Duncan translate French
2,200 parallel translation
Chris Duncan'la yatıyordun.
- Chris Duncan était votre amant.
Ollie ve Chris Duncan'ın öldürüldüğü gibi..
C'est ce qui a tué Ollie et Chris Duncan.
İfadesinde Chris Duncan'ın rehabilitasyondan aradığı yazılı..
Dans sa déclaration, elle dit que Chris Duncan l'a appelée du centre.
Chris Duncan'ı da..
Et Chris Duncan.
Chris Duncan ilk miydi sanıyorsun?
Chris Duncan n'était pas le premier.
Duncan onun harika Dr. Who'sudur.
Duncan est son superbe Dr Who.
Duncan'ın işi onun her şeyidir.
Duncan ne vit que pour son travail.
- Bir şeyim yok. Duncan bir immünolojisttir.
Duncan est immunologiste.
Emily Duncan.
Emily Duncan.
Emily Duncan, Friday Night orospularımızdan biri.
Une de nos putes du vendredi soir.
Ve karşılığında istediği tek şey... Güzel Emily Duncan'ın
Et la seule chose qu'il veut en retour, c'est la main de la ravissante...
Eli.
Emily Duncan.
Duncan Paley, 8 yaşında, yakın zamanda enfeksiyonlu endokarditten aortik kapakçık hastalığı teşhisi konmuş. Bugün Ross operasyonu geçirecek.
Duncan Paley, huit ans, atteint d'une valvulopathie aortique due à une endocardite infectieuse, procédure de Ross prévue aujourd'hui.
- Duncan, buraya gel!
- Duncan, reviens ici!
Duncan! Buraya gel.
Reviens.
- Duncan, hemen in oradan.
- Duncan, descends de là.
Selam Duncan.
Salut, Duncan.
Duncan'ın ne yapıyor olduğunu öğrenmek ister misin?
Vous voulez savoir ce que fait Duncan?
Merhaba Duncan.
Bonjour, Duncan.
Bu Will Duncan, onyedi yaşında.
Voici Will Duncan, 17 ans.
Bayan Duncan, her olasılığa bakacağız.
Mme Duncan, on examine toutes les pistes.
Bay Duncan Belçikalıların ikiyüzotuzbin sahte dolarına el koymuş ve dördünü de hapse attırmış.
M. Duncan a saisi 230 000 dollars de fausse monnaie aux Belges et en a renvoyé quatre à la frontière.
Will Duncan için geldik.
C'est à propos de Will Duncan.
Bay Duncan bankalarda kalpazanlık seminerleri veriyormuş.
M. Duncan fait des séminaires sur le faux monnayage à des banques.
İşimiz daha bitmedi, Duncan.
on n'en a pas fini, Duncan.
- Duruyoruz çünkü Will Duncan kayıp ve sen 4 gün önce onu tehdit ederken görülmüşsün.
- Ça l'est, car Will Duncan a disparu et on vous a vu le menacer il y a 4 jours.
Duncan'a bir şey yapmadım ben.
Je n'ai rien fait à Duncan.
Duncan'ın canını yakmadım.
Je n'ai pas fait de mal à Duncan.
Çok etkilendim, Duncan.
Intéressant, Duncan.
Will Duncan'la ilgili konuşacaktık.
On est là pour vous parler de Will Duncan.
Hüküm giydikten sonra, bir arkadaşımdan Ajan Duncan'ın adresini aldım ve onu görmeye gittim, o kadar.
Après sa condamnation, un pote à moi m'a dégoté l'adresse de Duncan. J'étais venu le voir, c'est tout.
Bay Duncan adına ihtiyacımız olacak metresinizin.
M. Duncan... On va avoir besoin du nom de votre... maîtresse.
Will Duncan nerede?
Alors, où est Will Duncan?
Bay Duncan, merkezde tuttuğunuz daireden haberimiz var.
M. Duncan, on sait pour votre appartement au centre ville.
Bay Duncan, oğlunuz sizinle ilişkiniz konusunda yüzleşti mi?
M. Duncan, votre fils vous a-t-il reproché votre liaison?
Bence bütün deliller sizin aleyhinizde, Bay Duncan.
Eh bien, je pense que tout mène à vous, M. Duncan.
Üzgünüm bölüyorum. Ama... Bunları Duncan'ın dairesinin önündeki güvenlik kamerasından aldık.
Désolée de vous interrompre, mais... on a tiré ça d'une caméra de sécurité devant l'appartement de Duncan.
Trevor Duncan.
Trevor Duncan.
Değeri nedir Duncan?
ENTREPÔT DE COTON À combien l'évaluation, Duncan?
Duncan aptalca bir şey yapma.
Duncan, ne perd pas la raison.
Sakin ol Duncan.
À plus, Duncan.
Bu sabah bankadan Bay Duncan'la konuştum.
J'ai parlé avec M. Duncan de la banque ce matin.
Alkışlar, Bay Kendall Duncan için.
J'ai nommé M. Kendall Duncan!
Kendall Duncan'ı derhal buraya gönder.
Fais monter Kendall Duncan tout de suite, je te prie.
- Buyurun, Duncan.
- C'est Duncan.
Büyük bir sempati oluşturacak. Beni dinle, Duncan.
Il attendrira les jurés.
Onu buraya getirmeyeceksin.
Duncan, écoutez-moi. Vous ne le ferez pas venir.
- Bu Duncan, buradaki görevlilerden biri.
- Duncan, mon adjoint.
Hadi, Dunçan.
Allons, Duncan.
- Duncan!
- Duncan!
Duncan.
Duncan.