Doran translate French
135 parallel translation
Ve hiç Doranız yok. Bakalım kimin varmış.
Et vous n'avez pas la dame de pique.
- Merhaba doktor. - Nasılsın?
Bonjour, Doran, comment allez-vous?
Adın Claudia Doran. Chicagolusun.
Tu t'appelles Claudia Doran, tu viens de Chicago.
Profesör Van Doran, bu ne güzel sürpriz.
Professeur Van Doran, ravi de vous voir.
Samir davasında Van Doran'ın raporundaki gerçeklere rağmen neden bunu tekrar açmak istiyorlar?
Tous les faits sur sa mort sont dans le rapport de Van Doren. Alors pourquoi ils rouvrent le dossier?
Evet. New York ofisini aradım ve Ajan Van Doran'la konuştum.
Oui, j'ai appelé le bureau de New York, j'en ai parlé à l'agent Van Doren.
Memur Hurst, Ajan Van Doran haricinde FBI'dan herhangi başka birine Bay Spaulding'in avukat istediğini söylediniz mi?
Officier Hurst, en dehors de l'agent Van Doren, avez-vous fait part à quelqu'un d'autre faisant partie du F.B.I., du fait que M. Spaulding voulait un avocat?
Ajan Van Doran'la koşurken bana mahkumun naklini, onu götürecek olan Ajan Fitzgerald'la koordine etmemi söyledi.
Quand j'ai parlé à l'agent Van Doren, elle m'a expliqué que je devais régler le transfert du prisonnier avec l'agent Fitzgerald qui devait le ramener en voiture à New York.
Van Doran'la konuştum.
Je viens de parler à Van Doren.
Onlar dostumuz, Doran.
- Des amis.
Van Doran'dan telefon geldi.
Van Doran vient de m'appeler.
Az önce Van Doran'la Chicago'daki yer için konuştum da.
J'ai parlé à Van Doran pour les postes à Chicago.
Vala Mal Doran.
Vala Mal Doran.
Ve ben Vala... Mal Doran.
Et je suis Vala...
Oluşuma katılmış olma ihtimali var, küçük de olsa.
Vala Mal Doran sera regrettée.
Mal Doran mı yapalım?
Vous voulez organiser un "maldoran"?
Mal Doran yapacağız!
Nous allons tenir un "maldoran"!
Bir Mal Doran.
Un "maldoran".
- O zaman gerçek bir Mal Doran olamaz, değil mi?
- Alors ce n'est pas un vrai "maldoran", non?
Geçmişte olanın aksine bu Mal Doran'ın son kararını sizler vereceksiniz dostlarım.
Contrairement au passé, la décision finale de ce "maldoran", sera vôtre, mes amis. Un vote général.
Biliyor musun Doran?
Tu sais quoi, Doran?
Dosyanı okudum, Bayan Mal Doran.
J'ai lu votre dossier, Mademoiselle Mal Doran.
Basınla Van Doran'ın ilgilendiğini duydum. Ona bunu verebilir misin?
Van Doran gère les médias, tu peux veiller à ce qu'elle ait ceci?
Doğru, korkunç ense saçı olan Janie Doran'ın arkasına oturmuştum.
C'est vrai, j'avais dû m'asseoir derrière Janie qui avait des poils dans le cou.
Ve Vala Mal Doran.
Et Vala Mal Doran.
Yarbay Mitchell : Vala Mal Doran burada.
Colonel Mitchell, Vala Mal Doran est ici.
Yarbay Mitchell ve Carter, Doktor Daniel Jackson ve Vala Mal Doran.
Les Lieutenants Colonel Mitchell et Carter, le Docteur Daniel Jackson et Vala Mal Doran.
ve eğer Vala Mal Doran'dan bahsedecek olursanız, size söylemekten üzgünüm ama... şu anda Bölge 51'de bir hücrede bulunmakta.
Si vous parlez de Vala Mal Doran, elle occupe une cellule en zone 51.
Rahibe Susan Doran gereken her şeyi verir size.
Sœur Susan Doran vous fournira tout cela.
Bayan Doran, ben Özel Ajan Reeves.
Mme Doran, agent spécial Reeves.
Patmos'u babam Peder Richard Doran kurdu.
Mon père, le révérend Richard Doran, a fondé Patmos.
Ezra, Richard Doran'ın bedeninin kutsallığını korumayı sağlaması şartıyla mezardan çıkarılmasını kabul etti.
Ezra a accepté l'exhumation à condition qu'il soit présent pour protéger la sainteté du corps de Richard Doran.
Bayan Doran, lütfen.
Mme Doran, s'il vous plaît.
Peder Doran zehirleniyor ve Patmos'u devralıyorsun.
Le révérend Doran est empoisonné, et vous avez Patmos.
Sonra da Susan Doran'ın yerine konmuşsun.
Et prendre la place de Susan Doran.
- Susan Doran.
Susan Doran.
Geçmişte bağlantı düğümü Susan Doran idi bekçiydi tüm alt ağlar arasındaki bilgi akışını kontrol ediyordu.
Auparavant, Susan Doran était le nœud de liaison, la gardienne, contrôlant le flux d'informations entre les sous-réseaux.
Ben bununla yaşıyorum, Bayan Doran.
Ça ne m'inquiète pas, Mme Doran.
Aslında Bayan Doran, sizi tutukluyorum.
En fait, Mme Doran, je vous arrête.
Craig Ezra ve Audrey Doran biraz sarsıldı.
Craig Ezra, Audrey Doran sont secoués.
Oradaydım Susan Doran'a tepeden bakarak saldırıyor kuşkularımı onun üzerine yansıttığımın hiç farkına varamıyordum.
Je m'amène, tout bien-pensant et j'attaque Susan Doran. Je ne me rendais pas compte que je projetais mes doutes sur elle.
Eğer öyleyse, Susan Doran az önce kızı için kendini feda etmiştir.
Ainsi, Susan Doran vient de se sacrifier pour sa fille.
Ezra-taksim-Boone yokken Craig Peder Doran'ı öldürüyor.
- Bon. Craig tue le révérend Doran car Ezra-Boone n'est pas là.
Ama aynı zamanda bunlar birbirine karşı savaşa giriyor Susan Doran'ı suçlamaya devam ediyorlar.
Ils se font la guerre, mais en même temps, ils accusent toujours Susan Doran.
Susan Doran üzerinde güzel geri dönüş.
Belle volte-face sur Susan Doran.
Vala Mal Doran!
Valla Badly Doran! ?
Merhaba Dedektif Van Doran ı aramıştım Hatta kalın Iütfen
Le détective Van Doran. Ne quittez pas.
Van Doran
Van Doran.
Vala Mal Doran'ı anacağız.
Hé, Jackson!
Vala Mal Doran...
Vala Mal Doran.
- Susan Doran?
- Susan Doran?