Eco translate French
315 parallel translation
Dengesizlik ve toplumsal vicdan bozukluğu ECO-TRX 314 tanısıyla derhal yok edilmesi gerekir.
A détruire immédiatement. Déséquilibre chimique incurable, le rendant asocial.
Toptancıdan almadığınız kesin.
Vous ne l'avez sûrement pas acheté chez Club Eco.
Bana tekrar kampanyalarınızı anlatır mısınız?
- Parlez-moi encore du Super Eco.
Bunun ihtisasını yaptım.
C'est pour ça que j'ai fait Sciences Eco
İhtisası ne demek?
C'est quoi, Sciences Eco?
İhtisas bir şey üzerine eğitim almaktır.
Sciences Eco, c'est un diplôme de la fac
- Evet, bak, eminim binlerce budala ve C-bardaklar vardır şu an konuşmak isteyeceğin ama sen benim Ekonomi'de tandığım tek insansın. İşte anlaşma.
Ecoute, je suis sûre qu'il y a une douzaine d'idiotes... avec des mèches et tout à qui tu préfèrerais parler... mais tu es le seul que je connaisse en éco, alors voilà...
Bana yüklenme, Carolyn. Ben ekonomi eğitimi gördüm.
Lache-moi, Carolyn, j'ai fait sciences-eco.
- Uh... Teröristler
-... eco-terroristes.
haber verdi teröristlere
dix florins sur les eco-terroristes.
Troponin, kreatin kinaz, ekokardiyografi.
Je veux une coag'complète, troponine, CPK, ECO,
Yol, okul ve barajlar yapmaya, eyaleti uçtan uca değiştirmeye başladı.
/ / a construit des routes... des éco / es, des barrages... pour changer /'Etat tout entier.
- Ev ödevinden nasıl D alırsın?
- Tu as eu un D en éco domestique?
- Bayan Hagel seni sınıfda beklemiyor mu?
Mme Hagel ne vous attend pas en éco domestique? Probablement.
Okula gitmeden önce yukarı çıktı, inmiyor.
/ / est monté là-haut avant /'éco / e et i / ne veut plus descendre.
Nörobiyoloji, plazma dinamikleri ve eko-yenileme üzerine çalışmış.
Elle a travaillé en neurobiologie, dynamique plasmique et éco-régénération. Des études très variées.
Eko-yenileme üzerine bir ödev hazırlamıştım.
J'ai étudié l'éco-régénération.
Burası Fort Knox kadar güvenlidir ve enerji olarak da bir eskimo evi kadar az enerji kullanır.
Cet endroit est aussi sûr que Fort Knox et aussi éco-énergétique qu'un igloo.
Turistik sınıf.
Classe éco.
Ya da çevre filozofu Parlum Grass'ında ifade ettiği gibi...
Comme le dit l'éco-philosophe Parlum Grass :
Zack, orada mısın?
- Sciences Eco, c'est... - Zack, t'es là?
Ekonomi sınıfında herkes uyuyor.
Tout le monde dort en classe éco.
Ekonomi sınıfı arazını gidermek için hostesler adale gevşetici ilâç verdiler onun için hepsi uyuyor.
On leur a donné un décontractant à cause du syndrome de la classe éco. Ils doivent en écraser.
Meksika'ya varınca hepinizi idareye şikâyet edeceğiz. Ekonomi sınıfındaki uçuş görevlileri de dâhil!
Une fois au Mexique, on portera plainte contre vous tous, y compris les hôtesses de la classe éco.
Hindistan'a uçak. Gitmek için tek yol bu.
En éco jusqu'en Inde, c'est le pied.
Babam ekonomi dersleri verirdi.
Ouais. Mon père était prof d'éco.
Umarım bu yıl iktisat dersine Gambutteau girmez.
J'espère surtout que t'auras pas Gambutteau cette année en éco, c'est tout ce que je te souhaite
- Ben Kenny Reily, Ekonomi'de senin partnerinim.
- Ton partenaire en éco.
Ekonomi dersinden alacağım not buna bağlı.
Mon diplôme d'éco en dépend.
Evet, bunu yaşadım. LA'dan Paris'e 1 8 saatlik bir uçuş gibi. Ve koltuğa çakılısın.
Oui, je connais. 18h de vol L.A.-Pariscoincée en classe éco.
- Ekonomi kitabımı bulamıyorum.
- Je trouve pas mon livre d'éco.
Her ekosistemin kendi mantığı var, belki sizinki popülasyonları kontrol altında tutmanın basit bir yoludur.
Chaque éco-système fonctionne selon sa propre logique, le vôtre a adopté ce moyen pour éviter la prolifération des espèces.
Peki ekonomi finalin ne zaman?
Quand est ton exam d'éco?
Atölye dersine gitmeliyim.
Faut que j'aille en cours d'éco.
Dikkat dikkat. 605 sefer sayılı Tokyo uçağı uçuş için hazır ve 4 adet mega-tasarruflu koltuk mevcuttur.
Attention, le vol 605 pour Tokyo est prêt au départ et il reste quatre places méga-éco.
Bilmiyorum. Çok dikkat çeken Gross National Product'ın kökenleriyle ilgili bir seminerim var. Bu yüzden...
J'hésite : j'ai un TP en éco hyper passionnant sur l'origine du PNB.
Ekonomi için okumayı bitirdin mi?
Tu as fini ta lecture d'éco?
Şimdi ben ekonomik odayı tercih eder misiniz diye merak ediyorum.
J'étais en train de penser, tu ne préfèrerais pas une chambre éco?
Bir şeyler öğrenmeye çalışın.
Tim, Sam, parlez aux classes éco. Apprenez-en un maximum.
Ya öbür taraftaki yolcular?
Et les passagers de la classe éco?
Arka tarafa git. Oradaki yolculardan kimse öne gelmesin. Sağ ol.
Retourne en classe éco et vérifie que personne ne s'approche d'ici.
Niye birinci sınıfta uçtuğumu biliyor musunuz? Ücretini şirketimin ödemesi haricinde, çalışabildiğim için.
Vous savez pourquoi je voyage en première, à mes frais plutôt qu'en classe éco?
Ama bizim adam 2-3 metre ilerde bulundu.
Et notre type... a été trouvé à 1 m 50 de là. La tête vers la classe éco.
Bir kez birinci sınıfta çalıştın mı, ekonomik sınıfa dönemezsin.
Quand on travaille en première, on ne peut pas retourner en classe éco.
- O bölümde sıcak kurabiye bile bulunmaz.
- Pas de biscuits en classe éco.
Eko-radikal grup Dirt First bugün Krusty Burger önünde cesur bir protesto yaptı.
Le groupe éco-radical Terre première a organisé une manif aujourd'hui devant Krusty Burger.
Birinci sınıf bileti iki ekonomi sınıfıyla değiştirdik.
On a échangé la 1ère contre deux éco.
Ekonomi sınıfında uçacaksın.
Tu es en éco.
Hayır, Ekonomi...
Non, en éco.
Evet, ekonomi fiyatının yarısı.
La moitié d'un billet en classe éco.
Tek koltuk! Ekonomi!
Un billet, en éco.