English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Dolunay

Dolunay translate French

838 parallel translation
Bazı bitkiler, dolunayın sihirli şavkından gizli güçler alır :
La lueur magique de la pleine lune confère à certaines herbes un pouvoir mystérieux :
Karanlık varlıklarını sürdürebilmek için dolunayın parlak ışığında mezarlarından çıkıp çocukların ve gençlerin kanını emerler.
Ces vampires sortent de leur tombe les nuits de pleine lune pour boire le sang d'enfants et de jeunes gens et prolonger ainsi leur existence dans l'ombre.
Parlak dolunay altında, Uğursuz iblis gibi kavga ederken,
Quand la lune jaune brillait il les rassemblait comme un diable
Parla, parla hasat dolunayı, gökyüzünde.
Brille, brille Ô pleine lune d'automne Là-haut dans les cieux
Parla, parla hasat dolunayı, ben ve sevgilim için.
Brille, brille, Ô lune nouvelle pour moi et pour ma belle
Gün ortasında dolunay istemek gibi bir şey bu!
Autant parler de la lune en plein midi!
- Dolunay yüzünden her zamankinden az.
Avec la pleine lune, on en fait moins que d'habitude.
"Kurtboğanlar çiçek açtığında ve dolunay parladığında kalbi temiz ve geceleri dua eden birisi bile bir kurda dönüşebilir."
"Même un homme au coeur pur qui dit ses prières le soir... peut devenir loup quand l'aconit fleurit et que brille la lune d'automne."
Bir gece, dolunay varken yukardan bir kovaya düştü. Eve geldiğimde iş işten geçmişti. Ama burda kirli çamaşırları ortaya dökmeyeceğim.
Une nuit, que la lune était pleine, il est tombé, sa mère l'a trouvé dans un seau d'eau, mais nous ne sommes pas ici pour étaler nos malheurs.
Ne zaman gökte dolunay olsa, bir kurt adama dönüşüyorum ve aklımda tek bir düşünce oluyor : Öldürmek!
Quand arrive la pleine lune, je me transforme en loup-garou... avec une seule envie en tête... tuer!
Bu durum, dolunayın sizi değiştirdiğine dair olan inancınız ile birleşmiş ve bu hali almış.
Cette condition jointe à votre croyance... que la lune peut causer un changement... accomplit exactement cela.
Bu gece yine dolunay var.
La lune sera pleine encore ce soir.
Birkaç güne dolunay çıkacak.
Ce sera bientôt la pleine lune.
Dolunay bunu korkunç ve dehşet verici bir şeye dönüştürene kadar.
Jusqu'à ce que la pleine lune en fasse une chose de laideur et d'horreur.
Bay Talbot'u sadece dolunay etkiliyor.
Seule la pleine lune affecte M. Talbot.
Yarına kadar dolunay olmayacak.
La lune ne sera pas pleine encore avant demain soir.
Bu akşam Dolunay da olacak.
La lune sera presque pleine.
- Evet, dolunay var.
C'est la pleine lune.
Bu gece dolunay çıkacak.
Ce soir, la lune sera pleine.
O zamandan beri, ne zaman dolunay çıksa ben de kurda dönüşüyorum.
Depuis, quand la pleine lune se lève... je deviens moi-même un loup.
Deli olduğumu düşüneceksiniz biliyorum ama yarım saat sonra dolunay çıkacak ve ben bir kurt adama dönüşeceğim.
Je sais que vous allez me croire fou mais... dans une demi-heure, la lune se lèvera et je deviendrai un loup.
Ben sadece dolunayı bekliyorum.
J'attends juste la pleine lune.
Belki gece dolunay olur.
J'espère que la lune sera là.
Bateaux Mouche'da dolunay varken bakılabilecek en iyi yön gökyüzüdür.
Sur un bateau-mouche, on ne peut décemment regarder que là-haut, vers la lune.
Sonra hava kararana kadar, dolunay çıkmamasını umut ederek bekleyeceğiz.
On va attendre assis la tombée de la nuit et espérer qu'il n'y aura pas pleine lune.
Ağzı laf yapan biri ve dolunay karşısında aklı başından gidiyor. Sanki tatsız sonuçlarına katlanacak olan ben değilmişim gibi.
Elle va perdre la tête en écoutant des mots doux au clair de lune... et tôt ou tard, j'en subirai les conséquences.
Dolunay olduğu gece.
La nuit de la pleine lune.
Dolunay oldu!
La pleine lune!
Dolunay vardı. Pencerenin kenarına oturdum. Geceliğimin daha güzel görünmesi için.
C'était la pleine lune et je me suis assise à la fenêtre... car je pensais que le clair de lune mettrait ma chemise de nuit en valeur.
Dolunay vardı.Pencerenin kenarına oturmuştun. Yakınlık besliyordun.
Vous étiez assise à la fenêtre parce que c'était la pleine lune... et vous vous étiez mise dans un certain état d'enthousiasme?
Hakana onun güçlerinin Karolan tepesinde bekleyeceğini söyle, dolunay zamanında.
Fais savoir à Wang Khan que j " attends ses forces... dans les collines de Kerulon à la pleine lune.
Dolunay olalı çok oldu.
La pleine lune est haute depuis longtemps.
Yaz mevsimi, dolunay da var.
Eh bien... C'est l'été, et la pleine lune.
O şeyle... beyaz rahibe giysisiyle burnunuzu bile dışarı uzatamazsınız. Hatta dolunay varsa gece bile.
Avec cette robe blanche, ne vous amusez pas... à pointer votre nez dehors, même de nuit!
Kedilerin gezindiği ve cadıların dans ettiği dolunay zamanında uyandırmamalıydın.
A la pleine lune, les chats errent.
Dolunay var. Artık yolumuzu görebiliriz.
La lune est sortie des nuages nous pouvons voir notre voie.
Dolunay olacak.
La lune sera pleine.
- Bay Bluette, bu gece Dolunay var.
M. Bluette, ce soir, c'est la nouvelle lune.
- Bu gece dolunay var. Erken gelirler.
Ils attaqueront tôt.
Bu gece dolunay olacak.
Ce sera la pleine lune ce soir.
Dolunay, boş bir yat.
Une pleine lune, un yacht vide.
Bir sonbahar akşamıydı, dolunay vardı ve hava soğuktu.
C'était un soir d'automne, la lune était pleine et l'air froid.
Gece zifiri karanlık, dolunay var, çıt çıkmıyor.
La nuit est noire, pleine lune, silence complet.
Hala dolunay var, vs, vs...
Encore pleine lune. Etc.
Ve bir şey insan nefsini zayıflattığında ahlak bozukluğu, açgözlülük, nefret, yalnızlık özellikle dolunay zamanında şeytani güçlerin, en kuvvetli oldukları zamanlarda...
Et tout ce qui affaiblit l'âme humaine, que ce soit le vice, la convoitise, la haine, la solitude, surtout pendant le cycle de la pleine lune, quand les forces du mal sont à leur plus fort.
Dün gece dolunay vardı.
Hier soir, c'était la nuit de la pleine lune.
Dolunay.
La pleine lune.
Dolunay sırasında bir gece, dünyaya düştü.
" Une nuit que la lune était pleine, il est tombé, c'est tout.
Dolunay.
Aussi ronde qu'une assiette Idiot!
Denizin üstünde vuku bulmuş dolunay erotik ve rahatsız ediciydi.
La pleine lune luisait sur la mer, érotique et troublante.
Dolunay var.
C'est la pleine lune.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]