English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Demande

Demande translate French

103,281 parallel translation
Bart'ın bıyığı çıkmış mıdır acaba?
Oh, je me demande si Bart a une moustache.
Saçmalık! Saçmalık!
Je vous demande votre attention
Pepito'ya * sor.
Demande à Pépito.
Botları kullanmaya alışmak için biraz pratik yapmalısın.
Ça demande un peu de pratique pour s'y habituer.
Ancak isteğiniz doğrultusunda yüzey çatışmasında sağ kalan tek kişiyi buraya getirdik.
Mais par votre demande, nous avons amené la seule survivante du combat à la surface.
"Fosdick Koğuşundan birisi.. .. için özel bir istek geliyor."
Voici une demande très spéciale pour une certaine personne du service Fosdick.
Eğer olursa, erkek erkeğe bir isteğim var.
Mais au cas où, je vous le demande d'homme à homme.
O zamanlar Portland nasıldı merak ediyorum.
Je me demande comment était Portland à cette époque.
Dinle, babamın beni aramasını sağlamalısın.
Demande à papa de m'appeler.
Gizlemek için ne kadar çok endişeli olduğunu merak ediyordu.
Je me demande ce qu'il voulait tellement cacher.
Bununla birlikte, kendime soruyorum nasıl bu genç kız Sean Renard, bu antik sembolleri bilir
Cependant, je me demande comment la jeune fille de Sean Renard peut connaître des symboles aussi anciens.
Bir Curupira olabilir mi acaba?
Je me demande si ça pourrait être un Curupira.
Açmak için bir cazibe ya da büyü gerektirir.
Ça demande un charme ou un sort pour l'ouvrir.
Bir Grimm'in ne olduğunu bilip bilmediklerini merak ediyorum.
Je me demande s'ils savent ce qu'est un Grimm.
Bazen onunla neden evlendiğimi merak ediyorum!
Parfois, je me demande pourquoi je l'ai épousé!
- Evet, gerçekten soruyorum.
- Je te le demande sérieusement, oui.
Acaba kaç kokteyl içti de bira fabrikasını soymamızın mükemmel bir fikir olduğunu düşündü?
Je me demande combien elle avait bu, quand elle a eu la brillante idée de nous envoyer à la brasserie.
Senden bir şeyi yapmanı istediğimde sadece onu yapmanı isterim.
Quand je te demande de faire un truc, je veux que tu le fasses.
Jesse Custer, bu hayatımda duyduğum en kötü evlilik teklifiydi.
Jesse Custer. C'est la pire demande en mariage que j'aie entendue.
Beni buraya evlenme teklifi için getirmediğini biliyorum.
Je sais que tu ne m'amènes pas ici pour faire ta demande.
Bana evlenme mi teklif edeceksin?
Tu vas me faire ta demande?
Şimdi aynı şeyi senden istiyorum sen ise bana siktir git diyorsun.
Je te demande la même chose, et tu m'envoies balader.
Sor bakalım.
Demande donc.
Kimse sana nasil oldugunu sormuyor.
On te demande jamais.
Rica ediyorum.
Je demande gentiment.
Hangi kanal oldugunu sor.
Demande-lui la station.
Hangi kanali dinledigini sordum!
Je demande quelle station vous écoutez!
- Acaba...
Je demande juste...
Tek istedigim bu.
C'est tout ce que je demande.
Anlamadim?
Je te demande pardon?
"Sorun ne?" diye sordum.
Je lui ai demandé quel était le souci et elle m'a répondu :
Orada ne kadar dünya olduğunu hiç merak ettin mi Homie?
T'es-tu déjà demandé combien il y a de mondes là-haut, Homie?
Smithers buz istemiştim, sulu kar değil.
Smithers, j'ai demandé de la glace, pas de la neige fondue.
Annem, akşam yemeği için bir şeyler getirmemi söylemişti.
Eh bien, maman m'avait demandé de ramener à diner ce soir.
Senin ne yapacağını sormadım.
Je ne vous ai pas demandé ce que vous vouliez.
Bölüm, şimdilik Bay Bright'ın yerine bakmamı istedi.
La division m'a demandé de remplacer M. Bright.
Benden onları götürmemi istediğiniz zaman kadar onları görmemiştim.
Quand vous m'avez demandé de les enlever, je ne les avais jamais vues avant.
Arabayı ödünç almak istedi.Ben de verdim.
Il a demandé s'il pouvait prendre la voiture. J'ai dit oui.
Hemşire Byron geldi ve Bay Bakewell'a bakmamı istedi.
L'infirmière Byron et venue et m'a demandé d'intervenir auprès de M Bakewell.
Saat üçe geliyordu, Bay Bakewell ağrısını dindirecek bir şey istedi.
Peu avant 3 : 00, M. Bakewell a demandé quelque chose pour la douleur.
Long Hampton ve Finisham'dan onun kayıtlarını istedim.
J'ai demandé son dossier à Long Hamtpon et à Finisham.
İstediğini getirdim.
- J'ai ce que tu as demandé.
Söylemiş olduğumuz şeyi yapmadın.
Tu n'as pas fait ce qu'on avait demandé.
Sormadım bile ben de.
Je t'ai même pas demandé.
Senden bunu istediğimi hatırlamıyorum.
Je me souviens pas te l'avoir demandé.
Senden birkaç basit kurala uymanı istedim sadece.
Je t'avais demandé de respecter une règle simple.
Kimse senden bunu yapmanı istemedi.
Personne ne vous l'a demandé.
Ne istersem bana onu vermelisin.
Vous devez me donner ce que j'ai demandé
Sandy de aynisindan istedi.
Sandy m'a demandé la même chose.
Sandy, babam sana selam soylememi istedi.
Sandy, mon père a demandé à ce que je te dise bonjour.
uc yil, istedigin paraya en az 20 program.
Trois ans, au moins 20 épisodes, au prix que tu nous as demandé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]