Dostun translate French
2,255 parallel translation
Bir dostun olarak, bence bir 50 yıl daha beni sinir etmek için buralarda olursun.
En tant qu'amie, je pense que tu m'énerveras encore pendant une cinquantaine d'années.
Paran yoksa, dostun yoktur.
Si t'en as pas, personne te connaît.
Dostun Jie.
Jie, ton bon ami.
Küçük kovboy dostun da pek sevimli bir ufaklığa benziyordu.
Votre ami le cow-boy avait l'air d'un garçon si sympathique.
Bir dostun olarak sana bir gün gelsem ve desem ki "Dave, erkekleri çekici buluyorum."
Si, en tant qu'ami, je te disais : " Salut, Dave, je suis attiré par les hommes.
Dostun Chandler, seni öldürmem için kiraladı beni.
Ton pote Chandler m'a engagé pour te buter.
Eski bir dostun olarak bırak da huzur içinde öleyim.
Au nom de notre ancienne amitié, laisse-moi mourir en paix.
Big Fate kurtuşuna bedel olarak savcılığa seni ve dostun G'yi mahkum etmesi için yardım edecek.
Si Fate gagne, tu vas te retrouver en taule avec "G".
Ve burada da dostun Crusoe'nun kafatası olacak. Tabii akbabalar onu temizledikten sonra.
Et ici... sera le squelette de ton ami Crusoe, après que les vautours l'aient dépouillé.
Peki ya dostun Blackthorn?
- Et ton ami, Blackthorn?
Senin için güvenli bir yolculuk olur ama demir alır almaz, dostun Cuma boğulur.
Un passage assuré pour vous. Mais si cela signifie que votre ami Vendredi sera jeté à l'eau dés notre départ.
Eski bir dostun yardımı gerekecek.
Mais il nous faudra l'aide d'un vieil ami.
Dostun nerede?
Où est ton ami?
Bak, biliyorum, O senin dostun Patty.
Je sais que c'est ton ami, Patty.
Nasıl hiisettiriyor? Dostun seni sattı.
Ça fait quoi d'avoir un pote qui vous balance?
- Dostun Gilbert'la konuş.
- Va parler à ton ami Gilbert.
Dostun daha gelmedi. Bunu mu demek istiyorsun?
Ton ami n'est pas encore rentré, c'est ça?
Donkey... Arkadaş tarafından öldürülen dostun mu?
Celui qui a été tué par Ami?
Ama eski dostun itfaiye şefi konuyu anladı. Bir kaç arama yaptı.
Mais votre vieux compère, le chef des pompiers, a compris, a passé quelques appels.
Bak, sana dostun olarak, şunu söyleyeyim.
En tant qu'ami, laisse-moi te dire une chose.
Bak, George, Sana bunu bi dostun olarak söylüyorum.
George, en tant qu'ami, je vais te dire quelque chose.
Pekala, dostun olarak cevap vereyim, şunu bil ki sen benim dostum değilsin.
Je vais te répondre en tant qu'ami : tu n'es pas mon ami.
Sinirsel modülatör senin en yakın dostun.
Le neuro-mod est ton meilleur pote.
Senin dostun olmaya çalışan insanlara pislik muamelesi yapıyorsun.
Tu traites ceux qui essaient d'être tes amis comme de la merde.
Dostun onun tutsağı artık.
Tes amis sont prisonniers désormais.
Dostun da bu yüzden kılıcı kullanmaman için seni uyarmaya çalıştı.
C'est pour ça que ton ami a essayé de te prévenir de ne pas utiliser ton épée.
Senin dostun değilim, ve arkadaşın değilim.
Je suis pas votre ami et je suis pas votre ami.
O senin dostun, sen ona baskı uygulayabilirsin.
C'est son ami. Vous avez le droit de le forcer à venir
Onlara dostun olduğunu söylemedin mi?
J'ai gagné un peu d'argent.
Dostun Cesar Luciani bizi, seni öldürmemiz için gönderdi.
Votre Luciani ami nous a envoyé pour vous tuer.
Atın ve tek dostun, Düldül.
Ton cheval est ton seul ami, JollyJumper.
Sen ve dostun daha sonra parti yapmak ister misiniz?
- Ça vous dit de se voir après?
Ve tipik olarak eğer birisi seni öldürecekse odada bir dostun olması iyi bir fikirdir.
Et puis, si votre vie est en danger, mieux vaut avoir - un allié dans la pièce.
Dostun Sykes'a yüzükten bahsettin, değil mi?
Vous avez parlé de la bague à Sykes, pas vrai?
Sana dostun Webster'la ilgili bir şey söyleyeceğim.
Je vais vous dire un truc sur l'ami Webster.
Alt tarafı ben, mahalleden eski dostun, bir oda istiyorum.
C'est moi, ton vieux voisin qui veut une chambre.
- Dostun yok mu? - Hayır.
- T'as pas de mec?
Kafa bir herif olabilir ama senin dostun değil.
Il est cool, et tout, mais c'est pas un de tes potes!
Eminim ki birçok dost, babanı tekrar hayatta görmek ister. Ama o birçok dostun aklından dahi geçirmediği o kokuşmuş kafa tasını görmek isteyeceğinden emin değilim.
Je suis sûr qu'il y a un tas de types qui veut voir ton paternel en vie mais... je suis pas trop sûr pour le coup de la tête de mort avec les tripes à l'air.
Orada, başından beri ipleri elinde bulunduran deli bir sürtük var. Yanında da dirilmiş eski robot dostun var ki, o da senin kıçını sevmiyor!
Là, il y a la salope maniaque qui tire les ficelles depuis le début, et là, ton pote le robot immortel qui aime pas ta gueule non plus.
Dostun ve iş arkadaşın olarak, korkunç bir hata yaptığını söylemeye kendimi mecbur hissediyorum.
En tant qu'ami et collègue, je me sens dans l'obligation de vous dire que vous faite une colossale erreur.
Eski dostun Christopher.
Votre vieux copain Christopher.
Eski dostun Christopher.
Votre vieux copain, Christophe?
Dostun mu?
Ton amie?
Dostun, Stewie.
Ton ami, Stewie. "
Magge ile senin dostun var ya!
Tu sais bien, Magges et ton pote.
Senin dostun olmaktan, sevgilin olmaya nasıl geçerim, bilemedim.
Et je ne savais pas comment en étant ta meilleure amie devenir ta maîtresse.
Hiç dostun yok.
Aucun ami.
.. o adam senin dostun değil. Kim?
C'est pas ton ami.
Seni asla elde edilmiş görmeyeceğime ya da kötü söz etmeyeceğime sevgimin bitmesine asla izin vermeyeceğime arkandan etkilenmekten bıkmayacağıma ayrıca, sıcaklığından, zekandan hayvanları katletmeyi reddetmenden bilgeliğinden, kahkahandan su bile kaynatamamandan büyüleneceğime ömrüm boyunca en iyi dostun olacağıma seni karım olmaya kandırdığım için emin olamadığın Tanrı'ya hep şükredeceğime yemin ederim.
Je promets De ne jamais te sous-estimer Et d'éviter les mots amers
Yeni dostun.
Ton nouveau meilleur pote.