Duble translate French
1,030 parallel translation
Hayır, teşekkür ederim. Ben duble viski ile yatıştırırım.
Je calmerai le mien avec un double scotch.
Benimki bu sefer duble olsun, tamam mı?
Un double pour moi.
- Bir duble ver.
- Un double.
- Bir duble ne?
- De quoi?
Altı adet duble scotch getir, ve hepsini önüme sırala.
Apportez-moi six double scotch, et alignez-les devant moi.
Bana altı duble scotch, lütfen.
Apportez-moi six double scotch, s'il vous plaît.
Altı duble scotch'la ne yapmak istediğini sorabilir miyim?
Puis-je savoir ce que vous allez faire avec six double scotch?
Harry, duble konyak.
Harry, un double!
Bana bir duble viski ver, şişeyi de bırak.
Un double bourbon, et laisse la bouteille. Bien sûr.
Eski yastıklarımı çıkartmıştım. Hızlıca bir kaç duble viski içirip...
Deux ou trois lampées de scotch.
İki duble viski.
- Deux whiskys.
Bana bir duble burbon, lütfen.
Donnez-moi un double bourbon, s'il vous plaît.
Bir duble daha.
Un autre double.
Florita'daki adama birkaç duble borçluyum sanırım.
Je dois un verre ou deux au gars du Florita.
Güneşin batmasına az kaldı. Duble olsun.
La nuit approche, je peux en prendre un autre.
Orkestraya şampanya, bana bir duble konyak.
Champagne pour le groupe, double cognac pour moi.
- Bayan Simpson'a duble konyak.
- Double cognac pour Mme Simpson!
Duble konyak.
Double cognac.
- Önce bir-iki duble içki yuvarlamalıyım.
- Deux godets à écluser et ça y est.
- Hey, duble, sert ve iğrenç içkiye ne dersin?
- Et si on éclusait un godet? - Viens.
Ölçülü içmeye başlasanız iyi olur. Pazartesi'ye kadar alamazsam istihkakını kısmak zorunda kalacağım. Duble yok artık.
N'en prenez pas trop, si je ne suis pas livré lundi, je vais devoir vous rationner.
Kevin, bir duble burbon ver.
Kevin, un double bourbon.
Bayan Krystyna, iki duble.
Mademoiselle Krysia! Deux uhlans!
İki duble.
Deux uhlans.
Juanita, iki duble burbon daha!
Juanita, encore deux doubles bourbons!
Tek istediğim içecek sıcak bir şey bir fincan kahve veya bir duble viski.
Tout ce que je veux, c'est un remontant, une tasse de café ou un whisky. Pas vrai, Jordan?
Altı tane. Duble.
Six whiskies doubles!
İhtiyacın olan iki duble içki, sanırım düşünmene yardım eder.
Quelques verres t'aideront à réfléchir.
Bunun tek bir tanesi üç duble martini gibi tesir eder.
Chacune d'entre elle équivaut à trois Martinis.
Mary, bize dört duble getirebilecek misin?
Mary, on peut avoir quatre doubles, s'il te plaît?
Duble viski.
Whisky double.
- Bir doz mu? - Duble.
Le médecin est là.
- Duble olsun, garson.
- Euh, ce sera un double, garçon.
Duble patates koy.
Et remettez des pommes de terre.
Jolly Joe Slattery'ye duble viski.
Un double pour le beau Joe Slaterry.
Orası önemli değil. Dört duble viski yollasana sen.
Oui ben, ça ne fait rien, vous porterez toujours quatre scotch là-bas.
Duble viski alayım.
Donnez-moi un whisky... un double.
Bir duble burbon ve biraz kraker. Burbon.
Un bol de bourbon et des gâteaux secs.
Tabii ki. Bir duble daha burbon ve kraker.
Un autre bol de bourbon et des gâteaux secs.
Duble shaker!
Un super-tord-boyaux!
Benimki duble olsun! Böyle birşey bir adamın ününü yerle bir edebilir.
Vous auriez pu ruiner ma réputation.
- Aynısından. Duble.
- La même chose, mais un double.
Başlamak için sek bir duble martini lütfen.
Je commencerai avec un double martini.
Duble rom.
Un double rhum.
Bir duble viski.
Je voudrais un double whisky.
Duble viski.
Un whisky.
Duble Jack Daniels istiyorum, buzlu. Var mı?
Un scotch avec glaçons.
Bir duble Jack Daniel's, buzlu.
Scotch avec glaçons.
Aslında bir duble burbon ver.
Donne-m'en un double.
Norm! Duble burbon geliyor.
Double whisky.
İki duble.
- Deux doubles.