Duyamadım translate French
1,034 parallel translation
Ne yazık ki duyamadım, Bayan Metcalf.
Non, Mlle Metcalf.
- Pek duyamadım.
- Je n'ai pas bien entendu.
Sizi duyamadım. Soğuktan dişlerim takırdıyordu.
Je n'ai rien entendu, je claquais des dents.
Ne dediğini duyamadım.
Je n'ai rien entendu.
Duyamadım, ne dedin?
- Comment?
Geldiğinizi duyamadım.
Je ne vous ai pas entendu arriver.
- Afedersin, duyamadım?
- Pardon? - Dr Hafter.
- Ne söylediğini duyamadım.
Je n'ai pas entendu.
Hala sesini duyamadım.
Je n'ai pas entendu le son de ta voix.
Onu tam duyamadım.
J'entendais mal.
- Bu Profesör Armstrong da kim? - Seni duyamadım hayatım.
- Qui est cet Armstrong?
Özür dilerim duyamadım.
- Pardon, je n'ai pas entendu.
İyi duyamadım.
J'ai mal compris.
Hayır, duyamadım.
Non, je n'entendais rien.
- "Duyamadım" demek istediniz.
- Vous voulez dire "entendre".
Hiçbir zaman... herhangi bir şeye karşı ilgi duyamadım.
Je n'ai jamais eu... d'intérêt pour rien.
Duyamadım.
Je n'ai pas entendu.
Galiba geçen söylediğinde adını duyamadım.
Je ne crois pas avoir... Je n'ai pas saisi votre nom.
- Mümkün değil. - Duyamadım.
[Inaudible]
- Duyamadım, ne dediniz?
Jen'ai rien entendu.
- Doktor Forbin, bize bir hediye getirin. - Ne dedin, duyamadım?
Docteur, ramenez quelques souvenirs!
Üzgünüm efendim ama söylediklerinizin hiçbirini duyamadım.
Désolée, je n'entends rien!
Seni duyamadım.
Je ne pouvais pas entendre.
Duyamadım.
J'ai rien compris.
- Duyamadım? - Oturun dedim!
- J'ai dit, asseyez-vous.
Her şeyi duyamadım.
Je ne sais pas.
O bir inek! Duyamadım?
- Qu'est-ce que tu as dit?
Kusura bakmayın, duyamadım.
Excusez-moi, je n'ai pas entendu.
Seni duyamadım bebeğim.
Je ne t'ai pas entendue. Qu'as-tu dit?
Sonra bana dinlememi söylediler ama hiçbir şey duyamadım.
Puis il m'a demandé d'écouter et je n'ai rien entendu.
Ne dedin, duyamadım?
Je t'entends pas.
Duyamadım, tatlım.
Je ne t'entends pas chérie.
- Adınızı duyamadım, bayım?
Votre nom, c'est comment déjà? Dobbs.
Duyamadım.
Vous dites?
Evet. - Ne? Dediğini duyamadım.
- J'ai pas entendu.
İsimlerini duyamadım.
- A boire. Je n'ai pas entendu leur nom.
Sizi iyi duyamadım.
Je n'avais pas bien entendu.
Duyamadım. Hadi.
Allez tout le monde!
Bilmiyorum, detayları duyamadım.
J'ai pas écouté les détails.
Duyamadım efendim?
Pardon?
Ne? Duyamadım.
Je ne te reçois pas!
Ne dediğini tam olarak duyamadım? Mahsuru yoksa tekrar eder misin lütfen?
Désolé, je n'ai pas bien entendu, voulez-vous répéter?
Seni duyamadım sanırım.
Je dois avoir mal entendu.
Korkarım isminizi şu ana dek duyamadım.
- Je crains de ne pas avoir entendu votre nom auparavant.
- Duyamadım.
Je n'ai pas entendu.
Sizi tam duyamadım, tekrarlar mısınız?
Je ne vous entends pas.
Nesine oynadığını duyamadım.
Tu peux me rappeler quel est l'enjeu?
Görüp, duyamadığım her şeyi kıskanıyorum.
Je suis jaloux de tout ce que je ne peux voir.
Oh, duyamadığım için üzgünüm...
Désolé de n'avoir pas entendu...
Kodu duyamadım. Eski süt çiftliğinde.
À la laiterie.
Bridges bunu duyamadı mı yani?
Bridges ne l'a pas entendue?