si tu as toujours tes cisailles, Dalila, mes cheveux sont un peu longs.
Bir ara bana da tuzak kur Delilah.
Un jour, tu me tendras peut-être un piège, Dalila.
Gözü gören hiçbir erkek sana karşı koyamaz Delilah.
Aucun homme te voyant ne pourrait te résister, Dalila.
Delilah boynuna değirmen taşını geçirmiş! Etini de ekinlerle öğütün!
Dalila en a fait une bête de somme.
Delilah ile tanışmasa çok daha kuvvetli görünürdü!
Il aurait l'air bien plus fort s'il n'avait pas rencontré Dalila.
Sen ona merhamet ettin mi Delilah?
L'as-tu épargné toi-même, Dalila?
Ben kalacağım Delilah.
Je reste ici, Dalila.
Delilah...
Dalila!
Tabii Delilah'yı yönetebilirseniz.
Il faudrait d'abord régner sur Dalila.
Merhametin de aşkın gibi Delilah.
Ta compassion est comme ton amour, Dalila.
Delilah!
Dalila.
O benim paltomu çaldı Delilah.
- Dalila. Il a volé mon manteau.
- Git Delilah.
Va-t'en, Dalila.
Delilah.
Dalila.
Delilah!
- Dalila.
Sıkı pazarlıkçısın Delilah.
Tu es dure en affaires, Dalila.
- Hayır Delilah.
Non, Dalila.
- Delilah... - Hayır.
- Dalila...
Delilah, bir zamanlar baban seni bana vermeyi önermişti.
Dalila, un jour ton père m'a offert ta main en mariage.
İyi iş çıkardın Delilah.
Bien joué, Dalila.
Delilah'ya güvendin.
Tu as fait confiance à Dalila.
Delilah...
Dalila.
Tanrı'nın gücü benim kuvvetimde Delilah.
La puissance du Seigneur est ma force, Dalila.
Bugün senin günün Delilah.
C'est ton jour de triomphe, Dalila.
Delilah!
- Dalila. - Dalila.
Delilah geliyor!
- Dalila.
- Sen Delilah değilsin!
- Tu n'es pas Dalila.
Süründür onu Delilah!
Fais-le ramper, Dalila.
Delilah eğdi onu!
Regardez, Dalila l'a fait courber.
Çok yorgunum Delilah.
Je suis rompu, Dalila.