Demon translate French
6,214 parallel translation
O gerçek bir kötüydü.
C'est un vrai demon.
Bir haftan var şeytan.
Tu as une semaine. Demon.
" Şeytana dikkat edin, saf bir kötülük.
" Voici le démon, le mal pur.
Bir şeytan.
Un démon.
Ancak şu dakikada bu şişeyi bitireceğim ki belki bir ihtimal bana dadanan içimdeki şeytanları boğabileyim.
Mais pour l'instant, je vais finir cette bouteille... Et la prochaine dans l'espoir de noyer le démon qui a choisi aujourd'hui de me hanter.
- Git buradan iblis!
- Pars, démon.
Tanrı size ateş püskürüyor, iblis.
Sa colère brûle contre toi, démon.
Manhattan projesinde çalışan 155 bilim adamı Başkan Truman'a dilekçe yazdı bombayı kullanmaması için yalvardı ama onlar karşı konulması çok güç bir şeytan yaratmışlardı.
155 scientifiques du projet Manhattan ont envoyés une pétition au Président Truman le suppliant de ne pas utiliser la bombe, mais ils avaient crée un démon trop fort pour résister.
Şeytanın varisiyim.
Héritière du démon.
Gel buraya, tatlı dilli şeytan.
Viens là, démon à la langue d'argent.
Adı İblisin nefesi çok güçlü bir iksirdir.
- C'est une potion très puissante appelée le Souffle du Démon
İblisin Nefesi kimyacı iksiridir.
Le soupir du Démon est un elixir d'Alchimiste.
Doğumunuzdan beri size musallat olan ve, tek derdi acılardan beslenmek olan bir iblise rastladınız mı?
Est-ce ça t'arrive de te sentir comme si un démon t'avait été spécialement désigné à la naissance, et que son unique plaisir est de te rendre misérable?
Ama bu iblisle tanışmak isterdim.
Mais j'aimerai rencontrer ce démon.
Haklısın, iblisim çok eğleniyor.
Ouais, mon démon s'amuse bien visiblement.
Gelecek iblisine acı verecek çünkü, sen hayatın getirdiği armağanlarla boğuşacaksın.
Où ton démon souffre, Pendant que tu profites des cadeaux que la vie a à offrir.
Şeytan çağırma?
Convoquer un démon?
* Şeytan ilk başta göklerden aldığı parçayı, buradaki belirtilmiş yere koymalı ve öyle korumalı. *
Le "démon" choisi devra d'abord prendre la boîte tout là-haut et la poser à l'endroit désigné.
* Şeytan ancak böyle yakalayabilir. *
le démon aura capturé une personne.
* Oyun bitene kadar kaçmayı başaran kişi kazanır. * * Şeytan ise oyun bitene kadar 3 kişiyi yakalayıp hapiste tutabilirse, kazanır. *
Le jeu prend fin si la dernière personne cachée ou si le démon attrape trois personnes ou plus.
* Şimdi, şeytanın kim olacağına çubuk çekmeyle karar verelim. *
qui va faire le démon? Ces bâtons vont décider!
Şeytan benim.
Je suis le démon.
Eğer o şeytandan kurtulabilirsen aynayı sana parasız veririm.
Maintenant, si vous pouvez vous débarrasser de ce démon, vous pouvez avoir gratuitement ce miroir pour.
Neye bakıyorsun seni küçük şeytan?
Qu'est-ce que vous regardez, vous petit démon?
Ve o küçük bir bebek şeytan.
Et elle est un petit bébé du démon mauvais.
Vatikan bile şeytanların ölümlü ruhları aldığını biliyor.
Même le Vatican reconnaît que le démon peut posséder une âme mortelle.
Sana şeytanı birlikte alt etmeyi öneriyorum eğer İncil'de yardım edebileceğim bir şeyler varsa. Bölümü ve ayetleri istiyorum.
Je suggère que vous m'aidiez à vaincre ce démon, et si il y a quoi que ce soit dans cette Bible qui puisse nous aider à le faire, j'avais les chapitres et versets dans mes mains hier.
İnsan vücutlarını dolaşan bir şeytan hakkında konuşmuş...
Elle pensait être possédée par un démon pouvant passer d'un corps à un autre.
Şeytan gelir ve gider.
Le démon va et vient.
Corbin'in şeytanı nasıl alt ettiğini öğrenmeliyiz.
Nous devons la regarder pour savoir comment Corbin a éjecté le démon.
Senin peşine düşen şeyin geri geldiğini düşünüyoruz.
On pense que ce démon est de retour.
Jenny, şeytan tarafından ele geçirildin.
Jenny, tu étais possédais par un démon.
Şeytan yıllardır ortadan kaybolmuştu.
Le démon est parti il y a des années.
Sadece güneş batana kadar zamanımız var. Sonra şeytan Macey için geleceğini söyledi.
Mais nous n'avons que jusqu'à la tombée de la nuit, et ensuite le démon à prévenu qu'il s'en prendrait à Macey.
Bu şeytan bana ulaşmak için bir insandan diğerine atladı. ... beni yem olarak kullanmak için.
Ce démon passait d'une personne à une autre pour m'atteindre, pour m'obliger à suivre ses ordres.
Şeytanın seni kardeşini öldürmede kullanması gibi...
Juste au moment où le démon vous charge de tuer votre soeur.
Bunun şeytanı sınırlandıracağına inanıyorum.
Je croie que ça retient le démon.
Öyle görünüyor ki, tuz şeytana tuzak kurabilir, ama sürgün edemez.
Il semble que le sel puisse piéger le démon mais pas le renvoyer.
Cevap şeytanın kullandığı dilde yatıyor.
La réponse pourrait se trouver dans le langage parlé par le démon.
Belki de Antik Yunan dönemi kötülük tanrısı Thanatos'a gönderme vardır.
Il y a peut être une référence à Thanatos, démon hellénique de la mort.
"Bağlantılı vücular arasında geçiş yapmasıyla bilinen güçlü bir şeytan."
"Un puissant démon connu pour sauter d'un corps à l'autre."
Yani... bu şeytan beni öldürmek istiyordu.
Donc... c'est le démon qui me voulait morte.
Louis zamanından kalma bir Fransız feneri şeytanı kovdu.
Donc une lanterne française du temps de Louis XIV chasse le démon de son hôte.
Şeytanını ismini biliyoruz.
Nous savons le nom du démon.
Havariyi yok etmek için şeytan nihai motivasyonu kullanmak isteycektir.
Pour détruire le Disciple, le démon veut utiliser la plus forte source de motivation.
Bu şeytanı yenmek için daha fazla teşvik.
Tout ce qui incite le plus a vaincre se démon.
Kabile tarafından kan şeytana ölümsüzlük karşılığında sunuluyordu.
Le sang de leur utérus était offert au démon en échange de leur immortalité.
Tüm bunların mantıklı açıklaması Annenizin, yaygın ismiyle Şeytana takıntısı olduğu
L'explication la plus logique pour tout ceci est que votre mère est obsédée par ce que l'on appelle communément le Démon et qu'elle pense qu'il s'agit de Desjardins.
O bir şeytan.
C'est un démon!
O gerçekten bir şeytan.
Il est vraiment un démon.
Nesin sen, şeytan mı?
Qu'est-ce que tu es? Un démon?