English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Dites

Dites translate French

65,232 parallel translation
Ne derseniz deyin, sonunda bizi alaşağı edersiniz.
Peu importe ce que vous dites, vous devriez éventuellement nous remplacer.
"Ama söyle bana, beni bu sabah Bağdat'ta gördüğünde neden şaşırmıştın?"
"Mais dites-moi, pourquoi aviez-vous l'air surpris? Quand vous m'avez vu ce matin à Bagdad?"
Evet hep böyle söylüyorsun ama sonra John blogda yazıyor ve övgü yine sana kalıyor.
Oui, vous dites cela mais ensuite le Blog de Jon sur vous et lui les prenez quand même.
Ama önce bana soygun gecesini anlatın, bu oda karanlık mıydı?
Mais avant, dites-moi la nuit de l'effraction, cette pièce était éteinte?
Kötü hissettiğini mi söylemiştiniz?
Vous dites qu'il s'est senti mal?
Ona ölü bir kadın olduğunu söyle.
Dites lui qu'elle est morte.
Çünkü Kristalin yerini söyleyene kadar hepinizi tek tek öldüreceğim. - Kristalim nerede?
Parce que je vais vous tuer, un par un, jusqu'à ce que vous me dites, où se trouve mon cristal?
Bu defa hangi hayali canavarın peşine düşeceksin?
Dites-moi, quel monstre imaginaire chassez-vous?
Bana bunun kötü bir fikir olduğunu söylemeyi unutma.
Dites-moi que c'est une mauvaise idée.
Ne demek istiyorsun?
Comment? Que dites-vous?
Pardon, "hep birlikte toplantı" mı dediniz?
Vous dites "On se voit toujours"?
Ne diyorsunuz, Bay Holmes?
Qu'en dites-vous, M. Holmes?
- Ne düşünüyorsun?
Qu'en dites-vous?
Bence sadık küçük arkadaşına vaktini nasıl harcadığını anlatmalısın çünkü artık neyin gerçek olduğunu anlamak için fazla uçmuş durumdasın.
Dites à votre cher ami fidèle que vous lui faites perdre son temps parce que vous planez trop pour distinguer le vrai du faux.
Benim için söyle lütfen.
Dites-le, s'il vous plaît.
Benim için söyle.
Dites-le, pour me faire plaisir.
Söyle bana, bunu neden yapıyoruz?
Dites-moi pourquoi on fait ça.
KIZ KARDEŞİME BURADA OLDUĞUMU SÖYLEYİN
Dites à ma soeur que je suis là
Şimdi beni dinle ve fiziksel güvenliğin için, konuşma.
Écoutez-moi. Pour votre propre sécurité, ne dites rien.
Tik-tak, tik-tak, tik-tak... Molly lütfen nedenini sormadan, şu kelimeleri söyle.
Molly, sans demander pourquoi, dites ces mots.
Arkadaşız ama lütfen bu kelimeleri benim için söyle.
Nous sommes amis. S'il vous plaît, dites ces mots pour moi.
Lütfen söyle.
Par pitié, dites-le, c'est tout.
Eğer gerçekse, söyle işte.
Si c'est vrai, dites-le.
- Yine de söyle.
Dites-le quand même.
Sen söyle. Hadi.
Dites-le, vous.
Önce sen söyle.
Allez-y. - Dites-le le premier. - Quoi?
Birbirinize veda edin, sonra vur onu.
Dites-vous adieu et tue-le.
Kolaysa gülümsemeden "Chiweenie" deyin.
Dites "Chiweenie" sans sourire.
Bu insanların yanında söylediklerine dikkat et. Kolay alınıyorlar.
Surveillez ce que vous dites, c'est un peuple susceptible.
Vay be!
Dites donc!
Bir yerde bir takım kesik insan ayak parmakları olan bir buzdolabınız olduğunu söyle.
Dites-moi, vous avez un réfrigérateur rempli d'orteils humains?
Benimle birlikte söyleyin, "Sadece su ekle."
Dites-le avec moi : "Ajoutez de l'eau."
Süper domuz yavrusuna merhaba deyin.
Dites bonjour au super porcelet.
Bana nerede olduğunu söyle!
Dites-moi où elle est!
- Dizide nasıl yapıyordun?
- Comment tu ferais dans la série - Dites nous comment faire.
Ama kullanan sen değilsen kimin kullandığını öğrenmem gerek.
Si ce n'était pas vous, dites-moi qui le conduisait.
Hatırladıklarını anlatsana.
Dites-moi tout.
Ancak sihirli kelimeyi söylersen.
Dites le mot magique.
Evet. Herkes şey desin...
Dites...
Alo! Buradayım. Moralinizi bozmak istemem ama buradan tam olarak nasıl çıkacağız?
Dites, pas pour casser l'ambiance, mais on sort comment?
Herkes "Bat Ailesi" desin!
Dites Bat-famille!
Abinize söyleyin, bunları imzalamıyorum.
Dites à votre frère que je ne signerai pas.
Ona bu gece ofisimde bütün sorularını cevaplayacağımı söyle.
Dites-lui que je répondrai à ses questions, ce soir, à mon bureau.
Danny, bu söylediğin çok saçma.
Danny, ce que vous dites est dingue.
Belki de şu anda gerçekten doğru söylüyorsun ve gerçekten bu şirkete ne soktuğun hakkında hiçbir fikrin yok.
Vous nous dites peut-être la vérité et ignorez vraiment qui vous avez introduit dans l'entreprise.
Yarım milyon nasıl?
Que dites-vous d'un demi-million?
Evet, desen?
Dites oui.
- Öğrenmek istediğim şeyi söyle.
Dites-moi ce que je veux savoir.
Fiyatınızı söyleyin.
Dites votre prix.
- Söyle.
- Dites-le.
- Ne? - Söyle.
Dites-le.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]