Diyemez translate French
473 parallel translation
İşi bırakıyorum diyemez miyim?
Je quitte la partie!
Firefly'a kimse sonradan görme diyemez!
Personne ne traitera un Firefly de parvenu!
Kimse bana enayi diyemez.
Je ne le suis pour personne!
"İyi geceler Clyde" ya da "İyi geceler Clyde tatlım" diyemez miydin yani?
Pouvez-vous dire "bonsoir, Clyde" ou même, "bonsoir, Clyde chéri"?
Sütü satın almadan kullandım ve davalık oldum diyemez misin?
C'est ce que tu dois dire. Je suis mortifiée. Tu es poursuivi par ma faute.
Hiç kimse Aloysius Gogarty'e araba hırsızı diyemez.
Vous me traitez de voleur?
Yaşlılığın iyi dönemlerini yaşayan hiçbir erkek size can sıkıcı diyemez.
Aucun homme sain d'esprit ne vous trouverait ennuyeuse.
Herkes sana sadece Saunders diyor, ben de diyemez miyim?
Tout le monde vous appelle Saunders, pourquoi ne puis-je pas?
Kimse Ninotchka kötü bir Rus'tu diyemez.
Personne ne dira que Ninotchka n'était pas patriote.
Kimse bana Nazi diyemez, yanına bırakmam.
- On me traite pas de nazi comme ça!
Kimse Rosie için böyle diyemez.
Personne ne dira rien à Rosie...
Şu anda kimse bir şey diyemez.
Nous ne pouvons pas savoir.
- Evet. " Bunu diyemez.
Il ne dira pas cela.
"Evet... " Bunu diyemez.
- Il ne dira pas cela.
- Birlik olursak, bir şey diyemez.
Si on est tous ensemble, il pourra rien dire.
İşte bu yüzden karşınıza çıkıyorum! Kimse bir şey diyemez.
Rien de ce que je vous ferai désormais ne pourra m'être reproché.
Hakaretmiş gibi durmayacak şekilde "Evet efendim" diyemez misin?
Pouvez-vous dire "Oui, inspecteur" sans que ce soit arrogant?
Hayır diyemez.
- Pas de refus! - Vous entendez?
Bunca olmayacak şey biraraya gelince kimse kalkıp diyemez ki artık "Olağandır bunlar, nedenleri şudur, budur."
Avec tant de prodiges, nul ne dira : "Voici l'explication, c'est tout naturel."
Bir boğa kadar dayanıklı olduğunu söylemedin? Şimdi kimse diyemez!
Tu disais pas qu'il avait du jus de piment dans les veines?
Kimse iyi ve bakımlı bir Amerikan piyanosuna hayır diyemez.
Personne n'a rien contre un piano américain bien élevé.
Artık hiç kimse "Sahtekar Toro" veya "Çatlak Toro" diyemez.
On ne pourra plus parler de chiqué.
Çocuk Hastanesi söz konusu olunca hayır diyemez.
C'est sa bonne oeuvre préférée. Elle ne dira pas non.
Sakin ol.Buraya kadargeldik bir gece daha fark etmez. Bu inanamıyorum.Bu sayede Queen Mary olduğunu sanır. Kimse bana durma diyemez.
on a attendu si longtemps ça fait aucune différence ils nous vantais son bateau comme si c'était le queen mary personne ne te demande ton avis, tu feras comme tout le monde écoute-moi bien...
Adam, bunları bize diyemez!
L'homme a osé nous menacer.
Ve Crockett, hiç kimse, William Barrett Travis mümkün olan her dakikayı kazandırmadı diyemez.
Et, Crockett, personne ne dira jamais... que William Barrett Travis n'a pas gagné tout le temps qu'il pouvait.
Kimse böyle bir şey diyemez.
Ça, on peut pas dire. "C'est combien?"
"Beni affet" diyemez misin?
Ne pouvez-vous dire "pardonnez-moi"?
Kimse Roma'nın sahibiyim diyemez.
Personne n'est le maître de Rome.
Yerde buldum, diyemez misiniz?
Dites que vous l'avez retrouvé dans le parc.
Ne derler bilirsin, kimse ağlayan bir çocuğa yada bir toprak sahibine hayır diyemez.
On dit qu'on ne peut rien refuser à un enfant en larmes ou à un seigneur.
kimse bişi diyemez. Ben saygıdeğer bi kızım, bana yardım edin.
Je suis une fille honnête!
Ve şimdi son anda böyle birden kurtuluverdim - kimse bana Tanrı yapımcıları gözetmez diyemez.
Et là, à la toute dernière minute, juste à temps, ne me dites pas qu'il n'y a personne là-haut pour veiller sur les producteurs fantaisistes... vous apparaissez!
Dinle Maria, Hiç kimse bana bunu diyemez.
Attention, Maria. Personne n'a le droit le dire ça.
En azından kimse Anzio çıkarmasında direniş olmadı diyemez.
On ne pourra pas dire qu'on n'a pas rencontré de résistance.
Kimse bana Cincinnatili diyemez.
Je déteste qu'on me prenne pour un type de Cincinnati.
İnsan her şeye de "evet" diyemez ya. Bu adamlarda hiç akıl yok.
Il ne faut pas toujours dire oui à ces fous.
Bu aynı şey değil, o daha çok tecrübesizdi sizin gibi bir erkeğe, hiç bir kadın hayır diyemez.
Ce n'est pas pareil. L'autre n'était qu'un enfant. Tandis qu'avec un homme tel que vous, je serais toute disposée à...
- Bir şey diyemem ve o da bir şey diyemez.
Je n'ai rien dit. Et il n'a pas dit ça.
Kimse bana sahtekar diyemez!
Personne ne me parle comme ça!
- Ben mi sahtekarım? Kimse bana sahtekar diyemez!
Personne ne me dit que je suis "du toc"!
Milisler bana bir şey diyemez, birader.
Les millicents n'ont rien à me reprocher, mon pote.
Hile, para ya da şiddet kullanarak saf ve masumları dolandıran ve onlara enayi muamelesi yapanlara hiç kimse Hıristiyan diyemez.
Celui qui utilise la traîtrise, l'argent ou la violence pour duper des gens innocents et naïfs et qui les traite comme des idiots, ne peut pas être appelé un chrétien.
Bir maymun bir insana "hayır" diyebilir. Ama bir insan bir maymuna artık asla "hayır" diyemez.
Un singe peut dire non à un humain, mais pas le contraire.
Kimse bana sus diyemez.
On me dit pas "la ferme".
İçimizden kimse buna hayır diyemez.
Aucun de nous ne cracherait dessus.
İnsan buna tam olarak "pişirmek" diyemez.
Cuisiner, c'est beaucoup dire.
Hiç kimse babamın kung fu'suna boktan diyemez!
C'est mon père.
Paniğe yol açmadan "sakin ol" diyemez miyim?
J'peux pas dire "Vas-y mollo", sans que tout le monde panique?
- "Lütfen" diyemez misin hiç?
- vous dites jamais s'il vous plaît?
Sybil evet diyemez. Vanessa, sen git.
Sybil ne peut pas dire oui.