Döneceksin translate French
1,872 parallel translation
Evine ne zaman döneceksin, evlat?
- "tu come back, fils?" - " Je sais pas.
Nereye döneceksin?
Pour faire quoi?
Ne zaman döneceksin?
Quand reviendras-tu?
Güzel. Ama gece 10'da eve döneceksin, yoksa polisi ararım.
Mais tu rentres à 22h00, ou j'appelle les flics.
Uzun vadeli planların hakkında konuşmamız gerek, ne zaman eve döneceksin mesela.
Il faut qu'on parle de tes plans. Par exemple quand est-ce que tu rentres.
Eve ne zaman döneceksin?
Quand rentres-tu à la maison?
Döneceksin.
Oui, vous reviendrez.
Evet, döneceksin.
Oui, vous reviendrez.
"Sevgili Holly, fazla vaktim kalmadı." "Abartmak istemem, dondurma almaya gittin ve az sonra eve döneceksin..." "... ama içimden bir ses bunun son mektup olacağını söylüyor... "
" Chère Holly, il ne me reste pas beaucoup de temps, tu es sortie acheter de la glace et tu ne vas pas tarder, mais je sens que c'est ma dernière lettre.
Ne zaman döneceksin?
Euh, quand est-ce que tu reviens?
Çünkü dönersen müritlerimin tekmeleri dişlerini dökecek havaya savrulup, pisliğe atılacaksın ve cehennem azabına geri döneceksin!
Car si tu reviens, je mettrai tous mes pouvoirs en œuvre pour te combattre, tu quitteras le corps de Mme Hunter, tu seras détruit et tu retourneras dans le néant!
Oraların tadını çıkarsan iyi olur, çünkü bir haftaya kadar döneceksin.
Hey, une amélioration rapide pendant que vous êtes là faut revenir dans une semaine.
Sanırım, kuru sikinle evine geri döneceksin.
Je crois que tu rentreras à la maison la bite sèche.
Ne zaman döneceksin?
Quand repasserez-vous dans le coin?
Sen geri döneceksin.
- Ca n'arrivera même pas...
Ne zaman geri döneceksin?
Et quand reviendrez-vous?
Bir sonrakinden sağa döneceksin.
C'est la prochaine à droite.
Eve döneceksin, değil mi? Elbette.
Tu rentreras à la maison?
Çok iyi. Okula geri mi döneceksin? Evet.
- Alors, tu vas reprendre tes études?
Yürümene yardım edecekler, sonra yeniden eski günlere döneceksin.
Ils vont t'aider à remarcher et après, hop! Au jardin.
O ortadan kaybolduğunda, bize geri döneceksin.
Quand on l'aura eue, tu nous reviendras.
Ne zaman döneceksin?
- Tu reviens quand?
Ne zaman döneceksin?
Tu reviens quand?
Ne zaman bu işleri bırakıp bana geri döneceksin?
Quand est-ce que tu me reviendras?
Sağa döneceksin.
À droite.
- Ne zaman döneceksin?
- A quelle heure tu seras la?
Herkes selam söylediğine göre, ne zaman döneceksin çünkü mekân pislik çukuruna döndü!
Maintenant qu'on s'est tous salués, quand rentres-tu? Parce qu'on est dans la merde.
Babylon 5'e bir yılız öfkesi gemisiyle döneceksin ve Vintari'nin bu ilkel araçlara ilgisi var.
Vous retournez sur Babylon 5 avec un Starfury et l'intérêt de Vintari pour ces véhicules primitifs...
Hemen kliniğe döneceksin.
Vous allez retourner à la clinique.
Eve, işinin başına döneceksin.
Tu vas rentrer à la maison. Et tu vas te remettre au travail.
Yamagato Endüstrisi'ndeki işine geri döneceksin.
Tu retourneras à Yamagato Industries.
- Dur bir dakika. Daha yeni kaçtın, Clark. Şeytanın inine geri mi döneceksin?
Tu viens de sortir, tu retournes dans la gueule du loup?
Mode'a döneceksin, heyecanlı mısın?
Tu dois être contente de retourner chez Mode.
Erkek arkadaşına geri döneceksin ve onu komponenti geri aldığımıza inanmasını sağlayacaksın.
Tu vas retourner auprès de ton petit ami et tu vas t'arranger pour qu'il pense que nous avons récupéré le dispositif.
# Yani, Carla... # #... ne zaman geri döneceksin? #
Alors, Carla, quand reviendras-tu?
Eve nasıl döneceksin?
Comment rentreras-tu?
Yarım mil kadar yürüyeceksin ve sonra ikinci sağdan döneceksin.
Après un kilomètre, prends la 2e à droite.
Sadece bir tane daha ve bana döneceksin.
Il n'en reste qu'un. Et nous serons réunis.
Yakında döneceksin diyerek sana yalan söylemelimiyim?
Devrais-je te mentir et te dire que ça sera bientôt?
Sonra evine, ailene geri döneceksin.
Tu rentres ici, chez ta famille. Ça va?
Ve doğruca kodese döneceksin.
- Et retourner direct en prison.
Teşekkür etmek için. Bir gezinti ve sonra evine döneceksin.
Pour dire merci, t'as droit à un voyage, après maison.
Ne zaman geri döneceksin?
Tu reviens quand?
- Öyleyse, ne zaman döneceksin?
- Et tu reviens quand?
Gözlerine bakacaklar, sonra da eve döneceksin.
Ils vont s'occuper de tes yeux et tu sortiras.
Zengin bir adam olarak buradan gidecek misin yoksa 900'lü telefon hattındaki işine mi geri döneceksin?
Va-t-il profiter de cette expérience pour être un homme riche? Ou va-t-il retourner à son travail avec 900 lignes de téléphones?
Buradaki işin bittiğine göre, sanırım Sydney'den ayrılıp Los Angeles'a döneceksin, değil mi?
Maintenant que tu as fini ton travail ici, je suppose que tu vas quitter Sydney et rentrer à L.A.?
Evine döneceksin.
Tu rentreras chez toi.
Dışarı çıkacaksın, özgürlüğünü koklayacaksın ve bana geri döneceksin, tamam mı?
Montre-moi que tu en es capable. Fais un pas dehors.
Ne zaman döneceksin?
Quand reviens-tu?
- Hayatım, ne zaman döneceksin?
- Je ne sais pas, Lois.